HAYDİ SİZ DE İTARAF EDİN

• 13 Şubat 2013 Çarşamba 00:29:24

Yahu arkadaş şu kadınla benim başım dertte. Yok yok öyle şarkıdaki gibi Seninle başım dertte ne yapsam bilmiyorum./Canımdan bir parçasın söküp atamıyorum cinsinden değil tabii. O tuzağa düşecek göz var mı bende. Her şeyi ben bilirim edalarında ama beni anlamamakta bir inat bir ısrar anlamak mümkün değil. Mahkemelik olduğumuz mesajımda yazmıştım açık açık. Ben arkadaş ahbap dost olmak istemiyorum diye. Ben daha çok gece yarılarına doğru karanlığın tüm günahları örtmesi sebebiyle ortaya çıkan ve sığ sularda avlanan avcı misali ağıma düşecek avları kollayan bir sualtı avcıyım. Hatta kendisine sürekli kısa cümlelerle rahatsızlık verdiğimi de biliyorum. O da sonunda mecbur kalıp yanıtlamıştı beni.
Hay cevaplamamış olsaydı. Başımın püsküllü belası olup çıktı. Onu tanıdım hayatım değişti. Bu biraz da onun kışkırtmasıyla oldu. Kendisi demiyor mu sayfasında “İnsan hayatta hayal ettiği müddetçe yaşar” diye. Kim yaşamak istemez ki hayallerini. Ben de kendisini hayal ettiğimi itiraf ettim dürüstçe. Vay anam vay. Kıyametler koptu. Hakaretlerin ardı arkası kesilmedi. Verdim mahkemeye. Atıllar içeriye. Mahkeme günü geldi. Şiirli bir savunma hazırlamış. Onu sundu mahkemeye. Hakim de onun gibi haninin romantik solcusu çıktı ve salıverdi anında. Dönelim yeniden bana. Nerede kalmıştık.Ha..Hele ki yeni bir güzel siteye düşmeye görsün.Yoklamayı ilk çeken ben olmak isterim. Bir tek evli olup olmadığını merak ederim az buçuk o kadar. Gerisi beni hiç ilgilendirmez. İster Mısır kraliçesi olsun ister gökyüzünden avuçlarıma düşmüş bir Zühre yıldızı. Vız gelir. Önemli olan benimle aynı dili konuşuyor olmasıdır. Bir de Esram’ın “Aşk Olsun” şiirindeki gibi aşk oyunlarına biterim. Dünyaya bir daha mı geleceğiz be kardeşim. Hem sonra ben işimi ve özel hayatımı bu işlerden uzak tutarım. Ayrıca ben aşktan meşkten sevdadan çok çektim. Bir daha o kulvarlarda kulaç atmaya ne gücüm var ne de niyetim.
Kadın gençliğini heba etmiş vatan millet uğruna. Şimdi kalkmış bunları geri almak istiyor O da bana denk geldi. Kadının hücrelerinin her zerresi duygusallıktan oluşmuş. Bir romantizm sorma. Orta çağda bile görülmemiş böylesi. Hele bu devirde. Olacak iş mi. Sen son treni de kaçır. Sonra da istasyonu bile olmayan bir sonbahar kasabasında otur gelip geçecek bırak bİr şimendiferi kuşetli lüks bir tren bekle üstelik de. Çook beklersin sen daha.
Benim de böyle konuştuğuma bakma. O tariflere hayallere sığmaz bir kadın aslında. Değerini bilenler için elbette. Bitmeyen bir senfoni bir efsane azizim. Bu zamanda ve böylesine bir mezbelelikte bu kadar temiz ve güvenilir birisi. Şu koskoca dünyada kim bilir kaç kişi onun gibi birini bulabilme hayaliyle ömür tüketiyordur. Gel gelelim denk gelme meselesi. Onunla cehennem bile cennete dönüşür. Lakin bana göre değil. O ne imrenilesi sabır. Destanlar yazdı bana. Benden çıt! yok. Bir İceberg’ e dökseydi içini anında çözülürdü. Bir canavara yazsaydı.Tanrısal bir varlığa dönüşürdü. Bu zamanda sevgisini böylesine sahiplenen bir kadın. Pes doğrusu.
Çok da yaman. Sen tut benim zaaflarımı açığa çıkartan şiirlerimi bul. Seslendir. Hatta bana karşı kullan sırası geldiğinde. Hiç belli etmiyorum ama acımıyor da değilim hani. Anladığım kadarıyla Ana yok. Baba yok. Hısım akraba yok Varlık yok.. Sağlık yok.Akıl desen hiç yok. Bunu kendisi de itiraf ediyor zaten. En kötüsü talihi yok garibin. Bana güzel bir jest yapmış özel bir günde. Elime geçmesini istediği saati bile dek getirmeye çalışmış özenle. Postanede bile olay çıkarmış. Memur içinde kurutulmuş yapraklar bulunan zarfı içinde ne olduğunu anlayabilmek için sıkıca bastırınca yaprakların zarar göreceğini düşünüp kükremiş burcunun soylu aslanı gibi.
Teşekkür şeklimi de beğenmedi Ben de “Ee benden bu kadar!” diye kestim attım Her zamanki vurdumduymazlığımla. Artık kurtulamam dilinden. Biliyorum. Bence ben onca günahlarımın kefaretini ödüyorum arkadaş..

(Kişiler tamamiyle hayal ürünüdür hayale dalmayın sakın::))))