- 591 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KİM, NERDEN BİLECEK?
Sevgili dostlar; yıl içinde hemen her gün değişik bir gün veya haftanın kutlamasını yapılır. Kimi zaman hayvan hakları dillendirilir kimi zamanda insan hakları
Okullarımızda “Belirli gün ve haftalar” başlığı altında yeri ve zamanı geldikçe günün anlam ve önemine binaen programlar yapılır, yazılar şiirler okunur, paneller düzenlenir. Bütün bu yapılanların bir tek amacı vardır o da “dikkatleri o konu üzerine çekmek”
10 Ocak "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak kutlanmakta.
İşte bu günde basın organlarının yayın yapma ve halka bağımsızca haber verme özelliğine dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır.
Gazeteci derken basından söz ediyoruz ki; Basın deyince aklımıza ilk olarak, gazeteler, televizyonlar, radyolar, dergiler ve yazılı haber bültenler gelir değil mi?
Hiç merak edip düşündük mü; basın olmasaydı nasıl olurdu diye?
Basın organları olmasaydı ülkemin dört bir köşesinde neler oluyor, kim ne yapıyor, taraftarı olduğumuz takım nerde kiminle oynuyor nasıl haberimiz olabilirdi?
Basın organları olmasaydı "Dünya Kupası" maçlarını canlı olarak evimizin rahat koltuklarında çaylarımızı yudumlayarak izleyebilir miydik?
Basın organları olmasa ülkemizden binlerce kilometre uzakta olan herhangi bir ülkedeki bir olaydan hiç haberdar olabilir miydik?
Gazetecilerde birer basın mensubudurlar. Aynı zamanda Cumhuriyet’in ve demokrasinin vazgeçilmez unsuru ve temel taşlarından biridirler.
Gazetecilik, fedakârlık isteyen, zor şartlarda yapılan çok önemli bir meslektir.
Günümüzün en dinamik mesleklerinden biridir gazetecilik.
Gazeteci; kamuoyunu aydınlatmak için günün her saatinde zor şartlarda ve sorumluluk duygusu içinde toplumu bir taraftan gelişen olaylar karşısında bilgilendirmek için haber peşinde koşar.
Gazeteci haberini yaparken bir taraftan da halkın talep ve beklentilerini tarafsız bir biçimde yansıtarak önemli bir kamu görevini yerine getirir.
Gazeteci halk adına görür, gözlemler ve kamuoyuna taşır.
Gazeteci bu ve benzeri birçok önemli işleri yaparken; zamanından, ailesinden fedakârlıkta bulunur.
Gazeteci hepimizin malumu üzere, mesleklerinin gereğini yerine getirmek için görev yaparken yeri gelince canını dahi tereddütsüz ortaya koyar.
Sevgili dostlar; bu köşeden sizlerle kalemimin yazdığı, dilimin döndüğünce bir şeyler paylaşıyorum paylaşmasına da ben gazeteci olabilir miyim orasının cevaplaması zor.
Yazımın başında sizlere sorduğum “Hiç merak edip düşündük mü; basın olmasaydı nasıl olurdu diye?” sorusunu kendime şu şekilde sordum: “Gazeteciler yazmasa neler olurdu?”
Uzunca düşündüm cevap olarak dedim ki:
GAZETECİ YAZMAZSA
“Devlet baba”nın yaramaz çocuklarını(!)
Kim, nerden bilecek yazmazsa gazeteci?
Hamutuyla yuttuğu(!) mal varlıklarını
Kim, nerden bilecek yazmazsa gazeteci?
Boy pos tamam; endam da yerinde, ne âlâ
O konuşurken başkası sussun! Pekâlâ;
“Duyduğun doğru mu? ” soruşturmazsan hâlâ
Kim, nerden bilecek yazmazsa gazeteci?
“Benim” diyen, adam sayılmamalı bence
“Ben” demek; bizi yok saymak değil mi sence
Halkı yok sayanlar, halka olur eğlence
Kim, nerden bilecek yazmazsa gazeteci?
Başta tutup “tarafsızlık” olan ilkeyi
Dört bir koldan haber için gezip ülkeyi
“Şok! ” haberler yapıp doldurmasa helkeyi
Kim, nerden bilecek yazmazsa gazeteci?
Kurumlar, daireler, amirler… Say ki say!
İş yapmak için bekleşip dururlarken pay
Halil; birileri “DUR” demezse, vay ki vay!
Kim, nerden bilecek yazmazsa gazeteci?
Demokratik hayatımızın vazgeçilmez unsurlarından biri olan ve insanlara bilgi akışı sağlamak gibi çok önemli bir görevi gerçekleştiren gazetecilerimizin “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü” kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyor, saygılar sunuyorum.