- 3741 Okunma
- 23 Yorum
- 0 Beğeni
Âşık Cinasi EKREM YALBUZ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
KUMRU: Hocam öncelikle okurlarımız için kendinizi tanıtır mısınız?
YALBUZ: 1947 yılında Ardahan ili, Hanak ilçesi Selamverdi Mahallesinde dünyaya gelmişim. İlkokulu Ha-nak’ta, orta öğrenimimi Kars K. Karabekir İlköğretmen okulunda yatılı olarak tamamladım. Yurdun çeşitli yerlerinde öğretmen ve idareci olarak, ayrıca altı yılı Almanya’da Türkçe ve Türk Kültürü öğretmeni olarak, 32 yıl çalıştım. Sakarya ilinde emekli oldum. Halen Sakarya’da ikamet etmekteyim.
KUMRU: Her şair, şiiri kendisinde bıraktığı ize göre yorumlar. Size göre şiir nedir? Şiirin tanımı hakkında sizin yorumunuz nedir?
YALBUZ: Şiir, şairin sırlarını ve gizli dünyasını ifşa ettiği bir yazım türüdür. Nasıl ki çoban kavalıyla, köy kadını manileriyle, müzisyen bestesiyle, ressam yaptığı resimlerle, romancı romanıyla, bilim adamı makalele-riyle kendini ifade ederse, şair de şiiri ile kendini ifade eder. Şiirin, kendine has bir dili ve ifade şekli var-dır/olmalıdır. Yazım türleri içerisinde en çok edebî sanata yer verilmesi gereken de şiirdir. Nesirde kurallı cümle ve düz anlatım esas olduğu gibi şiirde de devrik cümle, sanatlı, kinayeli, imgeli anlatım esastır. Şiirde düşünce açıklanmaz, düşünceye sevk edilir. Şiir de edebiyat ürünü olduğu için mutlaka edebî olmalıdır. Şiir; aynı zamanda dildeki kelimelerin, deyimlerin, tamlamaların, ifade sanatlarının ve dil güzelliklerinin gelecek kuşaklara aktarılmasıdır. “Gövel ördek”i, “Serin serviler”i bize öğretenlere ve “Kara toprak”ı dost olarak bıra-kanlara selâm olsun.
KUMRU: Şiir yazmaya ne zaman başladınız, sizi şiire iten ne oldu?
YALBUZ: Şiire, pek çok şair gibi lise yıllarımda başladım. İlk ciddi şiirimi öğretmenliğimin dördüncü yılında Kars Halkevi’nin açtığı bir yarışmaya katılmak üzere yazdım ve birincilik aldım. Ondan sonra sürekli şiir yaz-dım. Ben de şiir yazma hevesini uyandıran çok küçük yaşlarda dinlediğim saz âşıklarıdır. Hatırda kalabilecek, sahibini hatırlatacak güzel söz söyleme merakı beni şiir yazmaya iten sebeplerin başında gelir.
KUMRU: Şiire başlarken örnek aldığınız şairler oldu mu ya da bu şairlerin etkisi ne kadar sürdü? Örnek aldığınız şairler ve kendi üslubunuzu bulmanızdan bahseder misiniz?
YALBUZ: Âşık Müdamî’yi yedi yaşında iken dizinin dibinde dinledim. Daha sonra Karslı, Erzurumlu âşıkların tamamına yakınını karşı karşıya dinledim. Onların atışmaları, irticalen söz söylemeleri beni oldukça etkiledi. Karacaoğlan’dan merhum Çobanoğlu’na her âşığın, Fuzuli’den Karakoç’a kadar her aruz ve hece şairinin üslûbumda etkisi olduğunu söyleyebilirim.
KUMRU: Sizce şiir mi insanın ruh halini etkiler yoksa ruh hali mi şiiri etkiler?
