- 1702 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Çanakkale Zaferinin ve Kahraman Şehitlerimizin Anısına
Ozanların, üstatların destanlar yazdığı Çanakkale, çeyrek milyon şehidimi bağrına sığdıran Çanakkale; Büyük Ulusumun, Yüce Türk Milletinin yedi düveli kahramanca alt ettiği Çanakkale.
Denizlerden devrin en muhteşem zırhlılarının Mehmet’in üstüne kan kustuğu, Nusretin mayınıyla da boğaz sularına gömüldüğü Çanakkale. Düşman uçaklarının, o tarihe kadar görülmemiş büyüklükte bombaların ( 50 kg olduğu yazar ) kahraman Türk askerinin üstüne atıldığı Çanakkale. Acımasızca, kimyasal silahların belki de ilk defa Türk siperlerinde kullanıldığı Çanakkale.
Conkbayırı, Seddülbahir ve coğrafyasının her karesinde Türk kanının sellerce aktığı Çanakkale. Komutanı ‘Sana savaşmağı değil, ölmeyi emrediyorum’ dediğinde, ölüme koşarak gittiği Mehmet’imin makberi Çanakkale. 14–15 yaşındaki çocuksu gençlerin ölümü gülerek karşıladığı Çanakkale. Genç doktor adaylarının kendi yarasını saramadan Vatan için kara toprağın koynuna sevgilice girdiği Çanakkale.
Nemli gözlerim, onurlu yüreğimle kahramanları ayakta selamlıyor, onlar için yazdığım bir destanı, Kahraman Türk milletine, Şanlı Askerlerime ve Mübarek Şehitlere armağan ediyorum. Allah Büyük Milletimize bir kez daha acı yaşatmasın. Yüce devletimiz payidar olsun. Saygılarımla efendim.
Mübarek Çanakkale Şehitlerine
Toprağına baş koymuş, düşmüş dem bedeniyle,
Buluşur Cennetlerde, Ekrem-i Nebeviyle.
Şahlanmış küheylanca, kükremiş aslanlarca,
Boyamış bayrağını şüheda, al kanlarca.
Sulamış toprağını, selce akan kanıyla,
Set çekmiş Seddülbahre o kahraman, canıyla.
Zırhlılar denizlerden kan kusarca gelmişte,
‘Gel’ demiş, ‘işte meydan,’ er meydanı bu işte.
Gelmişler Hint’ten, Çin’den, ummanın ötesinden,
Gelmiş o kahramanca, hepsinin üstesinden.
Uhut, Bedir, Çaldıran, daha nice kahraman,
Selam durmuş onlara, yedi düvel saldıran.
Öptüm toprağını, dudağıma kan bulaştı,
Şanı o aslanların, Arşı Rahmana taştı.
Elli yedinci alay vermedi sancağını,
Son er Haktaalâya vermeyince canını.
Abdestsiz ayaklarla basmayın o yerlere,
Acı vermeyin sakın, o muhterem erlere.
Gül dökseler kabrine, utanır güller senden,
Güllerden daha güzel akan kanın bedenden.
Bülbüller susmuşlar hep, müezzin sala verir,
Çeyrek milyon askerim, cephelerde can verir.
Komutanın emriyle, aşkla gider ölüme,
Bağrını siper etmiş, karanlıkça zulüme.
Cönk bayırı yanıyor, patlayan mermilerden,
Kahramanca fırlıyor, Mehmedim siperlerden.
Düşüyor birer, birer toprağa dağlar gibi,
Duada anaları, onlara ağlar gibi.
Bak ecdat seyrediyor gece, gündüz göklerden,
Bir ordu gönderdi Hak, gökteki meleklerden.
Kimi kopmuş bacağı, yaşmağıyla bağlıyor,
Azrail ilk defadır sizler için ağlıyor.
Cebrail yalvarıyor, ‘Rabbim yardım edeyim,
İzin ver şu cepheye onlar için gideyim.’
Rahmetleri göklerden yağdırırca Mikail,
Kıyametçe savaşta, sur üflerce İsrafil.
Bekir, Ömer ve Osman, ellerindedir kuran,
Hazreti Ali orda, Zülfikâr’ı savuran.
Orda Mustafa Kemal, ordadır komutanlar,
Düşmanı Türk yurdundan savurarak atanlar.
Bu topraklar vatanı olmuşsa bu milletin,
Yoğururca dökülmüş, yere kanı Mehmet’in.
Yazmışsın sen tarihe kanla, şanlı adını,
Milyonlarca evladın, her an eder yâdını.
Şanın destanlar gibi, sağ gönüllerde kalsın,
Bırak, makberin toprak, örtün gök kubbe olsun.
Ahmet İDRİSOĞLU Kastamonu ev 07.Mart.2008 00.05
İ[email protected]
serenat-siirler.blogspot.com/
idrisoglu.blogspot.com/
YORUMLAR
Bak ecdat seyrediyor gece, gündüz göklerden,
Bir ordu gönderdi Hak, gökteki meleklerden.
Kimi kopmuş bacağı, yaşmağıyla bağlıyor,
Azrail ilk defadır sizler için ağlıyor.
Cebrail yalvarıyor, ‘Rabbim yardım edeyim,
İzin ver şu cepheye onlar için gideyim.’
Rahmetleri göklerden yağdırırca Mikail,
Kıyametçe savaşta, sur üflerce İsrafil.
Bekir, Ömer ve Osman, ellerindedir kuran,
Hazreti Ali orda, Zülfikâr’ı savuran.
Orda Mustafa Kemal, ordadır komutanlar,
Düşmanı Türk yurdundan savurarak atanlar.
Duyarlı yüreğinizi canı gönülden kutluyorum.SAYGILARIMLA