Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
@ahmetbektas

Kıyım Kıyamet Dabbe

12 Aralık 2012 Çarşamba
Yorum

Kıyım Kıyamet Dabbe

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

779

Okunma

Kıyım Kıyamet Dabbe

Kıyım Kıyamet Dabbe


Kıyam, “Ayağa kalkış” dendi; bir sürü ayaklanma yaşandı, bu ayaklanmaların egemenlere yarayacağını da göreceğiz!

“21.12.2012 Maya takvimi bitiyor, ‘Kıyamet’ olacak!” dendi ve saçma sapan görüşler ileri sürüldü!
Bir kısmı kıyamet olacak diye Dünya üzerinde güvenilir noktalar uydurdu!
Bir kısmı Mayaların kıyameti bilemeyeceği (sanki Mayalar kıyamet kopacak demiş gibi) ve Allah’ın bileceği “Muhteşem” bilgisini yaydı! Sanki Mayalar zamanında peygamberler vardı ya da kıta biliniyordu da! Akıllara zarar! Şamanizm’e saldırmak amaçlı kullanılmaya çalışıldı Maya takviminin bitmesi! Tabi ki hepsi “Dabbe” kapsamında .

Ben kıyametin kıyımından bahsedeceğim. Kimler kıyılacak?

İlk sırada aptallar geliyor, sonrasında zayıflar ve fakirler! Bu üç zümrenin kıyılması muhtemel! Nedeni şu; insanlar içinde aptal olanlar debeleniyor! Bu “Dabbe” olarak adlandırılabilir. İnsanlık bu debelenişte elenecek. Ayağa kalkmayı başaranlar, yola devam edecek! Zayıf ve fakirlerin içinde aklını kullananlar kurtulacak elbet. Bu kıyımda herkes kendini kurtarmaya çalıştığı için kimse, kimseye yardım etmeyi düşünmez! “Cek, cak” larla bahsettiğim bu halin ne zaman olacağını işte onu Allah bilir. Bizler, ben sadece işaretlerle tahmini bir çıkarım yapabiliri(m)z. Bunu aklı olan herkes yapabilir!

“Dabbe” yerde debelenen mahluk; hakkında benim tahminim aptal insanların debelenmesi. Başlarına getirdikleri felaket yüzünden debelenecekler! Bu felaket kendi aptallıkları yüzünden olduğu için kolay olmayacak süreç. “Mühürlenen Kalpler” gibi! Dabbe konusunda ben iyimserim; her şeyin bir pozitif yanı, bir de negatif yanı var. Dabbenin negatif yanı aptalların debelenmesi; pozitif yanı ise ayağa kalkması. Dabbe debelenen ayağa kalkınca kurtuluş ve “Altınçağ” başlayacak! “Bir Yudum İnsan” şiirimi paylaşmak isterim.


Bir Yudum İnsan

Altı günlük Dünya’da o “Bir yudum insan”dı
Dört günlük yolu sonsuza uzandı.
Her Mevsim başka hale büründü
Zamanın tezgahında işlendi, kırpıldı;
Acılarla şekillendi...
Doymamış hevesleri, özlemleri vardı
Hiç bitmeyecekti işleri...
İnsan olmak istiyordu!
Aynaya baktı gördüğü bir insandı...
İnsan yiyenler, görünürde onlar da insandı.
Çobanlara sordu;
-Sürü kimin?
Onlar da bilmiyordu ama güdüyordu.
Sürü itaat ediyordu...
Tökezledi, dört el yere düştü
Aklı o an başına geldi.
Kalktı, doğruldu, yürüdü...
Nereye gidecekti?
Bilemedi.
Öylece orada kalakaldı.
Herkes onu çağırıyordu,
Güleç yüzlü temiz elbiseli...
Onlar insan mıydı?
Sürünenler vardı, inleyenler!
Evet onlar da insandı.
O’nun daha gidilecek yolu vardı.
İnsan olmak istiyordu!
İnceden bir sızı kapladı benliğini,
Sebebi bir insandı...
Belki aradığı onda vardı.
Yaklaştı, uzattı elini;
Isınmıştı eli, yandı bedeni ;
Aklı onda kaldı.
Oysa daha yolu vardı.
’Beraber gidelim’ dedi.
Şimdi yolculuk daha kolaydı.

