- 515 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İNSANLIĞA YELKEN AÇABİLMEK!
KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
[email protected]
İNSANLIĞA YELKEN AÇABİLMEK!
Mevlana, bize hep mükemmel insan reçetesini sunar. Güzel ahlak sahibi, dürüst, çalışkan, alçak gönüllü, hoşgörülü, kısaca örnek insan olmanın yollarını anlatır. Özellikle Mesnevi’nin; kendisiyle, yaratıcısıyla ve dış dünyadaki bütün varlıklarla barışık, huzurlu ve mutlu insan olmanın tarifi üzerine kurulduğu açıkça görülür.
Düşünce sistemini oluşturan kaynakların, Kur’an-ı Kerim ve Hadisler olduğunu belirten Mevlana, insanı da Kur’an-ı kerim ve hadis perspektifinde değerlendirir.
Mevlana, insanı, insan-ı kâmil çizgisinde, Kur’an-ı Kerim ve Hadis ışığında ele alır. O’nun insan anlayışı; Kur’an anlayışı ve İslam anlayışıdır. Kur’anda ifadesini bulan;”Muhakkak biz insanı en güzel biçimde yarattık...” ilkesi, Mevlana’nın da ilkesidir.
Mevlana, tefekkür dünyasını insan üzerine kurmuştur. Bunun için insanı yücelikten çıkartıp, cüceleştiren, insanı kâmillikten ayırıp, en sefil duruma düşüren hususlara ağırlık verir. Bu bakımdan insan tefekkürü içinde; aklı kullanmak, en önemli bir husustur.
İnsan söz konusu olunca ona değer katanın da akıl olduğunu unutmamak lazımdır. Mevlana’ya göre iç duyguları kuvvetlendirmek için, dış duyguları zayıflatmak icabeder. Sipiritüel akla sahip olmak için şehevi aklı ve dağınık aklı aşmak gerekir. Bu akla ulaşmak için, kişisel ben’i ve ferdiyetimizi yok etmek şarttır. Yani Allah’ın varlığında “Ben”’i yok etmek için geçici varlıktan yararlanmamız gerekir. Bu da Fena fillah’la mümkündür.
Bedensel içgüdüler ve şehvani akıl, insanı bir günahkâr, bir sapık, bir inançsız yapmakta ve onu maddi dünyanın en alt derecesine indirmektedir. Eğer kişisel irademizi ve dağınık aklımızı Allah’ın iradesiyle birleştirebilirsek, nefsimiz ve dağınık aklımız tarafından saptırılmış bir varlık durumuna düşmekten kurtulmuş oluruz.
Mevlana, insanı ele alırken, asıl olarak kâmil insanı hedefte tutar. Kamil insan, olgun insandır. Kamil insan; ideal insandır. Kamil insan; asıl olarak, Allah’ın yaratmayı murat ettiği insandır. Gerçek kuldur. Kamil insan; cenneti hak eden varlıktır. Bu açıdan ele alınca kâmil insan olmanın yollarını bilmekte yarar var diye düşünüyorum.
İnsanlığa yelken açmak, herkesin, “adam gibi adam” dediği merhaleye yükselmek, yükseliş merdiveninden yararlanmak, zirve insan olmak için bugün bir fırsattır. Akıllı insan, fırsatları değerlendirmesini bilir. Yani fırsatı ganimet bilir.
Allah o kadar lütuf sahibi ve o kadar merhametli ki; bizim her gün yaptığımız hataları, işlediğimiz günahları affetmek için tabir yerindeyse çırpınıyor! Cennetine, mutluluk diyarına göndermek için bahaneler arıyor. Elimizden tutup, “haydi cennet seni bekliyor, durma gayret et” diyor. Bir sevap, bir iyi iş yaptığımızda; onu on, yüz, bin, belki de sayısız derecede ödüllendiriyor. Ama bir günah, bir kötülük yaptığımız zaman ise; sadece yapılan kötülük karşılığında cezalandırıyor. Hemen de cezaya yeltenmiyor. Yirmi dört saat bekliyor. Meleklerine; “yirmi dört saat bekleyin, bu kuluma hemen ceza vermeyin” diye tembih ediyor. Bu, şu anlama gelir; şirk koşmamak şartıyla hangi günah içinde olursanız olun, yeter ki tevbe etmeyi, duadan uzak kalmamayı, Allah’ın yoluna yönelmeyi ihmal etmemeyi istiyor. Bütün kardeşlerimin mirac kandilini tebrik ederim.
Daha detaylı bilgi almak için; “HZ. MEVLANA’NIN YEDİ SIRRI” isimli kitabımıza müracaat edilebilir. (26 ARALIK 2012)