- 1438 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
türkiyede kadın olmak
TÜRKİYEDE KADIN OLMAK ZOR
Türkiye’de kadının yeri, ebeveynlerinin damarlarındaki kandır. Eşlerinin baş tacıdır. Çocuklarının sırdaşıdır.
Aile büyükleri, kızlarımız bizim canımızdır. Eşler, kadınlarımız, bizim başımızın tacıdır. Çocuklar, annelerimiz bizim canımız ciğerimiz diyorlar.
Gerçekler böylemidir acaba? Köylerde yaşayan kadınlar, yuvayı dişi kuş yapar değiminin ta kendisidir.
Sabah ezanla yatağından kalkar. Ocağa kahvaltılık çorbasını koyar. Çorba ocakta pişerken, davarların altlarını temizler. Bebesi varsa eğer, onun altını temizleyip karnını doyurur. Okula giden çocuğu varsa onun karnını doyurup okula gönderir. Evinin işleri bitince sofrayı hazırlar. Kocasıyla kahvaltı yapar. Kahvaltıdan sora davarları araziye sürer. Akşama kadar çobanlık yapar. Bütün bunlar yetmezmiş gibi ömür boyu üç maymun oynamak zorunda bırakılır. Karşılık verecek olursa, vay onun haline.
Kentlerde oturan kadınlarımızın durumları ise, bölge koşullarına göre değişir. Birçok kadınlarımız, issizlikten dolayı evlerinde oturmak zorundadır. İş bulup da çalışan kadınlar ise ev ekonomisine katkıda bulunuyorlar. Eve giren ekonomi güç yükseldikçe, aile bağlarının güçlendiğini görürüz.
Bütün bunlara rağmen, Türkiye de yaşayan kadınlarımızın birçoğunun evdeki yeri, kaşık düşmanı, eksik etek, sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin sözlerinin baskısı altıda yaşamlarını sürdürmektedirler.
Yıllardan beri Türkiye’de öldürülen kadın ve kızların sayıları binlere ulaştığını görürüz. Ölüm sebeplerinin başına töre cinayetleri gelmektedir. İkinci sırayı, namus cinayetleri gelmektedir. Üçüncü sırayı, sevgi sözcüğü altında kıskançlık cinayetleri yer almaktadır.
Oysa Amerika ve Avrupa ülkelerinde yaşayan kadınların yeri, kanunlarla belirlenmiştir. Kocası tarafından, kadına kem gözle bakmak, hakaret etmek, kanunlar çerçevesinde ağır bedel ödemek demektir. Ama Türkiye’de ?
Abdullah ziya kabak
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.