Yağmurlar altında
Yağmur yaklaşıyor diye mırıldandı.Yanında ki arkadaşı mevzu etme zamanında varacağız desede onun derdi ıslanmak değildi ki o karamsar bakışlarla havayı nüfuz etsin.Çakan şimşeğin uğultusu tenine işlemiş olmalı ki munis bir ürpertiyle arkadaşına şimdi ne yapıyordur acaba diye sordu.O an emin oldugu tek şey düşündüğü cevabın gelmiyeceğiydi.Arkadaşının bi anlık suskunluğuyla içini dökmeye başladı.Her insan aşık olur.Aşkın en talihsiziyse işin içine aymazlığın girdiği vakittir ve o an acı çeken taraf hep haksız olur.Belki de bu serzeniş sağnak yağmuru başlatmıştı.Yağmura aldırmadan hızla yürüyorlardı.Her dökülen yağmur tanesi ona hayallerini anımsatıyordu.Göğün kucağından gerçeğe düşüyorlardı.Ve bir an öyle bir karamsarlığa düştü ki arkadaşı olmasa yanında o güne yüzlerce kez lanet edebilirdi.Yine de o andan aldığı tek yara ettiği yemindi.Şu yağmur şahidim olsun ki onu unuttuğum gün geldiğinde bana ettirdiği bu köhne hayallere lanet etmem diye yüksek bir sesle haykırdı..Bir anda hilkat sustu.Sessizliği özlediğini farketti.Gözleri görmüyordu sanki.Ipıssızdı düşünceleri gibi.Uzun bir caddeye saptılar.Şarıl şarıl akan su bu işlek caddeyi tenha kılmıştı yalnız yüzünü atkıyla örtmüş elinde şemsiyeyle dolanan genç bir kızdan başka kimse yoktu.Bir anlık dalgınlıgından kurtulup kıza baktıgında atkısından fırlayan bir ten saçı gördü.Onun oldugunu anladı arkadaşına çaktırmamak için gözlerini yere eğip yürümeye devam etti.Tam birbirlerini geçecekleri vakit ikiside başını kaldırıp göz göze geldiler.Ve o anda iki üç yağmur damlası Kızın yüzünü ıslatmıştı.O anda ey yağmur önce buna şahid ol diye mırıldandı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.