Benlik Tekamülü
FELSEFİ TİNLER-23
DÜŞÜNÜRSEK O’YÜZ
İnsan , telepatiler ya da tekamüller çeşnisidir.
Einstein’ın rölativite teorisine göre:”Guantlar denen titreşimler, o maddenin cinsine göre titreşimler topluluğu olarak canlanma bulur. Her oluşum, atomun en küçük parçacığı olarak bilinen quant taneciklerinin belli oranda yoğunlaşmasıdır (düşünce, duygu, ışık, madde, her şey). Titreşim ve titreşimler topluluğu, kendisinden zayıf titreşime sahip maddeyi kendi etkisine düşürdüğü gibi; kendisinden güçlü titreşimlerin de tesirine girebilir.”
*Bu bağlamda iradenin haritasını tanımak lazım.Güçlü irade, kamil sıfat,kendimizle barışıl içsel güç bizi daha özel yaşamlara, yaşanırlıklara sunar.
Güçlü iradeyi arzuya yönlendirme yanılgımızdan vazgeçmek lazım.
Erkekler , daha güçlü bir iradeye sahip olsa da iradeyi arzuya teslim ettiklerinden sonuçları onları farklı yaşam algılarına teslim eder.
- Uzaktan enerji gönderme eğilimi yüreğe kadar inmeli.Kadınlar bu enerjiye çok güzel sahiptir.Beyinle , yürek arasında kurdukları duyusal çağrışımlar sayesinde daha temkinli, tetbirli, korunaklı yaşamı yakalar.
Ve insan kendine çok farklı düşünce formlarıyla kaplıdır. Bu formlar aurasında değişken renklere götürebilir.Bilince yakın bir yerde telepatiyi yakalamak gerek.
Düşünce formları içsel enerjiyi direk verir. Bir barajdır düşünmeye, gerçek olmaya, gerçek kalmaya.
-Beyinde birikim olur düşünce.Bu düşünceler bir baraj gibi akli sınırlarda birikir.Aşırı yüklenmelerle barajın bendi yıkılır, beyinsel haretin hızına kavuşamaz irade.
Sağlılık bir iletişim için akli şifalandırma gerekir.
Sağaltma, enerji yükleme, gibi içimizdeki geçiş enerjilerini farklı duyulara teslim eder.Öpme, sarılma,görme,dokunma isteği bu düşük enerjiye karşı içimizle barışık olamayışımızdır.
Yani algılara gelen bozuk titreşen hücreleri kötü etkiler, zedelenir beynin zihin dağarcığı.Bizi böyle farklı düşlere, hatalara sürükler.
-Bir duyum boşluğu bizimle kalır.Bu kalış nefsi olana yakın olduğundan insan, aslını yakın olanı ister, özümser, yaşar, yaşadıktan sonra kendince bir huzur, biraz da pişmanlık yaşar.
Olumlu veya olumsuz bir duygunun fizyolojimizde bıraktığı kötü enerjiyi rahatlıkla algılıyoruz.Kendimizi tanımakla alakalı her şey.
Aslında beyin programlanmasında nöronların birbirleriyle etkileşiminden sonra bilinç, ya da bilinçalatı çeperi oluşur.Bir içsel programlanma güdülenmesiyle kendimizi tanır, sonra başkasının başkasını tanımaya çalışırız.
Ve insan mana istikametinde kendi manidarlarının bulur, arar, kendinle tanışır.
Doktor Carles Philmore:"İnsan bedeninin ihtiyacı olan bütün ilaçlar zihinsel olarak üretilmektedir, zihindeki yenilenmeler, vücuttaki hücrelerin de yenilenmesine sebep olur."
-Her şey aslında hücrlerin hicreti ya da algıların akmasıyla kendini bulur.
Sürekli gelişmeye,yenilenmeye, ileriye, güzelliklere, güzel anlara, hayallere, hallere odaklı oluşumun nedeni içteki bu titreşimlerin bir tekamüle mil kadar yakın olmasıdır.
Bilginin denetimlenmesi, deneyimlenmesi, uygulanması,uyarılması, uyandırılması, kendi ruhsal telapitilerimize uyumlu hale getirmek lazımdır. Ki insan ruhu, canlı bir deniz gibi sürekli kendi yenileyen düşünceleri dalgalandırır.En önemlisi uyumlu bir frekansı yakalamaktır.