Ahmet Bektaş

İnsan tökezleyip yere düşebilir ama şuurlu olanlar kalkar! Tökezleyip yere düşenlerden kalkanlarla yola devam edilecek. Aptallara yer yok!

Dabbe halindeki insanlar tahammülsüz olur. Saldırgan halleri yüzünden yer yüzündeki değerli eserleri yok ederler, bunu da din veya ideolojik kılıfla yaparlar. Hıristiyan, Yahudi veya Müslüman olmaları bu eylemlerini “Ak” lamıyor. Ama asıl sebep debelenme “Dabbe” halidir.

Hititlerin “Güneş Kursu” Ankara’nın amblemidir. Tahammül edemeyenlerin gerekçesi ne olabilir ki? Yani o amblemde kötü olan nedir? Cevap bile vermezler. Çünkü o sembol üzerinden akılarınca Şamanizm’e karşı duruş sergiliyorlar! Ne alaka?

Hacı Bayram-ı Velî (Agustus) Ogüst Mabedi’ne camisini adeta dayamış! Tarihi eseri de korumuş. Eski Agustus mabedinin yıkılmasını isteyen ahmaklar da olmuş… Yakınlarındaki Lulien Sütunu (Belkıs Sütunu) da ayakta kalabilmiş. Debelenenlerin diğer tahribatlarını uzun uzadıya yazmaya gerek yok!

Anka/Ra

Yenisey’e aşıktı,
Hep ona aktı;
Uygar Türk’ün asil kenti.
Bil ki su erkek, toprak dişi…
Her dönem özgürlüğe gebe.
Merkezinde Güneş sembol anıt,
Kula kul olanlara ağır geldi.
Yakında düşer kutsal maskeler.
“An” ları ebede uzanır.
“Kara”sında aydınlık, dağında Işık.
Göz kamaştırıyor Hüseyingazi’nin Pembe taşı;
Kızılca akar Seyhamam, kurumayan göz yaşı,
Özgürlük savaşçısı kalbinde yatar.
Korkma!
Diz üstü düşenler yine kalkar…

Ahmet Bektaş

Ve Diriant;

Diriant (Altınçağ)

Sanma ki robotlar diridir,
Yeniçağ’da ölümlüler dirilir.
Zaten deliler ülkesinde akıllılar delidir.
Her üfleneni “insan” mı sandın?
Tohumların hepsi fidan olmuyor.
Kökü kuruyan ağaç meyve vermez.
Gün ağarmadan ak koyun karadan seçilmez.
Bak koyunlara, koyun koyuna!
Çobanlar kolay gelmez oyuna…
Irkın önemi yok ama sen gene de dikkat et soyuna.
Bırak gevezeliği slogan atmakla olmaz.
Köhne tabanca ateş almaz.
Açtırtma bayramlık ağzımı;
Yırtık elbiseden bayramlık olmaz.
Hadi şimdi;
Uyan da balığa gidelim.

Ahmet Bektaş

Son tahlilde; debelenenlerden ayağa kalkanlarla yola devam edilir! Aptallar elenir. “Dabbe” debelenenlerin tahribatı da sona erer. Kıyamet kıyımla gerçekleşir. Asıl olan düşmemek değil, ayağa kalkmaktır!

Selametle;

Ahmet Bektaş

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kıyım kıyamet dabbe Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kıyım kıyamet dabbe yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kıyım Kıyamet Dabbe yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
MERAL TICE
MERAL TICE, @meraltice
12.12.2012 22:35:01
Kıyım.... ?

Kıyamet....?

Dabbe...?

Bu her bır Kelımenın acıklaması nedır hocam...??
MERAL TICE
MERAL TICE, @meraltice
12.12.2012 22:14:49
“Hiç şüphe yok ki o zikri/Kur’ân’ı Biz indirdik, onu koruyacak olan da Biziz.”(Hicr,15/9).

amenna..
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş, @ahmetbektas
12.12.2012 20:58:21
21.12.2012 kıyamet kimler için kopacak?

Bazı din adamlarına sordular; din adamlarının cevabı “Kıyamet kopmayacak” şeklinde anlaşıldı. Kıyametin kopmayacağını bilmek de kopacağını bilmekle aynı manaya çıkınca; kıyametin ne zaman kopacağı Allah ilminde dendi. Amenna…

Bakınız, önceleri anne karnında olan bebeğin cinsiyetinin de bilinemezliği konuşulurdu. Teknolojik gelişmelerden sonra bu anne karnında olan bebeğin cinsiyeti değil de kaderi bilinmez şeklinde kıvrılıverdi!

