çalınan ayakkabılar
Bu hafta üçüncü kez çalınıyor ayakkabılarım.
Herkesinki kapı önünde sakin sakin sahibini beklerken, benimkinin kanatlanmış olması bir kez daha canımı sıkıyor.üstelik zor bulunan bir numara benimki ya da şöyle söylemeliyim az kullanılan bir numara.
Yok bu da olmadı.mankenlerle birçok ortak noktam var.en belirgini ayakkabı numaralarımız, bir de salınarak yürüyüşümüz fakat bunun konumuzla ilgisi yok.
Sanırım bu durumu açıklamanın en kolay yolu ayakkabı numaramı söylemem fakat cesaretim yok.
Offf ya!
Kulağa çok itici gelse de ‘’çocuk mezarı’’ deyimi benim ayaklarımın giyeceği pabuçlar için icad edilmiş.
Ohhh!
Açıklık gibisi var mı!
Neyse…
Misafirlikteyim.
Mutfakta çeşit çeşit pastalar, börekler, tatlılar …
Çaydanlıkta fokur fokur kaynayan çay.
Neyi kutluyoruz anlamadıysam da çok da ilgilenmemiştim yiyecek içecek reyonunun önünden geçerken ki evin her tarafı lezzet tablolarıyla doluydu.
Attığım her adımda nefsimle kavga ederken etraftaki insanlar hep hareket halindeydi.
Oysa ben bir masanın kenarına ilişip çatlayana kadar yemek istiyordum.üstüne sigara.
Kapalı alanlarda uygulanan sigara yasağından sonra sigara kullanmayan herkeste bir düşmanlık başladı bana karşı hissediyorum.
Hani yasak öncesi olsa sorun değildi de.
Yasaklardan cesaret alarak bu şekilde rencide edilmek sinirimi bozuyor.
Yani bunca zaman evinizde sigara içtiğim için rahatsız olmadınız da birdenbire ne oldu hepinize?
Birilerinin gelip ceza kesmesinden mi korkuyorlar acaba?
Sanmam gerçi.
Ellerine bir koz geçti kullanıyorlar.
Eşlerine de acımıyorlar.kış günü balkona tünüyor insanlar.
Gece olunca her balkonda bir ışık yanıp yanıp sönen.
Hep medyanın suçu.
Sabah akşam bıkmadılar sigaranın zararlarından bahsetmekten.
Uyuyan devi uyandırmak dedikleri bu olsa gerek.
Ayaklarının altında ezilmemize ramak kaldı hissediyorum.
Yakında evlerde de yasaklayacaklar korkarım.odalarımıza dumanı algılayan aletler yerleştirilecek. sigaradan ilk nefesi çekmemizle birlikte alarm çalmaya başlayacak.
Ev halkı hücum edecek üstümüze.hatta son sığınağımız olan 3 basamaklı en küçük sayıyla ifade ettiğimiz hücremizin kapısını açıp yüzümüze tükürecekler, ‘’utanmıyorsun değil mi, bu daracık yerde şu zıkkımı içmeye!’’ diyerek.
Alarmın şokuyla içimiz giderek elimizden attığımız, üstüne sifonu çektiğimiz sigaramızın suyun içindeki mücadelesine ve kaybedişine tanık olacağız kendimizi onun yerine koyarak.
Ama yılmayacağız.
Sabah sokak kapısını açmamızla çantamızı açıp o kutsal ayini gerçekleştireceğiz ciğerlerimize kuvvet ve izmariti ayakkabımızla ezerken, ‘’yenilmedim’’ diyeceğiz.dudağımızda sinsi ve zafer kazanmış bir eda.
Ne diyordum?
Kapıyı açtım ki ayakkabılarım olduğu yerde değil.bu hafta üçüncü bu.
Sanırım ayakkabı mağazalarında aradığı numarayı bulamayan ya da kimsenin ayağını görmesini istemeyen takıntılı biri benim ayakkabılarıma dadandı.
Gerçi zevk ve tarz sahibi olduğu için fazla da suçlayamıyorum kendisini.
Ev sahibinden beni eve götürecek bir ayakkabı bulmasını rica ediyorum.
Bir çift terlik uzatıyor.
İyi de bu benim numaram değil.
Başka istiyorum.
Gözüme alaycı bir şekilde bakıyor.
