- 1137 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aşktan Bahsediyorlar...
Aşktan bahsediyorlar; onun kalbinde başkasının olduğunu söylüyorlar, inanma! Acılar, inandıkların yüzünden gelmedi mi zaten başına? Düşmanın olur akrep yelkovan, vakitsiz yakalandın sen aşka...
-Siz gitmişsinizdir; arkanıza bile bakmadan. Belki kırgınlıklarınız, belki sebepleriniz vardır, belki de kırgınlıklarınız. Çaresizsinizdir.. Belki de arkanızda bırakacağınız kırgınlıkları aldırmamışsınızdır. Belkilerle bitirdiğiniz aşkınızı, sebepsiz mutsuzluklar ardına dizmişsinizdir sırasıyla.. Ya zamana yenik düşmekten korkup kaçmışsınızdır, ya da zaman kovalamıştır sizi peşi sıra...
’Anlıyorum ki sen, bir uçlu kalemin uçsuz bucağındasın; yaşatıyorum seni her satır arası.. önümde öylece duran beyaz kağıt, kainatı andırıyor sanki.. Artık ne nefesin, nefesime denk.. Ne ellerin, ellerime değecek.. Ne de gözlerin, gözlerime.. Ve ben, kendi yalanına inanmayan adam oluyorum. Ölüyorum; yaşadığını, bir başkasıyla olduğunu düşündükçe...’
-Ölümler çok üzer. Mesela; soyut olan birşeyin ölümü de olabilir bu, Aşk gibi.. Bazen çok istersin olmayacak birini, ama istersin yine de, ve beklersin.. Çok sonra anlarsın ki; ellerini tutmayacak, gözlerine bakmayacak, yüreğini seni seviyorumlarla doldurmayacak.. Alın yazısına inanmalısın.. Her insanı hayata bağlayan nedenler gibi, seni de hayatın incelip kopan yerinde bağlasın...
Aşktan bahsediyorlar; anlatıyorlar uzun uzun.. Sanki biz hiç sevmemişiz gibi bir de verilen sözlerden bahsediyorlar. Ta ki tutamadıkları an’a kadar.. ‘’Hiç bırakmayacağım’’ diyorlar.. İçinde onca anlamı taşıyan iki kelime söylüyorlar.. Ve şarkılar da buluyorsun kendini.. ‘’karagözlerinden bir damla yaş düşünce’’ şarkısında doluyor gözlerin. Ah pardon! Bu şarkının giriş bölümüydü. Çünkü, hiçbir zaman şarkıların girişi kimseyi etkilemez. Ya nakaratında dolar gözlerin, ya da ‘’sen ağlama’’ kısmındaki anlam iter seni, karamsarlığa.. Bir süre sonra, sonra aşkı rüyamızda görme şansını veriyorlar bize.. Biz kimiz ki? ‘’geceleri uyuyamayanlar’’ diyorlar bizlere.. Çünkü geceleri bir engelin olmuyor düşünmek için...
‘’Ey yar! Al beni, sev beni, sar beni, gam tutmayan yüreğine sal beni.. Beni benden fazlasıyla al, sen sansın herkes tüm yanımı.. Hapset gözlerine gözlerimi, görmeyeyim senden başka kimseleri..’’
-Biraz da olsa mutluluk istedim. Umutla sonbaharı beklerken, rüzgar yaprakları sürüklerken, başını omzuma yasladığın an, seni izlemek istedim.. Biraz susup, yüreğini ‘seni seviyorum’larla doldurmak istedim...
Aşktan bahsediyorlar; ve sende pişmanlıktan bahsediyorsun onlara.. Aşık olduğun için değil, aşkı yaşayamadığın için.. Anlatacak kimse olmadığından, karanlığa anlatıyorsun onu.. Bir sigara içip yatarım diyorsun, bir paket bitiyor, uyuyamıyorsun.. Çünkü aklını kurcalayan sorular oldukça uyuyamazsın.. Sürekli onu anlatırsın, çapı geniştir karanlığın sıkılmaz, saatlerce anlatırsın...
Aşktan bahsediyorlar; Bir çizik daha atıyorum bileğime.. Çünkü umudumu kesersem; içimdeki seni öldüreceğimi biliyorum.. İki mavinin arasına sıkışmış mor gibiyim.. Yokluğunda çoğalan yalnızlıklar biriktirdim, her biri senin adını sayıklıyor, ve düşlediğim hayalin; sadece mecazi bir gerçeklikten ibaret...
Aşktan bahsediyorlar; onca yıl geçmesine rağmen, hala o anı yaşıyormuş gibi anlatıyorlar.. ama atladıkları birşey var; onca yılı, bir saate sığdırabilmek yaptıkları şey.. Bir süre sonra; aynaya baktığın zaman kendini değil de, onu görüyorsun.. Dalıp gidiyorsun geçmişe, ve kaderin kırık camları batıyor ellerine.. gözlerini kapatıyorsun, yine karşında o.. Dayan kalbim; arş-ı Ala’ya yazdığın mektuplar belki de okunmayı bekliyordur, tek kurtuluşun o olduğunu bilmiyor musun?..
14 Aralık 2012
Ali Yavuz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.