- 476 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bİ DAKKA AĞBİ
Sabah kahvaltısı için bakkaldan kahvaltılık almağa inen komşu ırza bey,
--Selam Aleykûm,
--Ve Aleyküm Selam,emmi hoş geldiniz,
--Hoş bulduk yeğenim,nasılsın bakalım?,
--Teşekkür ederim emmi oldukca iyiyim,buyrun emriniz,
--Emir diye bir şey yok evladım,bir kaç noksan varmışta onları alacağım da,
--Buyrun,buyrun,
--Evladım,şu beyaz peyniri tartın,
--Başka,
-- İkiyüz elli gram siyah zeytin,ikiyüz elli gram da yeşil zeytin olsun.
--Tamam emmi başka arzunuz,
--Bir kutu kesme şeker evladım,
--Evet,
--Şu recellerin hangisi güzeldir?,
--Valla emmi hepsi de güzeldir,
--Belli,
--Ne belli emmi?,
--Bana hepsini satmak istediğin,ama ben birini alacağım,
--Valla emmi şu kayısı reçeli daha iyi,
--Belli demek oluyor ki satılmayan bir mal,
--Yok be emmi, iyi bir reçel de tavsiye etmek istedim,sen hangisinden alırsan al,
--O zaman bana gül reçeli ver evladım,tazesi olsun,
--Ne demek emmi reçelinde tazesi mi Olurmuş?
--Tazesi de olur, eskisi de olur bayatı da olur,sen bana iyisini ver
--Emmi hepsi iyi ve güzel,hiç şüphen olmasın.
--Pekii peki sen bana gül reçeli ver o zaman.
--Tamam emmi, emrinize hazır,
--Biraz noksan olarak değil mi?
--Bilmem emmi buyrun başka ne istersiniz?
--Şu salamların da güzelinden ver bakalım.
--Evet emmi onu da hazırladım,başka arzunuz,
--Altı adet beyaz yumurta verin.
Bakal çırağı hepsini bir kaç poşete doldurur Irza emmiye teslim eder.Irza emmi paketi alır üçüncü kişi olarak sıraya girer.birinci şahıs parasını verirken,paldır küldür bir beyefendi girer içeri,
--İki paket samsun sigarası verin,
--Şundan da parasınız alınız lütfen.
--Bereket versin buyrun paranızın üstünü.
Bakkalcı döner eski müşteriye,
--Siz kaç para vermiştiniz,
--Yirmi lira vermiştim,
--Kaç para almam gerekti beyefendi?
--Ne bileyim ben aldıklarım bunlar işte,Tam bu sıra bir küçük kız girer içeri,
--Bakkal amca,bakkal amca,annem dedi ki,bir karton süt,bir.... gazetesi birde bana bombom vereceksin.Bakkal çırağı ortalıkta yoktur,bakkalcı gider kızın istediklerini hazırlamaya,
--Al işte tamam kızım yedi lira otuz beş kuruş,
--Amma annem para vermedi deftere yazsın dedi,
--Tamam kızım ben yazarım deyip,açar defteri, Bu sıra sırada ki müşteri,
--Efendi şu benim hesabı keste ben gideyim,
--Tamam keseceğim iki saniye. Bakkal defterinde isim arar bakkalcı bey,
--Ha tamam kaç para demiştik paranızı?,
--Ben bilmiyom,bakın bakalım yeniden,ama zamlı hesap olmasın,
--O da ne demek yani?
--Ne olacak bir saattir sıradayım,zam gelmiş olabilir diye düşündümde,
--Sende sabah sabah kafa buluyorsun yani birader,
--Yok be birader korkuyom da
--Neden korkuyorsun,
--Aldıklarıma zam gelebilir diye,
--Yokbe birader,biz köy bakkalımıyız yani,
--Eh nede olsa sokak bakkalı. Bakkalcı kızar ama tam bu sıra bir bayan girer içeri,
--Bana bak murtaza efendi,verdiğin malları önce bir tat ardından müşteriye sat tamammı yani?
--Hayrola Emine hanım,gene ne oldu?
--Ne olacak verdiğin beyaz peynir kokuşmuş,
--Sen ne diyon be hanım, öyle şey olurmu hiç,
--Olur olur hemde bal gibi olur,al işte çocuktan yolladığın mal burada.
