EL HALISI
EL HALISI
Ben tahta tezgahlarda elle dokunan halıları çok severim. Bunlara dokuma halı, el dokuması halı diyenler olabilir. Kayseri’de biz el halısı diye ifade ederiz.
Halı bir sanat halı dokumak ise bir zanaattir diye düşünüyorum. Sanat kısmına girersem içinden çıkamam benim boyumu aşar. Ben zanaat, yani dokuma bölümüyle ilgileniyorum.
Kayseri’nin iki ilçesindeki halılar çok meşhurdur. Bünyan ve Yahyalı. Belki isimlerini duymuşsunuzdur. Bünyan’ın Karakaya Köyü’nde öğretmenlik yaparken tezgahların hazırlanışına, dokuma sırasında yapılan işlemlere bizzat şahit oldum.
Dört köşe tahta tezgahın üzerine çok sık bir şekilde pamuk ipler gerilir. Buna çözgü denir. Tahta tezgah birbirine demirlerle sıkıştırılmıştır. Bu ipleri gergiye getirerek düğümlerin kolay atılmasını sağlar. Var–gel: Tezgahta inip çıkan tahta koldur. Gergi iplerine çaprazlık verir. Çapraz iplerin arası renkli yün iplerle yani ilmiklerle doldurulur.
Her sıra tamamlanınca beyaz ipi demirden, ucu dişli, kulpu olan tarakla tak tak tak vurarak ilmikleri sıkıştırırlar. Bu vuruşlar çok kuvvetlidir. Sıra tamamlamanın sevinci de vardır. Halının sık dokunmuşu makbuldür. Övmek için ‘kemik gibi halı’ derler.
Halıyı denetleyen bir erkek halıcı mutlaka vardır. Milimetrik karton kağıtlara halının renklerinde kanaviçe misali çizilmiş modelleri o verir. Kadınlar tezgaha iplerin arasına skıştırır bakarak aynısını ilmiklere dönüştürüler.
Halının ağzı düzgün olsun diye her 10 cm.’de bir tezgahı enlemesine boydan boya mürekkepli boya ile işaretlerler. Buna çıpkı denir. Bunu da halıcı yapar. Halı dağılmasın diyede başlangıç ve bitiş yerlerinden 8-10 sıra çapraz vererek beyaz iplikten sıçan dişi dedikleri ince bir örgü tekniği yürütürler.
El halısı sabır ve emek işidir. Sanırım kıymeti de burdan geliyor. Parasıyla değil mi? Bir kelle de ben dokutmak istedim. Tezgah yalnız olduğumdan benim eve kuruldu. Kelle kelimesini açıklayayım: Bu iki metreye üç metre ebadındaki halıların genel adıdır. Üç kişi dokuyorlardı. Ben sabah okula gitmeden gelir halının başına otururlardı. Hedefledikleri sırayı tamamlayınca kalkar, evlerine gider; ortalığı derler toparlar, karınlarını doyurular sonar tekrar halı başı.
Bünyan halılarını modellerine gore isimlendirecek olursak: Rus Kazağı, Sandıklı, Çiçekli, Buğday Dalı, Şirvan. Büyükten küçüğe ebatlarına gore ismlendirirsek taban, kelle, karyola, yolluk, somya üstü, namazla, halı yastık.
Köyde kaldığım iki buçuk yıl içinde el halısı tutkum arttı. Bir kelle, iki somya üstü, iki halı yastık, bir namazla edindim.
Yahyalı halılarına ne demeli? Yahyalı İlçesi’nin dışında ne Türkiye de ne de dünyanın hiçbir yerinde dokunmazmış. En büyük özelliği iplerinin saf yün ve kök boya ile boyanmış olmasıymış. 30-40 yıl gibi çok kullanılırsa, parlar, incelir, ipek halıya benzer antika olurmuş. Bir kaç kez görün hemen göz aşinalığı gelişir bu yahyalı halısı dersiniz. Tamamen kendine özgüdür.
Benim gördüklerim genelde koyu bordo zeminliydi. Eskiden ceviz boyasını daha çok kullanırlarmış ve kahverengisi bol olurmuş. Bunlar daha makbulmuş.
Kendi çapında halı ticareti yapan aile dostumuz Viyana’da halıcı dükkanının birinin vitrininde eski bir Yahyalı halısı görür. Üzerinde İran etiketi vardır. İçeri girer bu "İran değil, Türk halısıdır" der. Halı laboratuara gönderilip inceletilir, Türk halısı olduğu ortaya çıkar. İran etiketi kaldırılır, Türk halısı etiketi konur.
Yahyalı halılarının ebatları çok büyük olmaz 110 cm.’e 220 cm.’dir. Bir de halı yastığı ve seccadesi olur.
Daha öncede değindiğim gibi el halısı kullanıldıkça incelir, parlar. Çok yıpranmadan elden çıkarmak gerekir. Satabilirsiniz. Halı alırken göbekli model alınmalıdır, getirisi daha çok olur. Kayseri de bir tabir vardır. El halısının ölüsüde para diriside derler.
Eskiden fabrikasyon halılar da klasik modellerde üretiliyordu, el halısını aratmıyordu.
Şimdi öyle mi ya? Dümdüz zemin üstüne birkaç geometrik desen serpiştiriyorlar. Hiç sevmiyorum. Neymiş düz zemin gözü yormazmış. Benim halım nakış nakış dolu olsun da gözüm de yorulursa yorulsun. Ben orada Anadolu Kadını’nın sabrını, emeğini, çilesini, yaşamını göreyim. Evde iki boş aralık var, elim gidipte yeni fabrikasyon halılardan alıp seremiyorum, çıplak duruyor.
YORUMLAR
Hiç sevmedim makina halısını. Halı dediğin elde dokunandır. Ladik, Bünyan,Isparta..Şimdi her şey ayın, oyun.Sevgi ile kalın.