CESUR
CESUR
Mutfağı basan karıncalara çok kızan annem her yere zehir koymuştu.Onları görür görmez bağırıp çağırıyor,lanetler okuyordu.Artık her köşede grup grup ölen bu davetsiz misafirleri görmek mümkündü.Onları evden uzaklaştıracağımı,başka bir yere dikkatlerini çekeceğimi söyle söyledim fakat dinlemedi.Gazete ve derğilerden limon konulabileceğini öğrendim.Köklü çözümler olmadığını,vakit kaybedemeyeceğini söyledi.Bir katliam yapmayı kafasına koymuştu bir kere.
Evde her gün cenaze vardı ,hatta cenazeler,toplu katliamlar.Köşelerde ,bucaklarda bir karartı gibi duruyorlardı.Ona anne demek istemiyordum.Zavallı minik yaratıkların ölülerini görünce sevinçle ve büyük bir iştahla temizlik yapıp rahatlıyordu. Her ölü bulduğu karıncada sevinçten çığlık atınca, kardeşimle birbirimize bakıp hüzünleniyorduk.Elektrik süpürgesine çekilen yarı canlı miniklerin halini düşündükçe annemin iyi bir insan olmadığını anlıyordum.Bu olay anne kavramını sorgulamama neden olmuştu.
Her sabah kalkıp mutfağı inceliyordum.Elimizden geldiğince onları kurtarmaya çalışırken, depremde enkazdan insanları çıkaran akut görevlilerini andırıyorduk.Yakalanınca azar işitsek de kurtardığımız minikler bizi mutlu etmeye yetiyordu.Bir sabah mutfakta çömeldiğimde bir tanesinin kıvrandığını gördüm,acı çekiyordu.Ona ilk önce biraz su damlatıp zehirden arındırdım.Sonra gazetenin üzerine alıp kurulanmasını sağladım.Mutfağın camının önüne getirip bol oksijen alması iyi olur diye düşündüm.Gezmeye gidecektik,mecburdum çünkü çocuktum.Arkadaşımı kaybetmemek için onu bir kibrit kutusuna yerleştirdim.
Döndüğümüzde kıvranıp duruyordu,ölüm bu kadar zor mu bu küçük yaratığa bile diye düşündüm ,içim yandı.Biz eğlenip konuşurken o hep acı çekmişti.Tam iki gün daha kıvrandı.Belki kolay ölecekti ,benim yüzümden uzadı.
Sonunda öldü,bende onunla.Onunla ölen çok şey oldu.Anneme sevgim,saygım,inancım ve bir çok şey.
Kardeşim çok ağladı.Güzel bir törenle uğurladık.Kağıt ve kürdanla sedye yaptık,bahçeye gömdük.Mezarı minik ve çok süslüydü.Kardeşim çok direndiği için ona Cesur adını taktı ve bir kağıda Cesur yazıp kürdanla başına dikti.
Annem için eve pislik saçan ,iğrendiren bir şeydi.Onu rahatsız etmişti ama biz onu çok sevmiş,sahiplenmiştik.O bizim dostumuz arkadaşımız olmuştu.O karınca değildi onun adı Cesur idi.
YORUMLAR
Yürükçü
yazık ama anneye,ne yapsın evi karınca basmış...hoş bir anlatım,inş cesur ve sülalesi bizim eve hiç gelmezler :-)