YALBUZ: Şiirin, insanda ruh halini etkilemesi nadirdir ve geçicidir. Ancak ruh halinin şiiri etkilemesi kaçı-nılmazdır. Aşkın ızdırabını çekmeyen aşk şiiri yazamaz. Gurbete düşmeyen ayrılık şiiri yazamaz. Yazarsa içi boş ve duygudan yoksun kalır. Ciddi ve önemli destanlar hep önemli birer olayın arkasından yazılmıştır. Ça-nakkale Harbi ve İstiklâl Harbi yaşanmasaydı sanıyorum Akif Çanakkale Destanı’nı ve İstiklâl Marşı’nı yaza-mazdı. Demek ki Leyla’nın peşine düşmek için kişinin mecnun (deli) olması gerekiyor.
KUMRU: Şairlik sizce doğuştan gelen, insanın ruhunda olan bir yetenek mi yoksa eğitimle kazandığı bir kabiliyet midir?
YALBUZ: Her ikisi de. Hatta bir üçüncüsü var. O da şairin bulunduğu doğal çevredir. Muhakkak ki şairin doğuştan getirdiği yetenek bunların içinde en önemlisidir. Bir sanat kursuna, yüzlerce insan katılır. Ancak bunların bir kısmı o alanda başarılı olur. Her Kur’an okuyanın hafız olamadığı gibi. Kabul etmeliyiz ki her alanda olduğu gibi şairlikte de eğitimin önemi büyüktür. Saz âşıkları diğer zanaat dallarında olduğu gibi usta çırak ilişkisi ile yetişirler. Saza vurmasını da, söz söylemesini de ustalarından öğrenirler. Kalem şairlerinin ise bildiğimiz kadarı ile hepsi eğitimli, kültürlü insanlardır. Eğitimsiz, ilimsiz aruz şiirinin yazılacağını sanmıyorum. Baki’den Necip Fazıl’a üstad ve sultan kabul edilen büyük şairlerin hepsi ilim sahibi kişilerdir. Bilinenin aksine Yunus Emre ümmi değil, Divan’ı olan âlim bir şairdir. Eğitimsiz şairlere tek örnek olarak belki Âşık Veysel gösterilebilir. Onun ilham kaynağı, muallimi ve mürebbisi, belki de dışa kapalı olan gönül dünyasıdır.
Şairliğin diğer etkili bir sebebi de doğal çevredir. “Satıcıya esnaflığı müşteri öğretir” dendiği gibi şiirin müşterisi de şairin önünü açar. Büyük şairlerin, büyük kentlerden, ilim merkezlerinden çıkması boşuna değildir.
KUMRU: Şiirlerinizde ana tema nedir, konular genelde ne üzerine olur?
YALBUZ: Bendenizin şiirlerinde çok dağınık bir yelpaze var. Koşmalarım çoğunlukla köy, dağ, yayla ve ayrılık üstünedir. Diğerleri daha çok göze hitap eder. Şiirde, bir edebî sanata ya da farklı bir nazım birimine örnek olsun diye yazılmıştır.
KUMRU: Şiirlerinizi genellikle hangi ruh haliyle yazıyorsunuz? Size göre şiirin yazılacağı her hangi bir za-manı ya da mekânı var mıdır?
YALBUZ: Her şair gibi beni de, şiir yazmak üzere kâğıt kaleme yönlendiren haller vardır. Genellikle; duy-duğum, okuduğum ya da o anda hatırıma gelen çok güzel bir söz veya düşünce beni şiir yazmaya sevk eder. Güzel sözün ya da düşüncenin güzel ifade edilmesi ve bu şekilde kalıcı kılınması arzusudur bana şiir yazdıran diyebilirim. Acı veya tatlı, sürur veya elem şairin ruhunu etkileyen her olay şiir yazma hali ve gerek-çesidir. Mekân olarak; el ayağın çekildiği belki herkesin uykuda olduğu sakin bir ortamı ararım.
KUMRU: Şiir, insan hayatına neler katar? Sizin hayatınızda etkileri neler oldu?
