- 2409 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ADALETİN GÖZLERİ
ADALET
İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama olmaz olsun
“Adalet Mülkün Temelidir”
Adalet Var Olmanın temelidir.
Adaletin olmadığı yerde hiçbir şeyin hükmü olmaz. Olamaz!
Başta ülke idarecileri ve yetkilileri bu yüce kuruma hak ettiği değeri ve önemi vermemiş. Gereken saygı ve özeni göstermemiş. Onurunun zedelenmesine göz göre göre göz yummuş.
Çıkar politikalarına alet etmiş. Toplumun Adalet ve Hukuk’a olan güvenini yitirmesine yol açmış. Ve adeta hemen herkesin kendi kanunu kendi yapıp kendi uyguladığı bir toplum haline gelmesine önderlik etmişlerse…O ülkede Haktan-Hukuktan-Adaletten sözün özü İnsanca Bir Düzenden söz etmek nasıl mümkün olabilir?
Toplumu oluşturan bireyler adalet kavramını öncelikle kendi vicdanlarında sorgulamamış. Özümseyip yaşama geçirmemişlerse o toplumda zaten huzur birlik ve beraberlikten söz edilemez.
Anayasa Mahkemesi, 47’ci Kuruluş Yıldönümü’nde yeni hizmet binasına taşındı. Mahkemenin hukukçu olmayan başkanı Haşim Kılıç’ın yaptığı konuşmayı bazı basın şaşırtıcı bulmuştu. Ama asıl şaşırtıcı olan her yargı kurumunda olduğu gibi yeni binanın girişine yerleştirilen Adalet Heykeli’ nin yeni bir kavram kazanmış olmasıydı. Her yargı kurumunda bulunan bu heykelin standart olduğu ve Adalet Tanrıçası Themis’i simgelediği bilinir. Gelin görün ki bu heykel başka heykel!
Bize özgü bir heykel deseniz, değil. Dışarıya hele hiç değil!
Saçlar kuaförden yeni çıkmış. Üzerinde, göğsünün hemen altından başlayıp uçları belinin bir yanında toplanmış godeli şık bir şal. Altında parlak hafif dökümlü şalvarımsı bir giysi. Ayağındaki Mahmutpaşa işi terlikler de Türk kadınını simgeliyormuş!
Adaletin Kılıcını simgeleyen Adalet Kılıcı ise orjinalindekinin aksi bir ele verilmiş. Yine heykelin sol elinde tuttuğu Adalet Terazisi’ni bu kez sağ el ele geçirmiş! Ama en büyük adaletsizlik Gözlere yapılmış. Anayasa Mahkemesi’ndeki heykelin gözünde örtü var. Bunun anlamı: “Ben karşıma gelenin kim olduğuna bakmam. Görmem. Görmek istemem. Ben herkese eşit davranırım.” Oysa bu heykelde gözler açık! fıldır fıldır bakıyor!
Öyle ya...Gelenin kim olduğuna bakacak! Görecek! Tanıyacak. Ki ona göre kararını verecek. Ona göre uygulayacak yasayı! Yani kendi yasasını! Bu sizce de daha Adilane değil mi?
Türbanlı Adalet Neferlerinin Zaferi Kutlu Olsun!
Bu denli uzatmaya hiç gerek yok aslında.
Türbanı başımıza tek tek takacağınıza. Getirin Şeriatı oturtun toplumun başına.
Eminim ki ilk duruşmasında bir ilki gerçekleştiren türbanlı bu genç avukat hanımın kapısında şimdiden kuyruklar oluşmuştur bile. Küpünü doldurmaya baksın. Örnekleri arttıkça sonrası zor olabilir…
YORUMLAR
TÜLİN ÖZTUNÇ
Selamlar.
Gerçekten işleri zor sürekli haklı olan tarafı tutsalar işsiz kalırlar,haksız olanı savunmaları kendi açılarından yanlış.Küpleri dolduracaklarını sanmam yıllardır mesleğini yapanlara karşı geç başlıyorlar onlara yetişmeleri imkansız.Karar verirken dini duyguları karıştırmayacakları meçhul.Bakalım neler olacak.Selam ve sevgilerimle
TÜLİN ÖZTUNÇ
Benden de Sevgi ve Selamlar.
Bazı noktaları belirtmek istedim. Düşününce adalet sarayının önündeki heykel geçmişin bir harmanı gibi. Heykel açık gözlerini Romalıların adalet tanrıçası Justitia'dan almış (İlk gözü bağlı versiyonu 1543 e ait). Kılıç ve terazinin hangi elde olduğu heykeltraşa göre değişiyor (Hatta ikisini tek elinde tutanlar bile var) ama genel eğilim sağda terazinin, solda kılıcın olması yönünde. Kıyafetleri de benzer değişiklikler gösteriyor. Tamamen çıplak versiyonları olsa da togaya sarınmış olanları daha kabul görür durumda. Ayakkabılara gelince: Sanırım bu konuda heykelimizin öncü bir konumda olduğunu kabul etmek gerekir; tüm Dike ve/veya Justitia heykelleri, eğer görünüyorlarsa, ayaklar çıplak oluyorlar.
Adaletin türbanlı olup olmaması ise ikincil önemde görüyorum. Örneğin Nazım'ı 14 yıla yakın süre hapiste yatıran adaletin türbanı yoktu. Adalet olmayınca üstündeki esvabın da anlamı olmuyor. Öte yandan endişelerinizde de haklısınız. Tabi ki bugün laik sistemin altı oyuluyor ve dini anlayış dayatılmaya çalışılıyor. Ellerinden geleni artlarına koymayacakları belli. Saygılarımla.
TÜLİN ÖZTUNÇ
Tarihçiler tarihte yazılanlara pek itibar edilmemesini söylerken. İlahiyatçılar birbirlerinin gözünü oyacak kadar ileriye gitmişken.
Her zaman ve her koşulda bende kendi inandıklarıma kendi doğrularıma ve gördüklerime inanırım naçizane..Yapılan her eylem insani ahlaki adil ve yasalara uygun olmalı...
Gözlerin bağlı olması ne kadar anlamlı bana kalırsa.
Verilen bu karar bence dehşet verici.
Dağ Kanunu diye bir şey varken.
Semtimizde yaşayan canım hav havlar bile aralarında uyguladıkları sokak yaşamının düzenine imrenilesi biçimde uyarlarken…
Bu Kanunsuzlar ülkesinde nelerii tartışabilmek mümkün olabilir ki…
Esenlikler Dilerim.