Peynir paketi açılır,hanımın şikayetine uygun şekilde incelenir,
--Emine hanım bir yanlışınız filan olmasın,bakınız mis gibi peynir işte,
--Hadi oradan be,neresi mis gibi,leş gibi kokuyor iyi bakın,
--Aman, Emine hanım birde başıma böyle bir şey çıkarma,zaten zar zor geçiniyoruz şurada etme Allahını severseniz,
--Ben bilmem efendi peyniriniz kokuyor,peynirinizi geri alın,paramı da geri verin.Emire riyayet eden bakkal,
--Emine hanım yalnız aldığınız peynirin yarısı yenmiş bakın,
--Aaa neresi yenmiş be adam biz kokuşmuş mal yemeyiz haydi oradan,
--Ama bakın dört yüz elli gram peynir iki yüz yetmiş gram kalmış üzeri nerede?
--Ben bilmem,böyle vermişsin peyniri geri al,ve de ver paramı,ben başka yerden de alırım.
--Tamam başka yerden de alırsında peynirin yarısı yok,
--Hayır, sen bu kadar vermişsin ,yalan mı söylüyom yani,
--Valla benim verdiğim peynir dört yüz elli gram peynir iki yüz yetmiş grama düşmüş, bende bu kadarının parasını geri öderim ama bir daha da buraya giremezsin bunu da unutma.Bak mis gibi peynire ne ad takıyorsun ayıp yani.
--Sen kokuşmuşu satarken ayıp olmuyorda ben geri getirincemi ayıp oluyor.
--Bak Emine bacı,sor şu cemaate,var mı bu peynirde kokma ekşime bayatlama Allah’nı seversen,
Cemaatten şaşkınca da olsa,
--Yok kardeşim gül gibi peynir işte, bir müşteri,
--Arkadaş sen lafı uzatma tartıdakinin parasını öde de bizde kurtulalım bu sıradan be.
--Haklısın emmi bi dakka, Al emine hanım geri getirdiğin peynirin parasını,
--Olmaz katiyen olmaz sana daha fazla para vermiştik,
--Evet fazla para vermiştiniz ama geri gelen peynir noksan,parası da bu kadar ediyor,
--Bakın biraz doğrucu olun,bak polis çağırırım,
--Ne! Polis mi çağırırsın,
--Evet polis çağırırım,
--Yoksa senin kocan polis mi,yoksa polis dostun mu var,
--Terbiyesiz adam doğru konuş bak karışmam,
--Sen bunu hak ettin,al şu artığını da defol git gözüm görmesin ha,
Başka bir müşteri girer içeri
--Amca bey sizde kara futun balı bulunur mu?
--O da neymiş efendi?
--Bal amca bey bal, hani şu asri kovan değilde kara futun kovan balı diyorlar ya,
--Efendi biz asri kovanın derdini baş edemedik,sende nerelereden bahsediyorsun,
--Yani yok mu? bakkal kızarak,
--Yok dedik ya efendi,
--Ne kızıyorsun be adam böylemi olur esnaflık,
--Hadi oradan be, esnaflığı senden mi öğreneceğiz. Müşteri gider .Emine hanım,
--Verin şu paramı da gideceğim ben,
--Verdim ya paranı,al azımsanıyorsan,git polis dostunu al getir hesabı o yapsın.
Bakkal sırada ki müşteriye,
--Nerede kalmıştık beyefendi ,kusura bakmayın özür dilerim,görüyorsunuz ne belalar var, He, ne vercektim sana, Beş lira bir lira daha otuz beş kuruş,şimdi tamam Allah bereket versin beyim.Bu sıra dükkan müşteri ile dolar,
--Buyrun ne almıştınız,
--İşte bunları, tamam on iki lira altmış beş kuruş, Gene bir müşteri girer içeri,
--Kardeşim sizde Malbora sigarası bulunur mu?,
--Evet var beyefendi,kaç tane olsun,
--Bir paket verin kaç para,
--Sekiz elli beyefendi, adam yüz lira olarak bütün verir,
--Beyefendi bozukluk yokmuydu?