İçimde bir öfke.
Büyüyor.
Büyüyor.
Yerdeki tüm ayakkabıları sırayla kafasına geçirmek istiyorum.
Zaten ne biçim ev sahibiydiyse öyle.bir sıcak çay bile koymadı önümüze.
Beter ol diyorum içimden ama bu benim durumum için daha uygun görünüyor.
Vazgeçiyorum.
Ayakkabıların çalınsın inşallah!
Ayağına uygun numara bulamayasın!
Bak bu daha iyi oldu.
Kenarda tarzım olmayan bir ayakkabı ilişiyor gözüme hayli büyük.
Erkek ayakkabısıymış sonradan farkediyorum.
Neyse ne!
Zil çalıyor.
Tekrar.
Tekrar.
Gözlerimi açıyorum.
Kahretsin rüyaymış!
Yemediğim yemekler geliyor aklıma.
Diyete başlıycak günü bulmuşum yani!
’Olur mu ya hu!
İyi ki rüyaymış’ diyorum sonra.
yataktan kalkar kalkmaz ilk işim dış kapıyı açıp bakmak oluyor.
Şükür!
İçeri alayım bari.
YORUMLAR
İyi geldi valla yav!...
Tebessümlerle okudum.
Konu süper de,
anlatış biçimine takılı kaldım ben.
Hoş bir sohbet havası var.
Sohbeti de geçtik,
kardeşim, karşındakinin dudaklarını esir almışsın yav...
Adam gülmekten heder oluyor.
Şaka bir yana,
gerçekten çok hoş, çok güzeldi.
Tam Deniz-ce kıvamında...
Yav arkadaş!...
Senin adın Deniz mi?
Bir tutam hayat tarafından 7/29/2013 8:48:57 PM zamanında düzenlenmiştir.
seninle bir ortak noktamız var;)
ayakkabı no:))
yazı çok güzeldi gülümsetti düşündürdü yaşattı
tebriğim sevgimle denizcem..
deniz-ce
sevgimle canım.
sen de beni gülümsettin.
daim sevgimle.
:))))))))))))
valla sigara olayı aynısı benim yaşadıklarım öfkem hiç anlayışları kalmadı bir sigara düşmanlığı sorma gitsin aman yaa karışmayın kardeşim size ne :))
ayakkabı dedinde geçenlerde toplaşmıştık tüm aile 2 misafirin ayakkabılar baktık gitmiş yok ve sonrasında bende farkettim en rahat ettiğim pabuçlarım kayıp neyse sağlık olsun şükür içinde ben yokmuşum:))
hmm diyete başladım deyince her ne hikmetse özellikle metabolizma sanki daha fazla acıkmaya başlıyor iyisimi kandırmak :))
severekten eğlenerekten okudum he bu arada hadi uyan uyuyan güzel zil çalıyorr:))
deniz-ce
herkes avcı oldu, biz av.
kazıkla dikilirlerse karşımıza şaşırmıycam.
diyete hep rüyamda başlıyorum
deli gibi
yani rüya bu istediğin kadar ye kilo yapmaz da
o an bilsem rüya olduğunu
asla affetmezdim:)
sevgiler canım.
bu tarafını seviyorum işte kendinle,sakat yönlerinle dalga geçebiliyorsun,böyle insanlar ne kadar çirkin,cüce,şişko ve büyük ayaklı olsada bilirimki çok küçük ,çok kibar,çok nazikbir beyin,pardon yürek taşırlar.ellerinden öperim...
deniz-ce
bir de;
el öpenlerim çok olsun!
teşekkürler.
ya az kalsın yalan söyletecektiniz bana
ben geçen birinin ayağında gördüm kırk iki numara ayakkabı arkasına basmıştı
dedim ki kendi kendime para vermemiştir buna çalmıştır
para verse arkasına basmaz diye acaba o muydu diyecekltim de
iyi ki rüya
ama yine de geçmiş olsun
hayırlara vesile olsun
:))
selam ile
deniz-ce
ama beklediğim yorum buydu zaten.
yani kaç numara giyiyorsunuz? gibi:)
vallahi rüya rüya olmasına da orda bile diyorum bu üç oldu.
Kadir YILDIZ
Allahın emrii üç müş
Hakşarını kullanmış demek