- 594 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Nehir Tel'in çizdiği resim... Ardahan Öyküleri 301
Çok düşünüyordum. Düşündükçe bişeyler aklımda açılıyordu. Elimi öbür elim avucuna almıştım. Sıkıyordum, sıkıyordum. Hissetmeden, ne yaptığımı bilmiyordum.
Sağımı solumu neye göre bilecektim.
Ya biri çıkıp sorsaydı: "Sağımı, solumu nasıl bulacağım bunu bana öğretir misiniz?"
Öğretmenimin öğrettiği sarımsak- soğan mottosunu söylerdim.
Sağ elimize sa (ğ)rmısağı verirdi, rahmetli öğretmenim. Sol elimize so(l)ğanı.
Ayriyeten yürütürdü bizi, sağ elimizde sarmısak, sol elimizde soğan:
sağımda sarmısak, yürürken sesle, sarmısak, soğan kulağımıza girsin, oradan hafızamıza beynimizde ezber olsun diye bağır babam bağırırdık. Ağzın tadı ile kulağın tadını bilmek...
Ezberle ve uygulamayla bellemeğe yönelik çalışmaydı. Eski bir yöntem olduğu aşikardı.
Deweyist öğretmendim. Kendimi öyle görüyordum. Zihinde kavram inşaasına inanıyordum.
Sağımı, solumu kendime göre tayin ediyordum. Herkes kendi sağını, solunu kendine göre tesbit ediyordu. Düşünürken bunu yakalamıştım.
Kendimize göre tayin edecektik demek, sağımızı solumuzu. Yüzyüze iki kişi kollarını açtığında birinin sağı diğerinin solu oluyordu. Öğrencimle uygulamalı deney yaptık. Çocuklar gördü ve kanaat getirdiler: Herkesin sağı, solu kendine göreymiş.
"Sağımızı, solumuzu nasıl tesbit edebiliriz? "
"Çocuğum! Nasılı, nasılını alet üzerinden pratiksel olarak tesbit edebiliriz."
Pusula, saat ve vida aletlerini uygulamada kullanacağız. Bu aletler pratik nedirin gücünü bize kazandıracağı gibi fizik yasalarını tanıma şansımızda olacak.
Pusulayı bir öğrenci tahtaya çıksın çizsin!.. Öğrenci pusulayı, kuzey’i, güneyini çizdi.
Yüzümü kuzeye dönmüştüm. "Sırtımda hangi kısım var?" diye sordum.
Güneyi, hepsini bildi. İki boş kalan yanımda, doğuyu ve batıyı tesbit kalmıştı. Güneşin doğduğu tarafa doğu deyiverdik. Son kısmaysa batı dedik...
Doğu tarafımın sağ olduğu, batınınsa: Sol olduğu otomatikmen ortaya çıkmıştı.
Tahtaya pusula çizerek, pusulayı aklımıza getirerek yahut sağı, solu güneşin doğuşu batışıyla bulabiliyorduk.
Alet kullandığımızdan, bilimsel çalışma yapmışta sayılırdık.
Pekiyi, Deweyizm de deney var mıydı? Kavram inşaacılığı dedikti, bundan salt zihincilik anlaşılmamak olur muydu?
Deweyizm’de deneyim, tecrübe ilkedir. Uygulama, kabul edilir. Zihin yapılandırılacak son mertebe ve esas yerdir.
... zorunda kalmamış olayım.
... zorunda kalmış olmayayım.
John Dewey, Türkiye eğitim düzenine emeği çoktur. Atatürk Onu Amerikadan ünlü eğitimci olduğunu bildiğinden getirmişti. Atatürk yanılmamıştır.
Deweyizm ve yapılandırmacı eğitim dünyayı şimdi etkilemektedir.
... yanılmamış olayım.
... yanılmış olmayayım.
Aldil... aldille. Aldatmalı dille. Aldatmasız dille.
Çocuklara aldatmasız dille devamla dersi veriyordum.
Saat yönünü Amerikalılar çok kullanır. Jet pilotları, arazideki askerler saat yönü 3’te bilinmeyen cisim vs. diye tanım getirirler. Saati bu denli kullanmağı... garipserdimde bir kerameti olmağıda temkinen beklemişimdir.
Saat yönü 1, 2,3... sağ tarafımızdır.
Ters saat yönümüz 11, 10, 9 sol yanımızdır.
Aletsel bir deney saat deneyi. Acaba fizik biliminden mi geliyordu?
Saat kesinlikle fizik yönde çalışırdı. Vidayı kaparken, sağa düz saat yönüne taraf çeviriyorduk. Açınca ise vidayı sol yana çeviriyorduk.
Vidayı bu yönlere fizik yasaları mecbur ediyordu.
Sağı, solu...
Kuzeyi yüzüm tarafa aldıktan sonra doğum sağ, batım ise sol oluyordu. Bilgimi daha tüme doğru açmak istiyordum. Dünya sağa mı dönüyordu sola mı?
Huşeng Farsi isimdir. Farsyadan gelme insanlar Hüseyin’e HUSEYN diyorlar. Gözlerimle, kulaklarımla duymuşum:
Alagöz’de, Yaylacık’ta Hüseyin ismine SÖYÜN derdiler.
Almanlarsa: HEİSEN... Heayseen... Haesiennn... Hösöyün... Sööyüün: Söyün!
Dünya saat teorimize göre dönüyordu! Dünya doğudan batıya... Dünya sağdan sola...
Hocam! Bağırtısına irkildim.
Nehir Tel resmini gösterdi: " Hocam resmim nasıl olmuş?"
Kağıt’ın yüzeyinde adamın teki ok atıyor, hedef tahtası adamın önünde yeryüzüne hedeftahtası çekim yasasına uygun konuşlanmıştı. Adam ayaklarıyla yere basması lazımken adamın başı yere ayağı havaya gelmişti.
Çocuk resimlerinde mantık hatası perspektife uymama olur. Nehir’de çocuk resmi yaklaşımıyla ayakla yere basması gereken adamı aksine havaya ayaklarını dikmişti.
İlkeller resimlerde anlatış acziyle ters yerçekimleri ile insan obje çizimleri yapmıştılar.
Alta Mira mağarası resimleriyle, Lascaux mağara resimleriyle düşünceme çıkageldi...
Her iki mağarada böyle bir hatasal resim ilkel mantık uyarınca olmalıydı.
Neolitik dönem veya tarihöncesi dönem resimlerinde Nehir’in ilke hatası ilkel resmin bu tür çizimi yoktu.
Ayrıca çok gelişmiş iç form tonalitesi vardı bu mağaralardaki resimlerde...
Micheal Faucolt:
"Kumun üzerine yazılmış yazıyı su alır gider. Hayatta o yazı gibi suyla yok olup gidecek bir söylemden öte değildir."
Hayat garantili değilken.
Alta Mira ve Lascaux mağara resimleri, onların sahihliği bir söylem, neden olmasın?
Ve neden o mağara resimlerinden şüphelenme söylemimizi söylemiş olmayalım.
yalçıner yılmaz
01-03-2013
ardahan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.