--Hayır yok kardeşim,
--Ama bunu sabah sabah bozamam ki,
--Hele iyi bak kasaya, vardır vardır,
--Yok dedim kardeşim inanmıyormusunuz yoksa?,
--Ben ne edeyim yani bende de yok,
--O zaman bozuğu olan bir yerden alınız lütfen sigaranızı,
--Ben bilmem sabah sabah kafam dumansız, ya bozarsın yada paketin parasını sonra alırsın,
--İyi ama ben sizi tanımıyorum ki,
--Ne fark eder ben sizi tanıyom ya, Millet gülüşür.
--Beni tanıyan çok,iyide giden bir daha geri gelmiyor,
--Ben onlara benzemem, ben gelirim,
--Her neyse bende bozuk yok al paranı başka yerden alınız lütfen.Bakınız müşteriler beni bekliyor.
Müşteri verilen yüz lirayı alır,sigara paketini zaten açmıştı,onu da alıp gider, Bakkalcı
--Hemşerim ne yapıyorsun öyle?,
--Hiç sigaramı tüttürüyorum,
--Ama doğrumu yaptığınız?,
--Çok doğru,söz veriyorum borcumu getirip vereceğim,sen git adamlara bak.Ve adam sigarsını tüttürekten bırakır gider,bakkalcı kala kalır olduğu yerde, İçeriden bir müşteri,
--Tamam hemşerim gel buraya,ondan fayda yok sen hayırını gör o sigaranın.
Bakkalcı kızar,
--Ne adamlar var dünyada be.Düpe düz eşkiyalık denir buna,Bir müşteri,
--Bence az sonra getirir parayı bak görürüsün,
--Hadi be bey amca giden gelse mezardan dedem gelirdi.
--Merak etme ben gelir diyorsam gelir o,her neyse hele şu hesapları bitirde bizi yolla bi zahmet,
--Siz ne almıştınız,Pratik bir hesap derken biri girer kapıdan,Ya hüsnü kardeş,hele cebine bir bak para lazım oldu da,
Bakkal müşteriyi bırakıp,
--Yahu para kime lazım değil ki be komşu?,
-- İstanbul’dan mal geldi,parayı vermem gerek,
--Ne kadar?,
--Ne kadar olursa ver işte,
--Ulan komşu ben bankamıyım ki yeterlisini bulayım,
--Uzatma komşu adam beni bekliyor,Bakkalcı cebinden parayı çıkarıp uzatır,komşu bakar paraya,
--Ne Murtaza bey,sadaka mı veriyosun be?
--Yo hayır borç veriyorum Adam elinde ki parayı atarcasına,
--Zaten ne zaman bir yaraya işedi ki. Bakkalcı sinirlenir
--Aynaya bakmadan gelmiş buraya zavallı(yüzsüz).
Döner müşteriye,
--Amca on yedi elli ver yeter der,Müşteri,
--Bu kadar bekletmeseydin de yirmi lira bütün alsaydın bundan iyi idi evladım,
--O zamanda zam mı geldi diye söylemediğinizi bırakmıyorsunuz ki.
Sıra Irza beye gelir ama gene biri gelir,
--Hüsnü bey mal getirdim,yardım edermisin?
--Bi dakka amcayı da savayım da, bu kez bir genç kız girer içeri,
--Amca sizde damla sakızı bulunur mu;
--Var kızım,kaç tane olsun?
--Kaçı kaç paraya?
Bakkal fiyatları söyler,
--Bana yirmi tane veriniz lütfen. Bakkal başlar kızın istediği sakızları saymaya.Bu kez ırza bey sinirlenir,
-- Vatandaş yarım saattir bekliyorum,bakıyorumda insan yerine koymuyorsun, Yazıklar olsun be.
Deyip elindeki aldıklarını tezgahın üzerine bırakıp dışarıya doğru yürür,Bakkalcı
--Amaan amca idare edin biraz siz yabancı değilsiniz diye böyle davrandım,
--Çok iyi yaptın evladım,ben daha dün geldim dışarıdan nereden tanıyorsun ki beni? İnsanlarımız sıra bilmiyor,bakkalcımız sevgi saygı bilmiyor.Yazıklar olsun gidişata...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.