SEVGİLİYE MEKTUPLAR : AŞKIMIN ATEŞİSİN
Gözlerin düşüyor gözlerime, sanki çıkıp geliverecekmişsin gibi banyodan, gözlerim düşüyor hayalinin gözlerine usulca yaklaşıp ardından sarılırken sana, saçlarını topluyorsun sen ve yanağımı yanağına koyarken hayalinin, usulca gülümsoyorsun, avuçlarının ateşini saklıyor gamzelerimi saklayan yanaklarım....
Seni sevmenin kitabını ayak üstü ölümlerde yazarken, sensizliğin hasretini şiirlere kazıdım ve sen gül tadını alırken sana doğru aşıp gelen çağlayanlar bentlere takılmadan, seni özlemenin romanını yazıyorum şimdi...
Hamd olsun ki hasretim bile, ellerim gibi sıddık bir halde sen kokuyor, ellerinden kokum bile silinmiştir sende... Söyler misin hayalini bile gerçek ötesi bir aşkla bağlıyken, kokumu hangi denize düşen ay vaktinde, gül bentlerine bıraktın.
Gittin, ardına bile bakmadan kendi seçimlerlne yıllarca sana gelmeyi hayal ederken, senli bir yuvanın ve senin gibi gülümseyen bir kızın saçlarını iki yandan ayıran tokalarını alıp cebine, aşkımı ayakkabılarına bulaşmış halini çimlerin göğsüne basa basa silerek, beni öldürdüğün ve bensiz başladığın yeni hayatta beni habersiz bırakıp, can alacak ve can yakacak şiirlerde ölüm planımı zevkle yaşaya yaşaya gittin. Sana gelen ayaklarım bile tutnamayacaktı değil mi?
Kaç senede planladın bu aşın sebepsiz intikam kokan ihanetperver cinayetini? Ben mi? Sen sesimden anlarsın diye kapatıp telefonları ağladım ama nerden bilirdim sana olan sadakatimi, babama bile geç kalmama sebep sadakatimi, şeytana uyarak sorgulayacağını ve sana ihanet edeceğimi sandın. Kusura bakma güzel meleğim, sen her şiirde mısralarda başka kadınları anlattığımı sanarken, ve sabahlara kadar onlarla zamanlık zevklerimi söndürecek şekilde nefsime yenilip seviştiğimi sanıp, benden başkalarının gözlerine bakıp resmini çizercesine intikam alırken sevdim sadece seni sevdim, şimdi bile ihanet etmeyip sen bana ağız dolusu küfürler ederken, kapımda ağlayan çok köpek var sen kimsin derken, ben bana öğrettiğine sarılıp, sen bana beddualar ederken sana yollarındaki tüm sıkıntıları, önündeki sınavları geçebilmen için dualar ediyorum. Allah senden razı olsun. Yandım sayende ayak üstü öiümlerde, bir yetim kimsesizliğiyle gömerken beni kalbine, sende biliyorsun ki ömrüme bedel olan sevdam, sana kim sarılırsa sarılsın ömrün boyunca üşüyeceksin ve anlayacaksın ki ruhumun hayali gerçekliğinle seni seven kimse aslında sevmemiş seni hemde hiç sevmemiş, işte o zaman beni anlayacaksın aşk özüm, yerlerde kar olacak buralarda, ben bir köşede düşerken yıllanmış bir çınar gibi, seni günaha sürükleyen bir buz dağının yanından doğrulup pencereye yaklaşınca, ben sana yine kalbimde zerre kadar kir olmadan gülümseyeceğim yıldızım kayarken... Korkma, bende sana olan aşk, bakıp göremeyen ve terkedilip yalnız kalan, kendileri ölmüşken sevdikleri başkalarını seçen tüm insanlığa yeter de artar bile...
Attığım her adımda yaradana sığınırken, sana gül tadını getirecek dualarımı güllerin kokusuyla süsleyip gönderiyorum. Dilimde isminin eskisi gibi aşkla düşmediğini görseydin, ben ne yaptım derdin, sen yanıbaşındaki o gündelikçilerin anlık aşklarını seraptaki göl sandın bebeğim, oysa bendeki aşkını görmeni engellemeseydi o yenildiğin şeytan ve sana itaatsizliği fısıldamasaydı, asilik şerbetinden içirip bana karşı seni sarhoş edip üstüme salmasaydı, ayık gözlerle görseydin senin için katre katre biriktirdiğim okyanusu gözlerin aksa da yerinden umurunda olmazdı ruhum... Okyanusumsun...
Saçlarının kokusu sinmiş sanki bu odaya, az önce saçlarının kokusunu içine çekmiş yastığa sarılıp ağladım, kibrit geçti elime kahkahalarla güldüm, odama çıkmadan resepsiyon görevlisi abi aylardır yalnız geliyorsun her hafta, konferans olmuyor mu diye sorunca da gülmüştüm. Az önce garson tepsisinin üstünde tutku bisküvisi e duble çay getirdi abi sen seversin, roman yazıyormuşsun otelimizde, benden de bahsedersin belki deyince, bir hevestin can gelip geçtin dedim, hayalinin karşısına geçip sohbet ederek çayımı içip tutkumu yedim. Kimbilir sen kimin dudaklarına bakıyorsun güzel gözlerinle, kimbilir nerdesindir bu alemde? Aşkım, onlarda çayı benim gibi tutkuyla seni katıp şeker diye içebiliyorlar mı?
