Yazmak İsteyeceksiniz
Yazmak istiyorsunuz ve oturuyorsunuz masanızın başına. Kalemi elinize aldığınız anda, kâğıda dökülüverecek zannediyorsunuz bütün kelimeler. Ama kalemin nankörlüğü vuruyor yüzünüze, kâğıda çarparak. Güç bela karalanıyor bir iki kelime, sonra yine kilitleniyor kelime sandıkları. Her kelime, her harf kendi içine hapsoluyor, bir başınıza kalıyorsunuz anlatamadığınız, yazamadığınız duygularınızla. Yalnızlığın yanılgısıyla bırakıyorsunuz kalemi. Oysa bilmiyorsunuz, yalnızlığa asıl çare son yazınızı yazıyormuşçasına, delirmişçesine yazmaktır. Cümlelere zincirleyip kendinizi, tekrar açmaya çalışmaktır zincirleri. Bir delinin günlüğü misali, her şey yalan ama her şey gerçek. Yanılgı payını arayacaksınız sonra, kırılmışlıkları seçerek. Sebep arayacaksınız. “Neden bu kadar yazmak isterken hiçbir şey yazamıyorum?” diye soracaksınız kendinize. Sonra şaşıracaksınız kaleminizin bencilliğine. Resimler çizmeye başlayacaksınız. Yazamadığınız her satır için bir şekil alacak kâğıdınızda yerini. Tam “bu sefer olacak, yazabilirim.” Dediğiniz an, aslında en boş olduğunuz andır. Düştüğünüz boşlukta gözünüze takılanları duygularınız zannedip yazamaya çalışacaksınız. Önce birkaç zırvalık yerleşecek ilk satırlara. Sonra sileceksiniz birkaç cümleyi geri dönüp okuduğunuzda. Çünkü bu sefer olacak, yazabileceksiniz. En baştan deneyeceksiniz, dökeceksiniz içinizi. Her cümlede acı çekecek kâğıdınız ve size, olan olmayan her şeyi yazdıracak kaleminiz. Sıkıca sarılacaksınız satırlara. Yüreğiniz takdir edecek içinizi dökebilmişliğinizi. Tek dayanağınız olarak göreceksiniz, her zaman masanızın üzerinde duran kâğıdınızı ve kaleminizi. Bir yudum cümle ısıtacak içinizi. Dökülürken yüreğinizden, bir şeyler sürükleyecek sizden. Her şeyi yazdığınızda, sandıklar tekrar kilitlendiğinde, aynaya bakarcasına bakacaksınız yazdıklarınıza. Her cümleye onay verecek yüreğiniz ve pişman etmeyecek hiçbir zaman sizi en sevdiğiniz kaleminiz.
Aysun Özer
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.