- 754 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Paranoid park*
Genetik savaşımızın son günü… artık yemek yemeye zamanımız kalmadı. Ezberimize yer etmiş İngilizce düşünceleri kapının ardında bıraktık. Küçük ev gezimizin mutfak faslını çoktan geçtik. Artık ektiklerini biçme, ekemediklerini yerden toplama vakti. Ama bir dakika, unuttuğum bir çocuğum vardı, kapının ardında bırakmıştım onu, ardımdan gelir sanmıştım. Bu reaksiyonun eşik değerini aşamaması çok kötü, genetik savaş yavrularımızı mı öldürüyor?
Kırk yaşında olsaydım akşamları eve geç gelen çocuklarıma endişelenebilirdim. Genetik saatimiz 40 yaşını bize mümkün kılmıyor, yuvarlak yaşlardan uzak duruyor. Bu durumda 19 rahatsız edici bir sayı. 19 yaşındakiler kapıdan içeri girmeyip eşikte kendilerini asabilirler. Yalnız, ayakkabılarını çıkarmaları gerekiyor, onları sonradan sokak çocuklarına vermeyi planladı soytarı. 19 yaşında olmak öyle çok önemli bir yaş değildir galiba, eşik değerinin anlamını bilip anlamına karar veremeyen modern bir yaştır galiba…
Günümüzde matematik öğretmenleri saymayı öğretemiyor. Bu zorunluluğu tek başına öğrenenler milenyumdan geri saymayı başarabildiler. Ama endüstri çocuklarına önce “bir” demeyi öğrettiler. Bu yanlış, yüce olan en son karşına çıkandır, “bir” yüce sayıdır, “bir” en son karşına çıkandır. 19’ da ona yakın bir sayı, bu bir tesadüf değil midir?
Eşik değerini geçemeyenler hayatında kendisi dışında her şeyden, herkesten etkilenen 19 yaşındakilerdir. Bir insan, 19 yaşındaki bir insan, kendisinden etkilenmeyi becerebilseydi yumurtasını çıkarıp baktığında “bu da benden mi çıkmış” diyebilirdi. Ne yazık ki genetik zorunluluklar 19 yaşındaki bir insanı kendine özgü yapamıyor, galiba.
Her neyse, işin mutfak kısmını geçtiğimizden hep 19 yaşında kalan mutant insanlar olarak kalacağız. “savaş bitmek üzere” cümlesi de genetik zorunluluğun getirdiği saatleri yanlış ayarlama alışkanlığımız olarak kalacak.
* Gus Van Sant filmi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.