Odam sıcaktı, yokluğun üşütürken, dolabı açtım kıble yazısını görünce gülümsedim yine, ne güzel izlerdin alnım secdeye düşerken ve sen ne güzel bakardın ellerimi açıp yanımdayken bile seni yaratandan daha çok dilerken, ben seni yanımdayken bile yaradanımdan dileyecek kadar sevmiştim. Neyse ismi lazım değil artık can acıtan aşkın ağlatan halleri... Sen gülüyorsun ya, mutlusun ya, ömrümce yeter bana...
Sınavlarından benliyken ki gibi yüz al bu dünyada, bensizlikteki benden başkası seni düşünmez bile, onlar seni sevemez balım, değerin bir avuç et kadar onların gözünde unutma, ben nasıl senln hayalinin umru değilsem sende onların umru değilsin pamuk şekerim. İnanma, kimse seni benim kadar sevemez allah dostu...
Bir çocuk film çekmiş, anneannesine anlatıyordu, yarım saat sürüyormuş, kahramanları da arkadaşı oyuncaklarmış, birde dinlemeden uyumadığı biri varmış önce onu seslendirsin diye düşünmüş ama ona ulaşamaz diye kendi anlatmış, ailededi herkesi izletmiş, bilet parası sudan ucuz, bir lira... Zamane aşkları gibi ucuzmuş dedim, o çocuk bendi sanki...
Merhametsiz bir ablası olsa hani, herkesi unutsa o taş kalpli, bu benden bir parça can unutturmazdı aşkı o merhametsize ömrünce... Benimde kahramanlarım vardı, bende kamerasız film çekerdim onun gibi, bende ondan daha fazla kimsesizdim ama o çocuk şanslıydı... Otele gelene kadar dinledim bıcırığı... Güle güle....
Uyumuşum, ne zaman sarıldım atkıma bilmiyorum ruhum, atkıma sarılmışım...
Uyandığımda çoktan gitmişti hayalin, anladım ki ondan üşümüşüm... Seni sevmek, buz dağının ortasında paravanlı bir sahnenin içinde paravan ardında kalan bir mecnunun cehennemde kalıp yanması gibiymiş sevgili...
Pervane olmanın ne demek olduğunu bilemez kimse, senin gibi aşk ateşine düşmedikçe ve bilemez kimse de allahın izniyle... Sen sadece kalbimin sevabı değilsin ruh közüm, ömrümce aşkımın ateşisin. Sen bir tek bana firavun ol, beni aşkınla yak sevgilim... Firavun olsan da... Allah senden razı olsun... Seni seviyorum.
Kim mühürledi dudaklarını,
Adımı bile kim yasak etti?
Kim duayla bekler yağmurlarını,
Kim sevebilir ki seni benim gibi?
Demek bir yaşayan aşk çıkardın cebinden,
Ayaklarının altına alıp beni,
Ayak üstü acımasızca öldürürken,
Kim kabul eder ruhunu benim gibi,
Hangi yazar sana tapar ölürken,
Hangi şair yazar senin şiirini,
Keşke yeryüzünün dili olsaydı,
Toprak merhametsizliğinle seni,
Kabul eder mi sevgili?
Ne zaman düşünsem ahireti,
İçim rahat, borcunu ödercesine,
Bedelini çoktan ödedim bu aşkın,
Helal ettim hakkımı, kalmadı zerre,
Seni sevmek oldu sevabım,
Aşk nasıl işlemiş hücrelerime senle,
Görmekle kalmadım, anladım.
Leyla sensen, Mecnun kim, hani nerde?
Ben mecnunsam, sen kimsin canım?
Azap gözlerine bakıp ölememekse,
Kar yağmış saçlarımda tel tel saklanırsın,
İnsan defalarca ölürmüş severkende,
Yaradan ne yazarsa sevgili onu yaşarsın,
Senin adını yazardım, olsaydı kalem bende,
Sen adımı ayakkabının altına yazarsın.
Biterdim oynarken silinince,
Yetmişine gelince anlardın.
Aşk kimmiş, ben neymişim,
Adam ayak üstü nasıl öldürülürmüş,
Bu aşkın asıl katili kim,
Sırma saçların yar döşüne düşmüş,
Umrunda değilmiş artık bu sefil,
Bir merhametsizce öldürülmüş,
Aynalara bakma sakın bensizliğinde,
Gözlerinde görürsün göz izimi,
Hayatın içinde aldığın her nefeste,
Anlarsın birgün nasıl sevildiğini,
Sana yapma gülüm dediklerimi yapmazsın,
İnadına yenilmez, şeytanı kovarsın sevgili,
Merhametsiz olan sensin ey firavunum,
Ben affederim yine seni,
Merak etme, beni tebessüm ederken bulursun,
Sevmeyi öğrenirsin, aşkı da sevgili,
Mezarımda adını bulursun,
çiçeklerle karşılarım seni...
BAKİ EVKARALI
ç.OTELİ
5.1.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.