YALBUZ: Şiiri bir sanat olarak gördüğüm için diyebilirim ki şiir, yeteneği olan her insanı sanatkâr yapar, onu duygusal erdemliğin basamaklarında yükseltir. Bedii zevk, üretme, paylaşma hazzını yaşatır. Eser kalı-cıysa kendisini de kalıcı kılar. Benim hayatıma etkisi; kendimi ifade edebilmenin, bildiklerimi paylaşmanın hazzı ve meşrebi uyuşan seçkin insanların dostluğunu kazanmak oldu diyebilirim.
KUMRU: Okurlar sizi Ekrem YALBUZ ismi dışında Âşık Cinasî mahlasıyla da tanıyor. Ayrıca edebiyatı-mızda “cinas” la ilgili araştırmalarınızın toplandığı bir de kitabınız var. Biraz da cinastan, cinasın edebiyatımıza katkılarından, bu edebî sanatın geçmişinden ve geleceğinden bahseder misiniz?
YALBUZ: Cinas sanatına, okul yıllarımdan beri özel bir ilgim var. Söz içinde söz bulmak insana hoş geli-yor. Cinas, güçlü bir uyak ve zor bir edebî sanattır. Onu, usta âşıklar ve güçlü şairler kullanıyor. Kırk yıldan beri sözlü ve yazılı edebiyat içinde bulduğum bütün cinaslı sözleri ve şiirleri biriktirdim. Son beş yılda da bü-tün yazılı kaynakları tarayarak bu söz güzelliğini genç kuşaklara aktarmak ve onlarla paylaşmak adına (Türk-çenin Nakışı CİNAS) adıyla bir kitap bastırdım. Edebiyat çevrelerince kabul gördü ve kısa sürede üçüncü baskısı da bitti.
Bu naçiz çalışmanın ortaya çıkması ile internet ortamında (bilhassa şiir sitelerinde) cinaslı şiir yazma ha-reketleri arttı. O kadar ki cinaslı atışmalar bile yapıldı. “GÜLCE” yenilikçi şiir akımı içerisinde “Çapraz Cinas-Dönence” ve “Çerçeve cinas-Yediveren) türleri keşfedildi.
Şunu kesinlikle ve iftiharla söyleyebilirim ki bu günün cinaslı şiirleri nitelik yönünden daha önce yazılmış olanların önüne geçti. En güçlü halk âşıklarından saydığımız Âşık Gevherî, Âşık Elesker, Âşık Şenlik gibi ustalar bir sözü en fazla dört veya beş farklı anlamda kullanmış iken günümüzde ve yakın çevremizde bir sözü/söz grubunu kurallı olarak dokuz farklı anlamda kullanan şairlerimiz vardır. Âşık Cinasî’de bu ummanda bir katre olabilme çabasındadır.
KUMRU: Hocam Türk şiirinin dünü, bu günü ve yarını hakkında görüşleriniz nedir? Dün nasıldı, bu gün ne konumda, gelecekteki Türk şiirinden beklentileriniz ya da fikriniz nedir?
YALBUZ: Yukarıdaki sözlerimle belki çelişecek ama kabul etmeliyiz ki; teknoloji, hayatımıza pek çok şey kattığı gibi pek çok şeyi de aldı götürdü. Görsel medya okumamızı götürdü. İnternet ortamı imlâmızı götürdü. Sadece şiirde değil, bütün sanat dallarında sanki işin kolayına kaçma var. Dünyada bir Mikelanjelo, bir Da Vinci çıkmıyor. Ülkemizde yaşayan ressamlarımız arasından bir Osman Hamdi çıkmıyor. Bilmiyorum ama kolaycılığın adı “modern” lik olmuş. Şiirde de biraz öyle kolaya kaçma var. İnsanlar dolmuşta, durakta şiir yazdıklarını söylüyorlar. Şiir çınarı her halde bizden önce gelişimini tamamlamış olmalı ki günümüzde büyü-menin ve gelişmenin durduğunu, hatta her giden usta şairle birlikte bu çınarın bir dalının veya yaprağının gittiğini de görüyoruz. Üç boyutlu resmin yeni bir çığır açtığı gibi, gelecekte şiirin de üç boyutlusu keşfedilir mi bilmiyorum.
