- 589 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MEVLANA’YI DİNLEYELİM!
KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
[email protected]
MEVLANA’YI DİNLEYELİM!
Mevlana; ilhamını; Kur’an ve Sünnetten alan büyük bir mutasavvıftır. Mevlana’yı anlamak, Kur’anı anlamak demektir. Aslında bütün mutasavvıfların amacı; İslâm’ı yaşamak, hem de en tortusuz, en katıksız şekilde yaşamaktır. Mevlana; şiirlerinde, sohbetlerinde bizlere adam olmanın ilkelerini veriyor. İşte o ilkelerden bir kaçı;
Herkes Yaptığını Bulur
“Diken eken, ancak yeşermiş taze diken elde edebilir.”
“Dünyada diken eken kişi, sakın ektiğin dikeni gül bahçesinde arama. O, eline gül bile alsa diken olur. Bir dosta varsa, yılan kesilir.”
“İnsan, yılana, akrebe ne yaptı ki onlar, daima insanı sokmak, öldürmek ister.”
“Hile edenin göreceği, bulacağı karşılık hileden ibarettir. Büyük testiyi vur kır, küçü
Haset Hastalığını Yen
Köle, sahibine ziyan vermek için kendisini damdan baş aşağı yere atar, helak olup gider. Hasta, doktora düşman olmuş; çocuk, kendisini terbiye edene düşmanlık beslemiş. Zarar kime?”
“Hakikaten hasta da, çocuk da kendi yolunu vurmakta, kendi akıl ve canının yolunu kesmektedir.”
“Bez yıkayan, güneşe kızar; balık, denize hiddetlenirse, bir bak ziyanı kime? Sonunda bu kızgınlık yüzünden kimin bahtı kararır?”
Allah seni çirkin yarattıysa kendine gel de, bari hem yüzü çirkin, hem huyu çirkin olma.”
“Ayakkabın olsa bile taşlığa gitme. İki boynuzun varsa dört boynuzlu olma.”
“Sen: “ben filan kişiden daha aşağı mıyım ki talihim böyle ters gidiyor” diye haset ediyorsun ama, ama esasen haset de başka bir noksan, başka bir ayıp. Hatta bütün aşağılıklardan daha beter.”
“Şeytan da aşağı olmadan arlandı, bunu ayıp telakki etti de, kendisini yüzlerce kötülüğe düşürdü. Hasedinden yücelmek istedi. Fakat yücelik nerde? Kanlara bulanıp kaldı.”
“Ebu Cehil, Muhammed’e uymaya utandı, hasedinden kendisini yüceltmeye, ondan yüksek olmaya çalıştı. Adı Ebu Hakem’di, Ebu Cehil oldu. Nice ehliyetli kişiler vardır ki haset yüzünden naehil olup kalmışlardır.”
“Allah’tan kimse arlanmaz, Allah’a kimse haset edemez. Fakat halk, peygamberi de kendisi gibi (Hasetçi) bir adam sanır, o yüzden haset eder.”
“Fakat peygamberin büyüklüğü tahakkuk etti mi, artık ona kimse haset edemez, ona herkes uyar.”
“Yusuflar, kardeşlerinin hilesi yüzünden kuyuya düşmüşlerdir. Çünkü o kardeşler, hasetlerinden Yusuf’u kurtlara verip dururlar.”
“Hasetten Mısır Yusuf’unun başına neler geldi? Bu haset, pusuya yatmış büyük bir kurttur.”
“Zahiri kurt, Yusuf’un etrafında dönüp dolaşmadı. Fakat bu haset, işlediği işle kurtları da geçti.”
“Haset kurdu, Yusuf’u yaraladı da; “Biz, onu elbiselerimizin başında bırakmış, gitmiştik, kurt kapmış” diye tatlı sözlerle özür sert etti.”
“Bu hile, yüz binlerce kurtta bile yok. Hele dur, bak, bu kurt sonunda nasıl rüsvay olur.”
“Ondan dolayı herkesin yaptığı kötülüğün zararını göreceği gün, hasetçiler, muhakkak kurt şeklinde haşredilecektir.”
“O k testiyi al, iç. İşte layığın bu.”
“Zalimlerin zulmü, karanlık bir kuyudur. Bütün âlimler böyle dediler. Daha ziyade zalim olanın kuyusu, daha korkunçtur. Adalet; “Daha kötüye, daha kötü ceza verilir” buyurmuştur.”
“Ey zulümle bir kuyu kazan! Sen kendin için tuzak hazırlıyorsun. İpek böceği gibi kendi etrafını örme; kendine kuyu kazarsan bari kararlıca kaz.”
“Zayıfları sen yardımcısız, kimsesiz sanma. Sen filsen, düşmanın senden ürkmüşse sana ceza olarak işte Ebabil kuşu gelip çattı.”
“Sen birisini dişinle ısırıp da kan içinde bırakırsan, diş ağrısına tutulunca ne yaparsın?”
“Ey adam! İnsanlarda gördüğün bir çok zulüm, senin huyundur. Sen, kendi huyunu onlarda görüyorsun.”
“Sen, o sun. Sen, kendini yaralamaktasın. O anda lanet ipliğini kendine, kendin dokuyorsun.”
“Ey ahmak! Kendine saldıran o aslan gibi sen de kendine saldırıyorsun.”
“Ey başkasının yüzünde kötü ben gören! Gördüğün, kendi beninin aksidir, ondan nefret etme!”
(23 ŞUBAT 2013)