- 853 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
“DİLİN VE KADIN EMEĞİNİN KÖTÜ TÜKETİMİNE KARŞIYIZ”
BASIN AÇIKLAMASI
KA-DER KADIN ADAYLARI DESTEKLEME DERNEĞİ ESKİŞEHİR ŞUBE BAŞAKANI
PROF DR NEDİME KÖŞGEROĞLU
“DİLİN VE KADIN EMEĞİNİN KÖTÜ TÜKETİMİNE KARŞIYIZ”
5 ARALIK 2012 KADINLARA SEÇME VESEÇİLME HAKKININ VERİLMESİNİNİN 78. YILI ETKİNLİKLERİ Prof Dr Şengül Hablemitoğlu’nun “Kadın ve Siyaset” konulu konferansından sonra KA-DER,(Kadın Adayları Destekleme Derneği) ESKAD(Eskişehir Kadın Dayanışma Derneği) ve Kadının Sesi Gazetesi’nin ortaklığında aynı gün 1990’dan günümüze Eskişehir İl’inde seçilmiş(İl Genel Meclis üyeliği, Belediye Meclis Üyeliği, İl Kadın Kolları Başkanlığı ve Milletvekilliği Adaylığı kesinleşen kadınlarımıza önümüzdeki yıl gerçekleşecek yerel ve genel seçimlere katılımlarını motive etmek ve siyasette kadın dayanışmasını yaşatmak adına bir ödül töreni düzenlenmiştir.
Elbet her büyük etkinliğin bir araka planı ve harcanan emeği vardır ve yine bir başka gerçekte en mükemmel hazırlanan organizasyonlarda bile insan faktörü, algı ve yorumlamada farklılıklar nedeniyle ufak-tefek aksaklıklar olabilir ve her bir aksaklık aslında daha iyiye ulaşmak için de bir öğrenmedir ve deneyimdir. Bu konuda deneyiminiz artıkça sıfır hata olmasa da hata payı oldukça azalır.
Ancak bu geniş kapsamlı etkinlik ile ilgili 6 Aralık 2012 İstikbal Gazetesinin Ön Sayfa Manşet Üstü Haberi’nde konu ile ilgili başlık: “Kadınların Ödül Töreninde Protesto” şeklinde verilmesi, bu konuda emek harcayan herkesi üzmüştür.
Protesto sözcüğü, bir konu hakkında bir davranışı, bir düşünceyi, bir uygulamayı haksız, yersiz, gereksiz bularak karşı çıkma, kabul etmeme, reddetme, yani toplu karşı çıkma ve ötekileştirme anlamına gelir ki, bu 5 aralık etkinliğinde asla yaşanmamıştır. Ödül töreninde, ödül alan herkesin kısa konuşma yapması istenmiş, Emek partisi adına ödül alan konuşmacıya salondan bir ses siyasi konulara girilmemesi gerektiğini anımsatmıştır. Bu bir istek ve bir öneri olarak kabul edilebilinir, ama asla protesto değildir.
İkinci olarak yine 5 Aralık Kadının Seçme ve Seçilme hakkının 78.yıl etkinliklerine yönelik olarak 2 Eylül Gazetesi’inde Murat Atikel’in “ Kadın Dernekleri Ne İşe Yarar?” başlıklı bir yazısında “kadın derneklerinin gerçekten ne yaptığını bilmediğini, öğrenmek istediğini, kadın hakları denilince kadınların mangalda kül bırakmadığını, atıp tuttuklarını, birbirlerine plaket verdiklerini, siyasette kadının adı yok dediklerini, şehrin kadınlarının yaşam koşulları için ne yapıldığını vb. gibi sorularını içeren yazısı da baştan sona, kadın emeğini hiçe sayan uslup içermektedir. Sayın Atiken’in sorularından ilkine yanıt olarak KA_DER Eskişehir Şube başkanı olarak derneğin amacını açıklayarak yanıt vermek istiyorum. KA-DER’in amacı, “kadın olma bilinciyle, kadına yönelik her türlü (siyasal, sosyal, ekonomik, cinsiyete dayalı) ayrımcılığı ve kadına yönelik şiddeti durduracak eylemleri yaşama geçirerek, her türlü yobazlığa, ırkçılığa, ötekileştirmeye, bölücülüğe ve toplumsal kirliliğe karşı; dil, yürek, akıl birliğine inanan, kadın adına siyasi yaşamda mevcut eşitsizliği gidermeye yönelik faaliyetleri, siyasi çıkar gözetmeksizin kadınların siyasal yaşama katılımını artırmak, yaşamın kıyısında kalan kadınların hayata dokunmasını sağlamak amacıyla laik Cumhuriyetin insan haklarına saygılı, demokratik hukuk devletinin korunması ilkesiyle çalışmalar yapmaktır. Bu amaçla Eskişehir ilinde geçtiğimiz genel seçimlerinde o dönemin KA-DER yönetimi, Eskişehir de iki Kadın Miletvekili’nin meclisi girmesine yönelik etkin çalışmalara destek vermişlerdir.
Öte yandan Evet, gerçekten siyasette kadının adı yok’ bunun ispatı için ülkemizde sayısal verilere ve bilimsel çalışma sonuçlarına şöyle bir göz atmak gerekecektir.
• Yalnızca 1 kadın vali var.
• 450 vali yardımcısı içinde 10’u KADIN;
• 989 Kaymakam arasında 13 KADIN bulunuyor.
• 261 bölge müdürü arasında tek bir KADIN YOK.
