HALK KÜLTÜRÜNE HİZMET ÖDÜLLERİ '2012
HALK KÜLTÜRÜNE HİZMET ÖDÜLLERİ ’2012
15 Aralık 2012 Cumartesi günü saat 13.00 ’da Ankara Ulucanlar Açık Cezaevi Müzesi Sanat Sokağı’nda bulunan VİP Salonu, bir halk kültürü şölenine sahne oldu.
Tarihe tanıklık eden "ULUCANLAR ESKİ CEZA EVİ" günümüzde müze haline getirilmiş durumda. Bu CEZAEVİ MÜZESİ’ni ve SANATÇILAR SOKAKAĞINI bütün vatandaşlarımızın görmeleri gerektiğine inanıyorum.
1981 yılından beri Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu tarafından her yıl geleneksel olarak verilmekte olan " TÜRK HALK KÜLTÜRÜNE HİZMET ÖDÜLLERİ " verildi.
15 Mart 1955 tarihinde Ord.Prof.Dr. M.Fuat Köprülü ve sekiz akadaşı tarafından " Türk Halk Sanatlarını ve Ananelerini Tetkik Cemiyeti " adı ile kurulan kurum,daha sonra 31 Mart 1959 ’da " Türk Etnografya ve Folklor adını alan, 1963 yılında adı " Türk FOLKLOR -ETNOGRAFYA ve TURİZM DERNEĞİ " olarak değiştirilen, 1972 yılında "FOLK ARAŞTIRMALARI KURUMU " ve en son olarak 2006 yılında, " HALK KÜLTÜRÜ ARAŞTIRMALAŞTIRMA KURUMU " adını almıştır.
Bünyesinde değerli halk bilimcileri, araştırmacıları , akademisyenleri ve yetkin kültür insanlarını barındıran Kurum’un ödülleri (Türkiye Folklor Oskarı ) olarak nitelenmekte ve yurt içninde ve dışında yankılar uyandırmaktadır. çok geniş bir inceleme sonucunda her yıl belirli sayıda verilmekte olan ödülleri alanlar, öz geçmişleri ve halk kültürü alanında yaptığı çalışmaları ile birlikte basına duyurulmaktadır.
1981 yılından beri bu kurumun başkanlığını yürüten deneyimli bir halk kültürü araştırmacısı olan İrfan Ünver NASRATTINOĞLU büyük projelere ve başarılara imza atar. Uzun soluklu bir görevde yıllarını heyecanla ve hevesle sürdürmeye devam etmektedir.Kendisini bir dost olarak gönülden kutluyorum.
Halk kültürüne hizmet Ödülleri’2012 alanları da ayrıca gönülden kutluyorum.Halk kültürünün tüm alanlarında bilimsel veriler hazırlayanlar geleceğe en büyük armağan bırakırlar , unutulmazlar , gönüllerde-kürsülerde ve kütüphanelerde hep yaşarlar.
TC’ nin temeli kültürdür ve kültürün temelini de halk kültürleri oluşturmaktadır. kültürün yaratıcıları insanlardır ve halktır. Halkın olmadığı yerde doğadan gelen gerçekler vardır. Doğal kültür varlıklarına insanlarca eklenen artı değerler geçmişi ve geleceği oluştururlar. İnsanlıkta bu değerleri dünya kültür mirası olarak korumalı geliştirmelidir.
Halk kültürü, özgündür,özeldir ve halkın kimliği, öğünç kaynağı, dayanağı , benliği , varlığı ve geleceğidir. Kültürler arası hoş görü-tolerans ve saygı olursa yeryüzü mutlu ve gelişmiş olarak yaşanılır hale gelir.
Ne var ki savaşlar ve toplumsal kargaşalar, halkın asırlardır yarattığı özgün kültür değerlerini, dünya kültür mirası sayılacak yüce değerleri yok etmiş ve halen de yok etmeye devam etmektedir. asırlardır üretilenleri birer birer ve topluca yok edilen kültür varlıkları karşısında insanlık duyarlı olmalı ve ortak bir ses çıkarmalıdır. Yakın tarihte olan ve devam eden Irak-Mısıır-Libya- Suriye gibi ülkelerdeki savaşlar ve iç karışıklıklarda önce tarihin hafızası ve toplumun kimliği olan tarihi belgeler ve eserler yağmalanmaya devam etmektedir. "Dedeler koruk üzüm yemiş evlatlarının dişleri kamaşmış" sözü hatırlanmalıdır.
Birleşmiş Milletler ve UNESCO örgütü, tarih yağmacılığına ve kültür arlıklarının tahribine engel olamamaktadır. Yağmacılıkta tarih tekerrür etmeye devam etmektedir.Ders alınsa tarih tekerrür etmez.
Dünyanın en büyük insanlık sorunu ,TARİH YAĞMACILIĞI VE KÜLTÜRLERİN EZİLMESİ YOK EDİLMESİDİR. Geçmişi tümüyle yok edenler, temelsiz bir yapı gibi çökmeye mahkûmdurlar.
YAHYA AKSOY
YORUMLAR
Yahya Bey, ilgiyle okudum yazınızı. Bu vesileyle diğer yazılarınıza da göz attım. Eğitici, öğretici, yol gösterici yazılarınız ve emeğiniz için kendi adıma çok teşekkür ediyorum.
Çok şey öğrendim.
Tebriklerim saygıyla...
ipekyolu
yazılarıma gösterdiğiniz ilgi ve yoruma çok teşekkür ederim.
Bilgi paylaşıldıkça bilinçlenme artar ve insanlığın yolu aydınlanır.
Bu anlayışla birikimlerimi kısa ve özlü yazmaya gayret etmekteyim.
Selamlar, başarılar.