- 730 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Minik Farenin Derinliklerde İzinsiz Seyahat Etmesi
Bir varmış, bir yokmuş miniminicik bir farecik uzak diyarların birinde yaşarmış.Adı mı neymiş Kitoymuş. Annesi ve babası Kito’yu çok severlermiş. Çünkü Kito ,sevimli, minik yaramaz bir kız fareymiş. Uzun siyah saçları varmış. Annesi her sabah onun saçlarını özenle tarar, at kuyruğu yaparmış. Bu saç biçiminin kendisine yakıştığını , herkes söylermiş.Kito’nun çok güzel iri siyah gözleri varmış.Kito çok küçük olduğu için okula gitmiyormuş.Bütün gününü annesi, babası , arkadaşlarıyla geçiriyormuş.
Kito yaramazlığını sevimliliğiyle kapatmasını çok güzel biliyormuş. Kito’nun arkadaşlarının adı Piti, Titi’ymiş.Onlar da Kito gibi sevimli , küçük kızlarmış ama yaramaz değilermiş.
Günlerden birgün annesi komşularına gezmeye gitmiş. Bunu fırsat bilen Kito, Piti, Titi evlerinden uzaktaki ormana gitmek için yola çıkmışlar.O kadar güzelmiş ki orman, hepsinin başı dönmüş. Arkalarına döndüklerinde birde bakmışlar ki, yollarını kaybetmişler. O zaman da üç küçük farecik çok büyük korkuya kapılmışlar.Ne yapacağız, ne edeceğiz diye düşünürken birden karşılarına anne tavşan ve yavrusu çıkıvermiş. Kito anne tavşanın yanına giderek’ kaybolduk’ demiş.Anne tavşan onlara ve yavrusuna dönerek yaramaz küçüklerin sonu böyle olur demiş.Neyse ki anlayışlı bir tavşana benziyormuş ki, onlara yardım eli uzatmış. Anne tavşan ve yavrusu üç kafadar ile birlikte ilerlerken , önlerine sincap çıkıvermiş.Sincaba üçü birden dertlerini anlatmışlar. Sonra oda onlara katılıvermiş. Gel zaman git zaman ilerlerken karşılarına kalın kabuklu , yavaş hareket edebilen bir hayvan olan kaplumbağa çıkmış. Üçü birden bu seferde dertlerini kaplumbağaya anlatmışlar. Kaplumbağa da onlara yardım edeceğini söylemiş, ama yavaş hareket ettiğinden dolayı arkalarından gelebileceğini belirtmiş.
Ormanın dışına ilerlerken hepsi birden karşılarında tilki görmüşler. İlk kaçan tavşan ve yavrusu olmuş, ardından sincap kaybolmuş, Üç küçük fare şaşakalmış tabi. Arkalarına baktıklarında kaplumbağa da yokmuş.Kito , tilkiye dönerek ormanda kaybolduk demiş. Tilki de onları yemek bahanesiyle onlara yardım edebileceğini söylemiş.Hayatla ilgili hiçbir tecrübesi olmayan bu üç küçük farecik de onun bu sözüne kanmışlar. Tilki bunu fırsat bilerek onları başka bir yoldan ormanın derinliklerine götürmüş. Ardından karşılarında kurt belirivermiş. Kurt üç tane küçük fareyi ve tilkiyi görünce çok sevinmiş. Kendi kendine bugünkü övünümüm de tamam demiş.Üç küçük fare kurda dönerek dertlerini anlatmışlar. Kurt ’yardım etmeyi seve seve kabul edeceğim’ demiş.İçinden de hepinizi yiyeceğim diyormuş. Gel zaman git zaman ormanda ilerlerken karşılarına heybetli yelelere sahip, ormanın kralı olan aslan çıkıvermiş.Aslanın sarı kocaman yelesi ışıl ışıl güneşte parlıyormuş. Aslan beş tane avı görünce önce kendisini sonra yavrusunu düşünmüş.Titi aslana demiş ki ’kaybolduk ve ailemizin yanına dönmek istiyoruz’ .Aslan da çok sevinerek , hertürlü yardımı yapmak için hazır olduğunu söylemiş.Üç küçük fare yanlarında tilki, kurt, ormanın kralı olan aslanla birlikte ilerlerken, tilki ve kurt aslandan tedirgin olmuşlar. Kurtlar sofrasında bu sefer kendilerinin olduğunu anlamışlar. Aslan bir bahane bularak kurtu gizli bir köşede öldürmüş. Tilki bu olayı farkederek sıvışıvermiş. Üç küçük fare bilmedikleri ormanda yapayalnız kalmışlar.Kito arkadaşlarına dönerek kaçalım demiş. Üçü birden görünmeyecek şekilde saklanmışlar. Aslan gelmiş. Farecikleri göremiyince kükremiş. Bunun üzerine üç küçük fare ağlayarak bir okadar da korkarak birbirine sarılıvermişler.Aslan bir kere daha kükremiş. Farecikler ortaya çıkmayınca tesellisi düşmüş. Öldürdüğü kurtu yemek için ordan kısa bir süre için ayrılmış. Bunu fırsat bilen farecikler ordan ayrılıp başka bir yoldan ormanın derinliklerine doğru ilerlemişler. Bu arada gece çökmüş.Hertaraf karanlıkmış. Ormandan değişik sesler çıkartan böcekler, kuşlar dolaşmaya başlamış. Üçü birden anlamışlar ki bunlar gece gezmesine çıkmıyorlarmış,yemek bulmak için çaba harcıyorlarmış. Bunun üzerine hem yorgun hem umutsuz bir şekilde gördükleri en büyük kayaya çıkarak yem olmayı beklemişler.Bir de anne babalarının kendilerini bulmaları için dua ediyorlarmış. Ansızın bir ışık seli görmüşler. Üçü birden gözlerine inanamışlar. Anne babaları ve bir sürü fare ormanda kendilerini bulmak için ellerinde fenerlerle ormanda ilerliyorlarmış.Hepsi birden bulundukları kayadan ayrılarak, ışığa doğru koşmuşlar. Sevinçle anne babalarının da aralarında bulunduğu kalabalığa doğru ilerlemişler. Sevinçlerinden birbirine sarılmışlar. Yavru fareler o kadar yorgunlarmış ki başlarından geçenleri anlatamamışlar. Büyükleri de onlara kavuştukları için okadar sevinmişler ki hiçbir şey soramamışlar. Hepsi birden şarkılar söyleyerek, umutsuzluğu umuta çevirmiş birşekilde ormanda ilerleyerek evlerine dönmüşler.
Evlerine gelince Kito olan biteni ailesine anlatmış. Babası da Kito’ ya dönerek demiş ki:’Ebeveynlerine inanmayıp onların sözünü dinlemeyen küçük çocukların başına hep bu gibi şeyler gelir. Bunu yenmenin tek yolu senin iyiliğini isteyen büyüklere , inanmaktır evlat’. Kito rahat bir nefes alarak dişlerini fırçalamış, yatağına uzanmış. Sağ salim eve geldiği için dua etmiş, ailesinin sözünü dinleyeceğine dair kendisine söz vermiş. Ansızın gözlerine yorgunluk çökmüş, uykuya dalmış, masalda burda bitivermiş.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.