• Kadın kamu görevlilerinin oranı hâkim savcılarda % 24, müfettişlerde % 7, kariyer uzmanlarında %38, din görevlilerinde %5, teknik personelde %26, bilgi işlemde % 37, şeflerde yüzde 38.
• Kamudaki genel müdürlük makamının 156’sında erkekler, 9’unda kadınlar oturuyor.
• Polislerin yalnızca % 5.8’i kadın.
• TBMM’de kadın temsil oranı ise yalnızca% 14.0
Yine Sayın Atikel’in şiddet konusuna ilişkin ne yapıldığının sorusuna yanıtlamadan önce şiddettin can acıtan yüzünü anımsatmakta yarar görüyorum.
TÜRKİYE’DE (2009)
• her bes kadından 2’si fiziksel siddet görmektedir (KSGM, 2009)..
• Cinsel siddete maruz kalan kadınların oranı %15,3’tür (KSGM, 2009).
• Yasadıgı siddeti kimseye anlatamayan kadınların oranı %48,5’tir
ESKİŞEHİR’DE (2009)
• Her iki saatte bir kadın şiddet görmekte(Gunay 2008-Eskişehir)
• Eskişehir de Kadınların %43.1’i aile içi şiddete maruz kalmakta,
• Şiddete maruz kalan kadınların ise %88.5’i şiddet karşısında hiçbir şey yapmamaktadırlar.(Köşgeroğlu 2011)
• Her gün bir kadın koca dayağı nedeniyle rapor almaktadır.
Kadın yoksulluğu en önemli şiddettir.
Dünya yoksulların %70’ini kadınlar oluşturuyor. Böylece Yoksulluğun kadınlaşması şeklinde bir terminoloji oluşuyor.
Çünkü Yoksulluk ile mücadalede kadınlar karar mekanizmalarına hala katılmadığından sorun çözülmüyor!
Bu konuda KA-DER Eskişehir şubesi olarak 2011’de yaptığımız çalışma da Eskişehir İl’inde seçilmişlerin siyasete katılım şekillerini incelediğimizde, Erkeklerin %77.9’una parti tarafından teklif gelirken, Kadınlarda bu oranın 22.1’dir (Köşgeroğlu 2011)
Elbet bir avuç seçilmiş kadın siyaset gibi bu kaygan zeminde var olabilmek için birbirlerini motive etmek, ödüllendirmek ve dayanışma içinde olmaları gerekmektedir. Emek üreten insanlar olarak önce medya çalışanları kadına yönelik üretilen emeği çoğaltmalı ve kadına yönelik dili, ironik söylemlerden arındırmalıdır. Bu konuya ilişkin yine 2 Eylül Gazetesi köşe yazarı Cihan yıldırım’ “Osmangazi Üniversitesi Çöp Fakültesi başlıklı yazısı içinde “ “…Belki tesadüf olabilir ama çalışan kadınların 450’si dul.!...”(5.Paragraf. 6 Aralık 2012) ifadesi de kadının insan haklarına ihlal etmektir.
Bu nedenle bir kadın, Osmangazi de çalışan bir eğitimci, bir yazar ve 3 yıl süresince “Eskişehir Büyükşehir Belediyesi kadın danışma merkezi koordinatörlüğünü yürüten ve kapı kapı dolaşarak şiddet eğitimleri veren, şiddet gören kadınların yaşama tutunmasında emek harcayan, kadın ve şiddet konusunda 4 kitabı olan ve bu konuda 30’a yakın bilimsel çalışma yapan bir KADIN olarak; “kadın-erkek eşitsizliğini derinleştiren, kadını ötekileştiren dil’in karşısında olduğumu belirtmek isterim.
KA-DER’İN Dayanışma ile ilgili örneğe gelince merkezden bir haberle paylaşımımı son vermek isterim.
“KA.DER, dün düzenlediği öğle yemeğinde 4 partinin kadın milletvekilleriyle Ankara’da buluştu Bu buluşmada kadınlar partiler arası uzlaşma dilini kurdu.Seçimle ve atamayla gelinen tüm karar mekanizmalarında kadınların eşit temsilini sağlamayı hedefleyen KA.DER, bu hedefi doğrultusunda yine önemli bir çalışmaya imza attı. KA.DER, 13 Aralık’ta düzenlediği öğle yemeğinde AK Parti, CHP, MHP ve BDP’den 21 kadın milletvekilini bir araya getirdi. Milletvekilleri, yerel seçimlerden fermuar sistemine kadar birçok ortak konu hakkında tartıştı ve görüş alışverişinde bulundu.”
Eskişehir Ka-der Şube Başkanı olarak, geçtiğimiz yıl 6 ay süren “toplumsal cinsiyet, eşitsizlik, siyaset, şiddet, kadın ve sağlık konularında yaptığımız eğitimler bu yıl Eskişehir’de siyasi parti il kadın kolları temsilcilerinin katılımı ile devam etmektedir. Bundan sonraki ilk toplantı “iletişim dili” konulu olup konuşmacı Prof Dr Erhan Eroğlu tarafından 9 Ocak 2012 Çarşamba saat 9.30’da ESYO’da verilecektir. Haziran ayı sonuna kadar sürecek bu eğitimlerimize bu konuda bilgi edinmek ve KA-DER’in neler yaptığını öğrenmek isteyen tüm gazateci, emekçi arkadaşlarla paylaşmak isteriz.
KA-DER Eskişehir Şube Yönetimi adına Başkan Prof Dr Nedime Köşgeroğlu
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.