- 963 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ARTIK İSTANBUL'DA HALAMA GİDECEKTİM
---Söyle bakalım Nevin bu gün dışarı çıkmışsın.
---Sadece bakkala çıktım.Ekmek alıp geldim.
---Nasıl ekmek alıp geldin kız.Gitmişsin bir saate yakın gelmemişsin.
---Yol da Fahrettin amcanın kızı Aysel’le biraz konuştuk. Annen, baban öldükten sonra hiç görünmüyorsun nerdesin ne yapıyorsunuz? Diye sordu ayaküstü biraz lafladık.
---Ne yani yengen yalan mı söylüyor.
---Yook ağabeyim valla doğru söylüyorum.
Ağabeyimin eve neşeyle gelip odalarına çekilip bir müddet sonra çıktıktan sonra bana bağırıp çağırması beni her geçen gün biraz daha kendilerinden soğutuyordu. Ağabeyimi aslında çok seviyordum yalnız beni hiç dinlemeden yengemin sözüyle bana bağırmasına tahammül edemiyordum. Her söyleneni içime atıyordum. Odama çekilip annemi babamı düşünüp için için ağlıyordum.
Her geçen gün bağırıp çağırsa da sabrediyordum.Yine bir akşam üstü ağabeyim işten geldi kapıda karşıladık,
---Hoş geldin ağabeyim diyerek elimi uzattım,
--------------------
Yüzüme bakmadan doğru odasına çekildiler, işte o zaman evde kendimi fazlalık bir asalak gibi hissettim.Artık ev de durmamın bir anlamı kalmamıştı.Az sonra yengemle beraber odadan çıktılar;
---Ne ağabey hoş geldin dedim, cevap bile vermedin. Yengemin sözüyle bana bağırıyorsun.
----Ne birde konuşuyor mu sun.?
Bana bir tokat attı, kanepenin üzerine düştüm, ağlayarak odama çekildim. Günlerim bu şekilde birbirini kovaladı. Annem babam öldükten sonra ev artık bana zindan olmuştu. İstanbul da halam vardı,senede bir yada iki sefer eniştemle İzmir’e gelirler her seferinde seni ‘’İstanbul’a getireceğim’’derdi.Ben bilmem deyip geçiştirirdim.Fakat annem yok ben dayanamam çok özlerim.
deyip beni göndermezdi. Artık kafaya koymuştum, Kaçıp İstanbul’a halama gidecektim.
Hemen halama bir mektup yazdım, bir hafta sonra bana cevap geldi. Heyecanım daha o zaman başladı. Artık bir fırsatını bulup bu istenmediğim yerden kaçacaktım.
Nisan ayının sonlarıydı bir sabah ağabeyimi işe yolladık,yengem hiç konuşmadan kapıyı çarparak odasına çekildi.Aradan yaklaşık bir saat geçmişti bir iki giyeceğimi aldım,evde çıt yoktu.,belli ki yengem gündüz uykusuna yatmıştı.Ağabeyim işe gittikten sonra derhal odasına çekilir öğleye karşı kalkardı.Kapıyı sessizce açıp kendimi yola attım.Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu.Bir taksiye atladığım gibi soluğu garajlarda aldım.Sabahın erken saatlerinde garajların bu kadar kalabalık olması beni büsbütün korkutmuştu.Daha yolun başında olmamama rağmen sanki herkes bana bakıyor, evden kaçtığımdan haberdarlar, arkadan bir el ‘’nereye gidiyorsun’’diyecek hissi vardı.Korkudan tir tir titriyordum.Şöyle bir soluk alıp kendi kendime moral vermeye çalıştım.Halamın yanına gider,aradan bir müddet geçtikten sonra ağabeyim orada olduğumu öğrense de sormadan gittiğim için bir iki kızar,’’aman zaten yengesiyle her gün dır dır edip duruyorlardı’’
Deyip oturur biraz da hoşuna giderdi. Hiç olmazsa kafamızı dinleriz diye.
Doğru İstanbul’a bilet satan bir standın önünde durdum;
---İstanbul’a bir bilet verirmisiniz.
---Kaç kişi kızım,
---Bir kişi, kendim için,
Adam bileti verirken şöyle bir süzerek baktı.
Bileti alıp arabama doğru gittim arabada daha üç beş kişi vardı, muavin gelenlerin eşyasını bagaja yerleştiriyordu. Elimde bezden bir çantam vardı,içinde birkaç giysi,Bilet numarama göre dokuz numaralı koltuğumu bulup oturdum.Artık her şeyi oluruna bırakmıştım.Doğrularla yanlışlar arasında gidip geliyordum.Sıkıntıdan patlıyordum adeta.
Halam aklıma gelince, içimdeki korkunun yerini bir sevinç kaplıyordu. Benim üzerime çok düşerdi. Sanki zaman durmuştu,sıkıntılarla beklediğim anları geride bırakıp arabanın bir an önce kalkmasını bekliyordum.Az sonra arabanın içi kalabalıklaşmaya başladı vakit yaklaşıyordu,yanıma kırk beş elli yaşlarında şık giyimli bir bayan ;
---Pardon. On numara.
---Buyurun burası abla,
Kadının parfüm kokusu beni sarhoş etmişti adeta, Bu güzel ve şık giyimli bayanın yanımda olması bana güven veriyordu, Fakat bir o kadar da bana eziklilik veriyordu.
---Yolculuk nereye güzel kızım.
---İstanbul’a gidiyorum.
---Adın ney? senin yavrum.
---Nevin ……….efendim.
---Güzel…….
---İstanbuld’da kimin var kime gidiyorsun.Tek başına senin gibi güzel bir kız.İstanbul’u
İyi biliyormusun.
---Halam var ona gidiyorum,
---Hangi semtde oturuyorlar.
---Bakırköy’de,
-----------------
---Peki daha önceden gitmiş miydin,İstanbul’a
---Hayır, ilk gidişim.
---Peki nasıl bulacaksın,
---Ben Halama mektup yazmıştım bugün gelmemi söyledi. Topkapı garajında buluşacağız.
Yanıma oturan bu şık giyimli kadın artık benim bütün seceremi biliyordu.Ne sorduysa ben saf saf cevap vermiştim. Arabamız artık İzmir’den uzaklaşıp ana yolda hızla yol alırken,yanımdaki teyzenin ne sorduğunu doğru dürüst anlamadan cevap veriyordum.Gözlerim sıra sıra ağaçların bir sinama şeridi gibi kaydığını görünce evden ilk ayrılışımın üzüntüsünü bütünüyle yüreğimde taşıyordum.Hiç olmazsa yanımda teyze var.İstanbul’un kurdu,bana yardımcı olur.
---Şey teyze siz İstanbul’ lu musunuz,
---Evet kızım.
---İzmir’de kiminiz var.
---İzmir’de kimsem yok.Bir iş icabı geldim.Sözde üç günlüğüne geldim, Bu gün beşinci gün ancak dönebiliyorum.
Arabamız İzmir’den çıkalı yaklaşık üç saat olmuştu.
Daha sonra Susurluk’ta yemek ve ihtiyaç molası verdi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.