- 552 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şehir ve Medeniyet
ŞEHİR VE MEDENİYET
Medeniyet Arapça kökenli bir sözcük."Uygar,modern,çağdaş" manasına.Aynı kökenden medeni:"Şehirli" demek.Karşıtı bedevi,yani kırsaldan olan.Kaba saba,incelikten yoksun...
Şehirle medeniyet içli dışlı.Yumurta tavuk ikilemi gibi.Birbirini tamamlayan bir elmanın iki yarısı.Biri olmazsa öteki de yoktur. Medenilik olmazsa şehir de olmaz.Olsa olsa "Büyük köy" olur.
Söz buraya gelmişken bir Kayseri fıkrasını anlatmamak olmaz:"Kayserili ulemadan bir zat Sivas’a vali olur.Şair bir arkadaşı var. Vali Kayseri’ye her geldiğinde bu arkadaşına der ki:
- Medeniyette Sivas Londura... Sivas’a gel de şehir görsün gözün.Medeniyet gör.
Valinin arkadaşı bir cuma günü çıkar gelir Sivas’a.Vakit yakın.Cuma selası veriliyor."Namazdan sonra gideyim arkadaşın yanına." deyip giriyor camiye.Cami çıkışında bakıyor,ayakkabısı yok. Arıyor,tarıyorlar.Ayakkabıyı bulamıyorlar.Canı çok sıkılıyor bizim şairin.Geliyor hükümet konağına.Bir kağıda bir beyit yazıyor.Valiye verilmesini istiyor.Gerisin geri Kayseri’ye dönüyor.Beyit şu:
"Medeniyette Sivas Londura mı
Camide çaldılar gunduramı (kundura)"
Diyarbakır için de "Güneydoğu’nun Paris’i" derler.Sözüm ona Paris gibi gelişmiş,şehircilikte yıldızı parlayan bir kent. Biz Diclekent Bulvarı’nda konukladık.Bulvarın iki yakası yeni yerleşim.Hakikaten de geniş bulvar ve caddeler Diyarbakır’a yakışmış. Peyas Mahallesindeki parklar ve yeşil alanlar bir ferahlık veriyor.İnsanın içi açılıyor.Her sabah yürüyorum cadde ve bulvar boyunca. Yılmaz Güney Caddesi’nde Bediüzzaman Camisinin bitişinde bir park var.Bu park 2008’de yapılmış. Bu parka Kayapınar Belediye Meclisi kararıyla "Rojda" adı verilmiş.Ancak Kayapınar Kaymakamlığı bu ismi reddetmiş.Belediye bir tabela dikmiş.Ön yüzünde "......Parkı" yazıyor.Noktaların açıklaması yapılıyor.Arka yüzde de "Rojda" ismi verildiği belirtilmiş.Bu ismin niçin reddedildiğini anlamadım. Şaşıp kaldım doğrusu.
Eski yerleşim yerlerinde sokaklar alabildiğine dar.Trafik her yerde olduğu gibi Diyarbakır’da da bir keşmekeş.Özellikle dolmuşlar durak murak tanımıyor.Çoğunun sürücüsü genç. Bir yolculuğumda dolmuş tıka basa dolu.Öyle ki otomatik kapı kapanmıyor.Kaptan uyardı:
- Lütfen kapıyı kapatalım.
Yolcunun biri:
- Kardeşim kapıyı nasıl kapatacağız.Bu kadar yolcu alınır mı? diyecek oldu.Kaptanımız açtı ağzını yumdu gözünü:
- Seni zorla mı bindirdim? Binmeseydin. Git kralına şikayet et...
Hepimiz usuktuk.Birşey diyemedik.Halbuki bir şehrin medeniyet ölçüsü sokak hallerinden;ortak mekanların kullanımındaki tavır,hal ve hareketlerden belli olur.Bir sabah yürüyüşünde üç kişi bir boş arsada keçi kesiyordu.Açık alan.Sokak arası...Çevre kirliliğiymiş.Usulsüzmüş.Umurunda değildi bu kişilerin.
Hal böyle olunca Diyarbakır’a "Güneydoğu’nun Paris’i" diyenlere hak veremiyorum doğrusu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.