KUMRU: Edebiyatımızdaki hece serbest tartışması hakkında görüşleriniz nedir?
YALBUZ: Şiirde hece ve serbestin kesin çizgilerle ayrılmasını, birbirlerine hasım gösterilmesini doğru bul-muyorum. Örneklendirmeye sayfamız müsait değil. Her şeyin güzeli güzeldir. Bir şiir kendisinden bekleneni veriyorsa şekli hiç önemli değildir. İnsanların yaratılış mizacı farklı olduğu gibi ifade tarzları da ve beğenileri de farklı olabiliyor.
KUMRU: Günümüzde şiir yazanlar ile şiir okuyanlar arasında sanki bir ters orantı var gibi duruyor. Sanki şiir yazan sayısı okuyan sayısından fazla gibi? Sizin fikriniz nedir hocam?
YALBUZ: Ne yazık ki biraz öyle. Merhum Âşık Müdamî, sağlığında yazdığı bütün şiirlerin kayıtlı olduğu defterleri yanına alıp kitap bastırmak niyeti ile o günün kıt ulaşım şartlarında ülkenin bir ucundan (Ardahan-Posof) yollara düşüp İstanbul’a gidiyor. Bütün yayınevlerini ve matbaalarını dolaşıyor ve kitabını bastırama-dan geri dönüyor. Hikmeti bilinmez ama Yahya Kemal gibi bir söz sultanı sağlığında şiirlerini muhtevi bir kitap bastırmıyor. Şimdi işler kolaylaştı. Düğün davetiyesi bastırır gibi akşamdan sabaha kitap bastırılabiliyor. Bas-tırmış olmak için kitap bastırmak(!). Marifet olmayınca tabiidir ki iltifatta olmuyor. Yapılacak bir şey yok.
KUMRU: Şiirlerinizi kitap halinde bastırdınız mı veya bastırmayı düşünüyor musunuz?
YALBUZ: Şimdiye kadar basılmış iki çalışmam oldu.
1. Hanak-Folklor Araştırması (Cumhuriyet Mat. İzmir - 1988)
2. Türkçenin Nakışı Cinas (3. Baskı, Gonca Yayınevi – İst. 2008)
Görüldüğü üzere her ikisi de araştırma ve derleme. Şiirlerime gelince zaten büyük bir kısmı çeşitli dergi-lerde ve şiir antolojilerinde yayımlandı ve okuyucu ile buluştu. Kayda değer bir şeyler varsa edebiyat dünyası onları mutlaka değerlendirecektir. Edebiyat Fakültelerinden, bilhassa “Cinas” sanatı yönüyle ilgilenmek ve bu anlamda şiirlerimi bir tasnife ve değerlendirmeye tabi tutmak isteyen arkadaşlar var. Şiirlerimi bilinen yöntem-lerle kitap halinde bastırmayı düşünmüyorum.
KUMRU: Amatör olarak şiirle uğraşanlar veya şiire yeni başlayanlar için önerileriniz nedir hocam?
YALBUZ: Yaşı ne olursa olsun şiire ilgi duyan her insan, kudretli bir şair adayıdır. Bu adaylara âcizane benim önerim; (şimdilik dünya şiirini demeyeceğim ama) Türk şiirini mutlaka ve mutlaka tanımalarıdır. Cebin-de, çantasında, yastığının altında ve yanı başında şiir kitapları bulundurmalı, gece gündüz onları okumalı ve yüzlerce beyit, dörtlük ve şiiri ezberlemelidir. Vezinleri, tarzları, bazı kural ve kalıpları mutlaka öğrenmelidirler. “Ben yazdım oldu”yla şiir olmaz. Şiirin aracı dildir. Bu bakımdan şairler de eserlerini iyi bir araçla inşa etmek zorundadırlar. Dil’in inceliklerini, estetiğini ve imlâsını bilmeyen kişi güzel ve etkili söz söyleyemez, güzel şiir yazamaz. Günümüz genç şair adaylarında gördüğüm en önemli eksiklik dildeki kusurlar ve yazım hatalarıdır.
