Bugün Küçük Mucizelerin Günü Olsun...
Hadi bugün küçük mucizelerin günü olsun dostlar. Öyle küçük ki olmasa sanki hiç bir şey değişmeyecek ama olunca yüzünüzde güller açtıracak küçük mucizeler. Hayatınızın ritmini değiştirecek güzel tesadüflerin, büyük umutların yanı sıra yaşamınızı bir nebze güzelleştirecek olan küçücük rastlantıların günü olsun.
Yani mesela, hiç beklemediğiniz bir anda kapınız çalmalı. O en sevdiğiniz, yüzünde en güzel gülümsemesiyle size bakıyor olmalı kapıyı en paspal halinizle açtığınızda. Kendinizi nereye saklayacağınızı bilmekle ona sarılmak arasında gidip gelmelisiniz sonra “aman boş ver” deyip sıkı sıkı sarılmalısınız hiç bırakmamacasına. Gününüz birden aydınlanıvermiştir. Dünyalar sizin olmuştur.
Mesela, tembel tembel otururken evde kanepeye serilmiş günü nasıl geçireceğinizi düşünürken birden telefon çalmalı, telin öbür ucunda en sevdiğiniz seslerden biri olmalı. Uzun süredir duymadığınız ama duyduğunuzda sizi mutlu eden bir ses. “Hadi” demeli “gel birlikte vakit geçirelim”. Gün nasıl da anlam kazanmıştır. Dostluğun sıcacık elini elinizde hissetmeniz nasıl da iyi gelmiştir.
Hani mesela, olur ya paranız bitmiştir de o gün de alacak ya da yapacak önemli bir şeyler vardır. Ne yapayım diye bakınırken uzun süredir giymediğiniz ceketinizi sırtınıza geçirip evden çıkarken elinizi cebinize attığınızda size o gün yetecek paranın orada durduğunu görürsünüz. Sanki birisi size yardım elini uzatmış sıkıntınızı gidermiş gibi mutlu olursunuz, rahatlarsınız.
Elleriniz cebinizde sokak boyunca özlemin yakıcılığıyla düşünerek yürürken o en özlediğiniz köşe başından birden karşınıza çıksın mesela, görmeyi ummadığınız bir anda o tesadüfe inanamazsınız.
Canınızı sıkan veya sizi evhamlandıran bir rahatsızlığın bu sabah birden yok olduğunu duyumsayın mesela, güne zinde başlamışsınız ve kendinizi çok iyi hissediyorsunuz.
Mesela çiçeklerinizi sulamaya gittiğinizde o köşede duran küskün çiçeğin çiçeklenmiş ve size gülümsemekte olduğunu görün, sabah pencerenize konan küçücük saka kuşunun şakımalarıyla uyanın, gece yağan yağmurun dindiğini yerine tatlı güneş ışınlarının sizi ısıttığını hissedin, pencerenizi açtığınızda yağmurun ıslattığı toprağın kokusunu çekin içinize. Kara bulutlarınız dağılsın.
Günlük yaşamın ritmine ve karmaşasına öyle kaptırıyoruz ki kendimizi hayatın bizim için hazırladığı küçük mucizelerin farkına vardığımızda şaşırıyoruz. Bazen o güzellikleri görmeden geçip gidiveriyoruz yanından. Çok zaman sonra farkına vardığımızda nasıl görmediğimize şaşırıyoruz. Tekdüze bir yaşamın çarkları arasında sıkışmış başımızı kaldırmadan yürüyüp gidiyoruz hayat denen uzun yolda. O yol birden bitiverecek ama arkaya baktığımızda bir arpa boyu yol kat etmediğimizi o zaman fark edeceğiz.
Hayatın bizim için hazırladığı küçük sürprizler tekdüze giden bir yaşamı renklendirir.
Bugün küçük mucizelerin günü olsun o zaman. Savunma duvarlarınız yıkılmadan.
Şükran Demirtaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.