- 614 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Tahir ile Zühre Meselesine Bir Denizci Selamı
..
Yaşamın öylece gelip geçiciliği dışında pek bir anlam ifade etmediği ve hiç ama hiçbir şeyin kutsanıp değer taşımadığı bir yaklaşım metodu; insanın derin ‘’var olmak acısını’’ hafifletmek yerine, us’un sonsuz boşluklarına itiyorsa, ideallerin tanrılaştırıldığı her Durumun, yavan kalacağı kaçınılmazdır.
Bu nedenle idealar yenilenerek bir sonraki adımı zorunlu kılar.
Fakat İdeallerin merkeze alındığı bir ruh hali, kavgadan yenilmiş çıksa dahi galiptir
Çünkü, yaşamın da ölüm kadar kutsandığı, ölüm ötesinde bir yaşamın da hayatın biriktirdikleri üzerinde oluşacağı var sayıldığında, daima en etik olanın idealize edilme gereksinimi doğar.
İ n s a n; duygu yoğunluğu ve işletilebilir geniş bir düşünce sistematiği ile birikerek donanmıştır.En etik ve en estetik Ruh olabilme şansına.
Bütün mesele, Tahir ile Zühre kadar yeniden ve yeniden dilemenin, içtenliğin ve o uğurda olabildiğince arı - duru ve gerekiyorsa bir yıldız kadar yalnız ve karşılık ummadan çaba sarf etmenin kısacası mücadelenin bilincinde olabilmektir.
Bir elmanın diğer yarısının daha evvel bütün olmaklığını nasıl engelleyemezsek, görünür olmayanın yok olduğunu da kanıtlayamayız.
Elmanın diyalektiği irdelenince, onun öncelikle bir tohum süreciyle başladığını ve giderek olgun bir meyve halini aldığını ve elbette tüketilme koşullarında dahi önemli bir değer taşıdığını biliriz. Bknz:gorges politzer
Değişmeyi zorunlu kılan İKİ unsurun atom zerreciklerinde dahi varoluşu, elmayı ve dahi bütün varlığı, koşullar ne olursa olsun (birlikte olsa da olmasa da) birbirine zorunlu kılabilmektedir.
Bu etkileşimi yalnızca metafizik soru-yanıtlarla tanımlamış olamayız.
Onun rengini kokusunu, diğer şeylerle benzer- benzemezliğini BİLMEK, elmanın diğer yarısını, daha açık bir ifadeyle, serüvenin bütününü tüm yönleriyle ayırt edememektir belki de ayıp olan.
Bu yüzden; bir bilim insanı kobay olmayı, şair yurttaşlıktan atılmayı, karşılıksız aşık olabilmeyi göze almak ayıp değildir.
Ayıp olan, Ölüler üzerinde kurulan (dolaylı- dolaysız) İdeolojiK Ticaret getiri ve sloganlarıdır.
Nazım Hikmet Ranın Tahir ile Zühre Meselesi adlı Şiir, ideallerin ideolojik propagandasını yapma gereği duymadığı için şiir olabilmiş savındayım.
Aynı zamanda; Tahir ile Zühre anlatısı üzerinde yapılan modernize yahut uyarlama biçemi güzel uyumakta olan şairin sahne eserlerinden birini teşkil etmektedir.
Mesafelerin ve koşulların değişmesi halinde, ortak inanç ve aklın Sevgi Empatisi gibi değerli bir kazanımın altını çizerek, büyük bir coğrafyada bilinen efsanenin de ömrünü Uzatabilmiş olmasını, Halk kültürüne yaslanarak şiir söylemenin yerildiği bazı tartışmalara referans kaydı niteliğinde yanıtlar verdiğini söylemeliyim.
Elbette Bütün Mesele, Tahir (dürüst, arı- duru ve yalın) olabilmektir.
...