KUMRU: Son olarak, dergimiz Kumru ile ilgili görüşleriniz nedir hocam?
YALBUZ: Dergicilik, öteden beri zor bir iştir. KUMRU DERGİSİ’nin de bu zorluklarla karşılaşmaması dü-şünülemez. Takdire şayandır ki; hiçbir aksaklık olmadan dokuzuncu sayıya ulaşmıştır. Bu başarının sırrı bence yolun başındaki niyet ve samimiyettir. Anladığım kadarı ile KUMRU’nun yayın ilkesi; siyasî ve ideolojik çalkantılara kapılmadan geçmişle irtibat kurmak, Türk örf ve kültürünü yaşatmak ve yaymak, bütün bunları yaparken Türk Edebiyatına hizmet etmek ve katkı sunmaktır. Yazar kadrosunu okuyucularının oluşturması KUMRU’nun ömrünü uzatmakta ve istikbalini aydınlatmaktadır. Başta Sayın Abdulhadi Bay Beyefendi ve Sayın Ertilav kardeşlerim olmak üzere katkı sunan, emek veren, yazıları ve şiirleri ile kendi isimlerini de KUMRU ile ölümsüzleştiren herkesi kutluyor ve kendilerine teşekkür ediyorum.
Gülhun ERTİLAV
Kumru Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
YORUMLAR
Değerli Şair Aşık Cinasi EKREM YALBUZ hocanın söyleşisi de düşünceleri de beni çok etkiledi.
Söyleşi için Kumru'ya ve ekip başı Gülhun ERTİLAV'a sonsuz teşekkürlerim ve tebriklerimi sunuyorum... Faydalanacağım ve günümüz edebiyat ortamında dikkate alınması gereken, kayda değer bilgiler var. Yeniden okuyacağım. Ve dahi dergimizde oluşuyla da yeniden tekrarını okuma şansımdan dolayı da memnunum.
Her iki gönül dostunu, şairleri kutlarım...
Saygım ve sevgilerimle daima....
Not: Edebiyat defteri ailesine; seçki kuruluna teşekkürler...
yüreğine sağlık vefalı kalem ve güne düşemeyide fazlası ile hak etmiş kalemine sağlık Gülhun hanım selamlar SAYGILAR
su_misali(Gülhun Ertilav)
Teşekkür ederim Bekir Bey
selam ve saygılarımla
site geç açılıyor benim nettede sorun var geciktim ama kutlamaya yetişdim can saygılar
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ederim abim
her zaman güç ve moral veriyorsun
saygı ve hürmetlerimle
su_misali(Gülhun Ertilav)
çok teşekkür ederim hocam
saygı ve hürmetlerimle
Âşık Cinasi Ekrem YALBUZ beyi tanımak ve bilgisiyle bilgilenmek iyiydi.Günün yazısını Kutlarım.
su_misali(Gülhun Ertilav)
çok teşekkür ederim Hakan Bey
selam ve saygılarımla
Sorular usta işi olunca heybe de ağzına kadar dolduruluyor tabi.
Tebrik ve teşekkürler size Gülhun Hanım...
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ederim Mustafa Bey
selam ve saygılarımla
Değerli Arkadaşım.
Beni hemşerim olan bir üstadla tanıştırmış oldun bu yazınla..Teşekkür ederim. Ayrıca oldukça faydalı bilgiler de edindik bu vesileyle.
Çok çok sağ olasın.
Kurdela yakışmış...Tebrikler.
Selam ve sevgilerimle.
su_misali(Gülhun Ertilav)
çok teşekkür ederim Sami Hocam
değerliydi yorumunuz
saygılarımla
Âşık Cinasi EKREM YALBUZ beyi daha yakından tanıma imkanı buldugumuz bu yazıyı kaleme alan yazara teşekkür ederim
su_misali(Gülhun Ertilav)
değerli yorumunuza teşekkür ederim Ali Rıza bey
saygılar
Söyleşiler okuyucu ve sanatçı arasındaki en sağlam köprülerden biridir...
