- 306 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bırakmıyorsun Ki...
BIRAKMIYORSUN Kİ
Hacı Ömer(Hacımer) Abim bize babalık etti.Memet’le beni okuttu.Ortaokul,lise yıllarında elimizden tuttu.Hep yanımızda oldu.Bir dediğimizi iki etmedi.
Bizim öğrencilik yıllarımızda H.Ömer abim köyde bakkaldı.İyi bir esnaftı.Köyün hem bakkalı,hem PTT acentesiydi. Bakkaldı.Dadal’ın Sefer “Cıngılloğlu” derdi H.Ömer Abime.Köyde bakkallığın yanı sıra paraya sıkışan H.Ömer Abime gelirdi.Eğer elinde varsa ödünç verirdi.”Bu para gelir mi,gelmez mi?” diye düşünmezdi.Çok sevilirdi.
Köye gelen Alamancılar’dan pat sat Almanca öğrendi.Avrupa sevdasına tutuldu.İlle Avrupa’ya gidecek.Almanya olmadı.Ama H.Ömer Abim yılmadı.Devretti dükkanı Mehmet Abiye.Mehmet Abi köyde “Uzun Oğlan” lakabıyla maruftur.Yusuf Abim de kendisini “Safgan” diye çağırırdı. Pırlanta gibi bir insandır Mehmet Abi.H.Ömer Abimi aratmadı doğrusu.Dükkanı çekti çevirdi.Ta ki memuriyete geçene kadar...O da dükkanı Alo (Ali) Emmi’ye devretti.Alo Emmi çalıştıramadı dükkanı.Ne yazık ki bir süre sonra arı kovanı gibi işleyen bakkalın kapısına kilit vuruldu.
Ha sözü uzattık biraz.Sadede gelelim.H.Ömer Abim kafaya koymuş bir kere.Öyle veya böyle Avrupa’ya gidecek. İşçi olarak gidemedi.Turist olarak gidecek.Öyle kolay değil turist gitmek.Hudut kapıları kapalı.Çokları gitti,geldi. Hem de elindekini,avucundakini bu yolda harcayıp sersefil olanlar var. Bunları görmedi H.Ömer Abim.Her şeyi göze aldı.Tuttu Avrupa’nın yolunu.
O, köyde Alamancılardan öğrendiği Almanca’yla meramını anlattı.Fransa’ya geçti.Orada her cefaya katlandı.Bir çiftlikte çalıştı bir süre.Oturum aldı.İşçi oldu.Ahmet Abimi de aldı yanına.Sebat etti. Şimdi Pejo (Peogeot)’dan emekli.
Bir ayağı Fransa’da,bir ayağı Kayseri’de H.Ömer Abimin. Baharın gelir.Kışın Fransa’ya döner.
Kayseri günlerinde Taşçıoğlu Kur’an Kursu’na devam eder.Tecvit dersleri alır.Yaşı yetmişlerdedir.Ama öğrenme arzusu hiç bitmez.Kur’an surelerini doğru okumak için insan üstü gayret gösterir.Kıraatı iyidir.Ama o daha iyi olsun ister.
Mehmet anlatıyor. Bunlar Taşçıoğlu’nda dersteler.Ahmet Hoca H.Ömer Abimi dinliyor.Dinliyor da H.Ömer Abim daha bir ayeti bitirmeden sözünü kesiyor.Haklı olarak o kelimenin doğru söylenişini öğretecek.Bir böyle,iki böyle...Ahmet Hoca sürekli uyarmada:”O kelimeyi şöyle söyleyeceksin.Böyle diyeceksin.” gibilerden. H.Ömer Abim bir sabrediyor.İki ses etmiyor. Ya sabır çekmede...Lakin Ahmet Hoca’nın uyarıları bitmiyor. En sonunda H.Ömer Abim isyan ediyor:
“Bırak be Hocam. Bırak yakamı da istediğim gibi okuyayım.Hatalıysam sonra düzelt.Kaçıp gidecek değilim ya...Yangından mal mı kurtarıyorsun?”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.