Yağmurun ne zaman yağacağı da aynı kapsamda bilinmez denilirdi. Teknolojik gelişmelerden sonra o da kıvrıldı. Yağmurun yağınca ne sonuç getireceği bilinmez şeklinde.

Ben bu değerlendirmeleri “Kıvırma” olarak algılamak istemiyorum. Keşfedilenin bir sonra aşaması “Allah tarafından bilinir” olarak kalıyor. İnsanlar bilimsel ilerlemeleriyle bilgilerini geliştirdikçe adeta bilmedikleri Allah’a kalıyor! Ama haşa, ben öyle algılamıyorum. Zaten tüm peygamber mucizeleri de insanlığın nihai hedefine yönelik. Bazı acele tespitler yüzünden insanlar kıvırmak zorunda kalır o var. Yoksa, Allah bilginin asıl kaynağı ve insanlara ne kadar bilgi kapısının açık olduğu da peygamberlerin mucizelerinde saklı. Süleyman peygamberin havadaki yolculuğu, Belkıs’ın tahtının ışınlanması, İsa’nın şifa dağıtması, ölüleri diriltmesi, ve son peygamberin pek çok mucizesi insanların ilerleyeceklerine işarettir. Alel acele şunu Allah bilir, şunu da biz biliriz şeklinde yorum yapanlar sonradan kıvırmak zorunda kalabilir. Bu nedenle arifler söz söylerken sonucunu da hesaplar. Acele ve yanlış konuşmamak adına hesabını yapar!

Mayalar 21 Aralık 2012 de bildik manada kıyamet olacak demiyor zaten. Kullandıkları takvim o tarihe kadarmış. Günümüzde bile takvim yapanlar bayramları tutturamıyorken on bin yıllar öncesinden yapılan takvimin 2012 aralık 21 de bitmesini kıyamet olarak algılamak zaten yanlış olur. Ama şu var Mayalar takvimi uydurarak yapmamış. Güneş sisteminin Samanyolu galaksisi içinde yaptığı turun dönüm başı. Bir takımyıldızın çevresindeki devasa dönüşünün devranının başı. O tarihe kadar takvim yapmışlar. Onlar on bin yılları içeren takvim yapmış, buyurun siz devamını yapın. Zamanımızdaki bir yıllık 365 günlük takvimi uzaylılar bulsa “Dünyalılar ne salaklarmış. Bir yıllık 365 günlük takvim yapmışlar. Sonrası kıyamet!” mi diyecekler?

Bakınız kimler için kıyamet kopacak:

Mayalar üzerinden Şamanizm’i karalamaya çalışanlar başta olmak üzere Mayaları ezbere hedefe alanların kıyameti kopacak!

Sonra, “Ulema-i su” , bu tabiri incelemekte fayda var! Bunlar ulema geçinen toplumu fesada sokan bilgiç takımı oluyor. Maaş ve maad için çalışırlar.

Sonra, yalaka, yalama, yalcıların kıyameti kopacak.

Tüm ideolojilerin kıyameti kopacak!

Tüm ırksal söylemlerin,

Tüm dinsel söylemlerin,

Bu söylemlerin ardında menfaat sağlayanların kıyameti kopacak.

Bediüzzaman Sait Nursi’den bir tespiti de eklemek isterim:


“Ararat Dağı denilen meşhur Ağrı Dağının altındayım. Birden o dağ müthiş infilak etti; dağlar gibi parçaları dünyanın her tarafına dağıttı. O dehşet içinde baktım ki, merhum validem yanımdadır. Dedim:
‘Ana korkma, Cenab-ı Hakkın emridir. O hem Rahîmdir, hem Hakîmdir.’…..

Uyandım; anladım ki, bir büyük infilak olacak. O infilak ve inkılaptan sonra Kur''an etrafındaki surlar kırılacak. Doğrudan doğruya Kur''an kendi kendini müdafaa edecek. Ve Kur''an''a hücum edilecek; i''cazı onun çelik bir zırhı olacak.” Tarihçe-i Hayat

Yani Kuran’ı savunduğunu sanan ama kuranın anlaşılmasını engelleyen menfaat çeteleri dağılacak. Kuran güneş gibi doğacak. İşte kıyam budur.

Selametle;

Ahmet Bektaş

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.