Kişi Bilmediğinin Düşmanıdır
Fikir platformlarında tartışmanın bir usulü erkanı vardır. Ne yazıktır ki çoğu zaman her kafadan bir ses çıkarak keşmekeşe döner. Kimse kimseyi anlamaya çalışmaz… Etrafımızda olsun, siyasi arenada, dini konularda aynı şeylere çok kere şahit oluruz… Düşülen en büyük hata usulüne uymayan ve hemen küfür veya hakarete varan, haddi aşan sözlere başvurulmasıdır. . (işin ehli olanları tenzih ederim) Kişiler kendi doğrularını anlatmakla o kadar meşgul olur ki karşı tarafın ne dediğini anlamaz. Herkes, insanların anlamaya çalışmadığından dem vururken, kendilerinin de aynı hataya düştüklerinin farkında olamazlar… Bunlara neredeyse alıştık Bu gün , fikir platformlarının akışını usulünü anlatmayacağım… Dikkatimi çeken bir konuya, dikkat çekmek istedim. Bazen insanı hayrete düşüren konuşmalara şahit olunur, bunlardan bine değinmek istiyorum…
‘’ Kişi bilmediğinin düşmanıdır’’
İnandığı değerlerin ne olduğunu tam olarak bilmeyen insan, neyi savunup neye düşmanlık ettiğinin idrakinde olamaz... Söylenen sözün nereye gittiğini düşünmeden, karşı olduğu şeyle savunduğunu söylediği şeyler arasında çelişkiye düşer. Hz. Ali (r.a.) sözü gelir aklıma, ‘’ Kişi bilmediğinin düşmanıdır’’ İnsan inandığı değerin, ya ne olduğunu bilmiyordur ya da neye çattığının farkında değildir… İman eden insanın neye iman ettiğini bilmemesine benzer bu durum. Gelmek istediğim nokta tam da burasıydı… İmanın gereği dini yaşamakta, imandan geçtiğine göre..!
Din bir insan olsa, küçücük bir organı olan kalp çıkarılıp atılsa ne olacaksa ki o artık ölü bir insan olur, imanda öyle olur… Çünkü Allah’ın emirlerinin her biri; kalp, insan için neyse iman için de o demektir… Allah’a inanıp, kitaplarına inanmayan iman etmiş olmaz… Allah’a , kitaplarına inanıp peygamberlerine iman etmeyen yine iman etmiş olmaz… Hepsine iman ettik elhamdülillah diyen insan, istediğini kabul edip işine gelmeyeni reddedip; ‘’ O kurallar, o devri bağlar ’’ diyemez… Çünkü Allahu Teala ezeli ve ebedi bilendir… O’nda kusur ve eksiklik yoktur… Nasıl olurda O’na kusur isnat edebilir insan…
İman eksiklik kabul etmez; Kur ’ana iman eden insan onda bildirilen bütün emir ve yasaklarına tam olarak iman etmesi gerekir… Örneklemek gerekirse kadınlar için örtü farzdır… Örtünmeyen insana bakılır, eğer iman ediyorum ama yapamıyorum diyorsa günahkar, örtünmek yoktur diyerek reddediyorsa kafirdir… Doksan dokuzunu kabul edip birini inkar etmek dinden çıkmaya sebebiyet verir. Uymayıp günahkar olmak başkadır inkar etmek başka… Biri tövbeyi gerektirir diğeri imanı tazeleme ve olduğu gibi eksiksiz kabulü…
Aynı şekilde Peygambere imanda öyledir… Hz. Muhammed (s.a.v.) iman, ona uymayı gerektirir... Allahu Teala Peygamber efendimiz (s.a.v. için şöyle buyurdu ; ’’ O, size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının’’ (Haşr Suresi 7. Ayet) Bu ayeti kerimenin üzerine başka hiçbir söz söylenemez…
İlim farzdır.. İlimsiz hiçbir yere varılmaz. Çünkü ne olduğunu bilmeden din yaşanmaz…
Tabi olunan dini ve kurallarını iyi bilmeyen insan yanılgıya düşer.. Bilip , kabul ettim deyip karşı durmaktan Allah esirgesin.. ‘’Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol’’ sözü de manidardır…
Selam ve dua ile…
Aysel Bahram...
Not: Önemli bir açıklama yukarıda zikredilen cümle; ’’örtünmek yoktur diyerek reddediyorsa kafirdir…Doksan dokuzunu kabul edip birini inkar etmek dinden çıkmaya sebebiyet verir.’’ Hüküm olarak böyledir fakat biz ’’ müslümanım’’ diyen birine kafirsin diyemeyiz...
YORUMLAR
yüreginize sağlık. güzel bir yazı kaleme almışsınız. ben dinin geregini yaşama kabulun tam olması gerektigi , yani ikinci kısım üzerinde durmayacagım. onu siz yeteri kadar açıklamışsınız zaten. birinci bölüm girişte bahsettiginiz; kimse kimseyi anlamıyor tartışma programalrı kısmına dönecegim. insanlar genelde bir şey ögrenmek için çıkmadıkları için bu programalra karşıdakini dinlemez. egoları kabarık günümüz insanı karşıdakini bastırmak fikrini kabul ettirmek için elinden gelen herşeyi mubah sayar ve bunda başarılı olamazsa haksız saldırgan olur mantıgı ile saldırır ve korkutarak bagırark bastırmaya çalışır. birde burda, ''egitimde ezbercilik'' devreye girer ki; çok kişi bunu bilmez boş yere egitimde ezbere karşıyız der sanırki matamatikte çarpım tablosunu ezberletmeyelim. halbuki ezber cilik egitimde kalıplaşmış fikirlerdir. karşıdakini ne dedigini dinlemeden onu bir kalıp içine sokarak dedigi her şeye muhalefet etmektir egitimde eezbercilik...bu kadar yeter çok uzun oldu..