- 1150 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ben sadece uykusuzum/uyudum..
boşluğa düş/müştü sözler ki ve bir kapı
bu yüzden açık unutulmuştu..
kanıma dokunmuştu bir kelime..duvar saati gibi asılmıştı ruhuma ki “kimse duymasın” ben/damarlarım/hücrelerim hariç “kimse bilmesin”..aklım çalışmıyor bu sabah.. Ey!! bana yardımcı olan dokun ruhuma.. yürek heybemde geceden kurtardıklarımla bir şeyler yapmamı sağla..düş yada ütopya fark etmez..ne istersen nasıl istersen..burada kala/kaldığım noktada gölgem/sesim/kokum/bütün anlarımla burada bekleyeceğim..tam burada bu noktada..hiçbir şeyin asla ama asla değişmediği/değişemeyeceği..hiç bir şeye dönüşemeyeceği burada..bu yerde..bu gündüz ve devamında gelecek tüm geceler ve gündüzler bekleyeceğim ki masal kahramanlarına inanmayanlar bilir..koltukta uyumak yüreğinden önce yüzünde iz bırakır insanın..çarşafa sinmiş nikotin kokusu..darası olmayan gölgem..kırmızı ışıklar içinde tüm tali yollar ki muhafıza gerek yok..delil arama..sunmada hani..neyin ispatı veya neyin kanıtlaması ki kanıtlanacak bir şey yok aramızda ve kesinlikle ama kesinlikle korunacak bir şeyde yok..kimse ama “hiç kimse” buna yeltenemez..”hiç kimse” anladın mı?..ANLADIN MI? ağır bir koku var bu sabah nefesimde ve ben kokular içindeyim..korkular demiyorum özellikle bunu yaşamak ve bununla barışmak adına.. yapmış olduğum bütün anlaşmaları geçersiz saymış olsa da hayat.. demiyorum..di-ye-mi-yo-rum..ne galipim nede mağlup..olduğum gibi/olduğum şeyin içindeyim..sahi.. bir daha olmadığını..dönmeyeceğini bilmek.. bir daha yaşamayacağını bilmeye neden eş değer değil ki? bir daha gülmeyecek/sevmeyecek/ve ağlamayacak hep si bu ve devamında bir daha mutfağa koşmayacak..küsmeyecek hatırlatmadığım zaman pişirme sürelerini.. ıslanmayacak/terlemeyecek/kim bilir belki bir daha soyunmayacak/kendini seyretmeyecek çıplak aynaların önünde ki emitasyon basit kalacak gerdanında..gümüşten kutuların içine koymayacak bir daha ki bir daha olmayacağını bilmek ne mutlu yapıyor insanı neden nefret etmemi sağlıyor..hiçbir şeyin kafii gelmediği bu sabah sorduğum her soruda..sorularla karşılık bir cevap buluyorum..her yüze aynı maskeyi taktırmakla eş değer.. zorbaca/tutkulu/saldırgan.. boşluktayım..çokça boşlukta..çokça boşluk bıraktığım bir anın içinde yüzler/bedenler/gölgeler var..ve sesler var.. anlamını kaybetmeye yüz tutmuş, anlamsız ayrıntılara kurban giden kimsenin bilmemesi gereken faili meçhul kelimeler ki beni bekliyor gibiler ..benim anlamlarına kavuşturmamı bekliyorlar..benim yapmamı bekliyor gibiler..ve ben beceriksizim bu sabah..bu halimle kaç yüze anlam verebilirim ki..hiçbir şeyin yeterli/kafii gelmeyeceği bir an..bir dönem..bir süreç bu..hiçbir sevişme doyurmayacak senin varlığına olan açlığımı ki hiçbir dokunuş ne sevgiye nede acıya dönüşebilecek ve hiçbir sürpriz mutlu edemeyecek bu canı ve bil ki bekleyişlerin içinde yarına dair bir belirti de yok hani..kocaman.. bir boşluk var..ve bu boşluğun içinde bin tilki kuyruğu tadında binlerce detay..kim bilir belki sonsuz bir süreç/tekrar ki her bedende yaşananlar gibi..herkesin başına gelen bir şey bu..gerçi kabul etmesi zor biliyorum lakin
“herkesin oluyorum senin”
bir varmışım ve kovuluyormuşum şatondan bir gün..bedenim sıtma tutmuş gibi titrek tenimde bir mevsim güz ciğerlerin bir dem soluğa hasret ve ben uzunnn bir yoldan sana gelmişim..kovuluyorum şatondan..ferman çıkartıyorsun..bir dahaki emre kadar kaldırılıyor izinler..seferler iptal..deniz dalgalı..hava ayaz..dönüşüm yok kovuluyorum şatondan.. gidecek bir yerim yok ve ben işte bu yüzden yağmurlu bir günde lambası patlamış bir fenerin altında..köhne bir tren garında terki diyar ediyorum bu şehri ki ne kadar özleyeceğimi bilemeden ve bilemeden bu eylemin ödül mü yoksa cezamı olduğunu .. kovuluyorum ya!! bunu yapıyorum...bunu yapmam için ellerinle açtın kapıyı..ve ardımdan apartman boşluklarında aks etti sesin .. bunu yapmam için boşluk bırakmadın tuvalinde renk renk boyadın maviden/siyaha ki ortaya çıkan çıplak ayaklı/çıplak omuzlu bir adam portresi ve yarı açık kırmızı perdeler..bana karşı direnen bir şeyler var..direnen ve direten bir şeyler..susmalıyım bel ki/susmalıyız belki de..unutmak istediklerine benzetiyorsun beni.. o kadar çokça benzetiyorsun ki ben sadece uykusuzum/uyudum..
(...)