Korkmak Mı? Geç!
Kabul etsek de etmesek de birçoğumuzun bir takım korkuları vardır. Karanlık, yalnızlık, parasızlık, başarısızlık, hastalık, … bazı örneklerdir.
Ölüm ya da ölmekten korkmaya gelince; bu noktada kişinin iman gücünün güçlü olup olmaması büyük rol oynamaktadır. Gerçek inananlar hiç ölmeyecekmiş gibi çalışırken, her an ölecekmiş gibi ibadet ederler.
Ölmek, bir başka deyişle dünyevi âlemden göçüp gitmek, bir son olmadığı gibi aynı zamanda uhrevi âlemde varlık göstermenin bir başlangıcıdır.
Kimse bu dünyaya kazık çakmaya gelmez ve sonsuza kadar yaşayamaz çünkü her canlı gibi insan da ölümlü olup, zamanı geldiğinde ölümü mutlaka tadacaktır.
Bu vesileyle dileğim odur ki Allah cümlemize ölüm dâhil her şeyin ille en hayırlısını nasip etsin.
Korkularımıza gelince; yapmamız gereken en önemli şey korkularımızın doğrudan üzerine gitmektir.
Örnek olarak karanlıktan korkmanın üzerine nasıl gidilebileceğini konuyla ilgili kişisel araştırmalarımın el verdiği ölçüde anlatmak isterim.
Karanlıktan çok korkan birisi evin salonunda 100 Watt gücünde bir ampulü sürekli olarak yakarken, yatak odasını da bir gece lambası ile ışıtıyormuş.
Elektrik faturasının yıllardan beri kabarık gelmesinin yanı sıra salonda devamlı yanmakta olan ampulden yakındaki tüm komşular şikâyet ediyorlarmış! Hiç değilse gece saat on ikiden sonra ışığı kapatmasını çok rica etmişler, sık sık uyarmışlar ve hatta yoğun biçimde tartışmışlar.
Adam önce salondaki 100 Watt gücündeki ampulü 75 Watt, bir hafta sonra 60 Watt, ertesi hafta 40 Watt ve daha sonra da 25 Watt ile değiştirmiş. Derken günün birinde onu da tamamen iptal etmiş.
Yatak odasına gelince; 5 Watt gücünde bir gece lambası yeter de artar!
Adam, bir yıl geçmiş geçmemiş, binasına yakın uzaklıkta bulunan bir sokak lambasının ışığından zamanla rahatsızlık duymaya başlamış!
Karanlık ona göre adeta bir düşman ya da korkulacak bir şey olmaktan çıkmış hatta karanlığa öyle alışmış ki ara sıra korkudan mırıldandığı melodileri ve çaldığı ıslığı bile terk etmiş!
Korkunun ecele faydası yoktur, dense de korkularla yaşamak ve onlarla yaşlanmak zorunda değiliz. Bu anlayışla doğrudan onların üzerine gitmeliyiz... Herkesin, korkulardan uzak ve fobisiz, esenlikli ve mutlu yaşamak istemek en doğal hakkı olsa gerek!
Art niyetli olmadıkça karanlıkta dolaşmanın, koyu renkli gözlük camı kullanmanın ve yüzünü gözünü koyu makyajla ve maskeyle karartmanın pek yanlış anlaşılmayacağını düşünmekteyim.
Uzun zaman önce sitelere eklemiş olduğum ‘Korkudan Korkmak’ başlıklı yazımın son kısmından aldığım korku için söylenmiş bazı güzel sözleri beraber okuyalım:
-“Korkacağımız tek şey korku olmalıdır.” F. D. ROOSEVELT
-“Kimse, korktuğu adamı sevmez.” ARİSTO
-“Korkak bir köpeğin ısırması, havlaması yanında hiç kalır.” QUINTUS CURTUS RUFUS
-“Korku, bilgisizlikten doğar.” EMERSON
-“Korkak, tehlikede olmadığı zamanlarda yumruğunu sallar.” GOETHE
-“Kimseden korkmayan kişi, herkesi korkutan kişi kadar güçlüdür.” SCHİLLER
-“Bir şeyin haklı olduğunu bildiğin halde, o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir.” KONFÜÇYÜS
Önemli olan yüreklerimizin, beyinlerimizin, ufkumuzun ve geleceğimizin kararmaması değil midir?
Hoş, esenlikli, aydınlık ve tüm korkulardan uzak nice huzur dolu ve mutlu yaşantılara…
24.01.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.