Soruların açtığı pencere ve cevapların verdiği soluk edebiyatın topraklarına yağan güzellik bereketidir...
Gönülden kutluyorum her iki değerli kalemi de...
Saygı ve sevgiler...
su_misali(Gülhun Ertilav)
Değerli yorumunuza çok teşekkür ederim Mehtap Hanım
sevgiler
su_misali(Gülhun Ertilav)
çok teşekkür ederim Ayşe Hanım
sevgilerimle
Eksiklerimizi tamamlıyabileceğimiz bir söyleşi olmuş. İçten, samimi ve yönlendirici.
Aşık Cinasi ( Ekram Yalbuz ) hocaya, Kumru dergisine ve Gülhun hanım size çok teşekkür ederim.
Başarılarınızın devamını dilerim.
Sevgi ve saygılarımla...
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkürler Zerrin Hanım
sevgiler
Kalemin yüreğin var olsun abisi ve hem sana, hem de Sn.Yalbuz'a, edebiyat adına yaptığınız, eğitici ve öğretici bu güzel şöyleşiniz için kalben teşekkürler...
su_misali(Gülhun Ertilav)
çok teşekkür ederim abim
yorumun değerliydi benim için
selam ve saygılar
Değerli hocamı şahsen tanımaktan onur duymuştum Adapazarında..Birlikteliklerimizde eşi ile de müşerref oldum...
Bu röpörtajı facebook ta da okumuştum..
Gülhun canı tebrik eder, Kumru dergisine başarılar dilerim..
Ekrem hocama ve eşine de bu vesile ile selam ve sevgilerimle dualarımı iletirim...
ESRA
su_misali(Gülhun Ertilav)
sevgilerimle
"Hatırda kalabilecek, sahibini hatırlatacak güzel söz söyleme merakı beni şiir yazmaya iten sebeplerin başında gelir." Sanat ve edebiyat için yapılabilecek en güzel tanımlamalardan biri bence. Hatırda kalabilmek...
Emek veren, üreten, sağlam alt yapılı insanların edebiyat denizinde tutunuş maceralarını okumak, fikirlerini öğrenmek bana öteden beri heyecan vermiştir. O yüzden söyleşinizi ilgiyle okudum. Başarılı ve keyif verici bir çalışma. Kutluyorum sevgili şairim.
Sevgilerimle.
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ediyorum arkadaşım
benim için değerliydi yorumun
sevgilerimle
Gülhun hanım, sanata ve kültüre katkı sağlayan söyleşiniz ve emeğiniz için teşekkürler.
Saygıyla.
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ediyorum Şaban Bey
saygılarımla
Güzel bir söyleşi olmuş, emeğinize sağlık. Sanırım dergiye basılacağı için çok detaylandırılmadı.
Özet şeklinde ama içerik dolu doluydu.
Kutluyorum, sevgilerle
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ederim Müjgan hanım
selam ve sevgiler
su_misali(Gülhun Ertilav)
canım arkadaşım, gerçekten sen benim uğur böceğimsin
teşekkür ederim
sevgilerimle
su_misali(Gülhun Ertilav)
Teşekkür ederim Ahmet Bey
saygılarımla
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ederim kardeşim
saygılar
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ederim Veysel Bey
selam ve saygılar
Soluksuz okudum çokta yararlandim bilgilendim iyiki varsınız iyiki bu denli bilgili hocalarımız var saygı ve selamlarım size ve hocama olsun
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ederim Azimet bey
saygılarımla hocam
fevkalade ve güzel bir yazıydı kaleme alan ellere ve bize ulaştıran yüreklere teşekkür ederim.
ayrıca birazda inceledim sanırım güzel bir dergi kanaatine vardım
dergide yazabilme şansımız ne kadar acaba .
saygılar
su_misali(Gülhun Ertilav)
Dergimizin adresine gönderirseniz seçki kurulu değerlendirmeye alır İrfan Bey
teşekkür ediyorum değerli yorumunuz için
dergimizin iletişim adresini veriyorum saygılar
[email protected]
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ederim Yüksel Bey
saygılar