- 468 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
“Ben”liği Yok Eden “Biz” Çıkmazı
“Ben”liği Yok Eden “Biz” Çıkmazı
“Ben” olmadan “Biz” olunmaz!
Emeklemeden yürümeye kalkışmak gibi bir şey “Ben”liğini bilmeden “Biz” olmaya çalışmak!
“İlim kendin bilmektir” Yunus açıkça insanın kendini bilmesinin önemini bir cümlede anlatıvermiş. İnsan hem kendini bilecek hem de kendi bilecek; başkalarından kulak dolması nakillerle bir şeyleri bildim sanmayacak. Bizzat kendi içselleştirecek. Sait Nursi de “Hazmedilmeyen ilim telkin edilmemeli” şeklinde beyan eder. Kim hazmedecek? Kişi kendi hazmedecek yoksa “Biz” diye birilerinin yüzeysel öğretilerinin ardından koşup deneyimlemediği şeyleri savunmaya ya da yaymaya kalkışmayacak!
Yüzyıllarca insan benliğine saldırıldı. Nedeni açık; ilahlara itaat sonra ilahların aracılarına itaat sonra din adamlarına, sonra da egemenlere itaatin sağlanması için. İnsan “Ben”liğinin yok edilmesi gerekiyordu. İnsana secde etmeyi reddeden şeytanın başaramadığı “Biz” söylemiyle yapmaya çalışılıyor! İnsan benliği ortadan kaldırılarak robotlaştırılmak ve sınırlı sayıda ilah konumundaki egemenlerin emrine uygun olarak…Ve kısmen başarıldı. bu anlamda benliğini kurtaran kaptan. Potansiyel hırsızlığı insan benliğini çalar ve kendi maksadına kullanır. Bunu da içi doldurulmamış "Biz" ile yapar. Biriyle sohbet ediyordum konuşurken devamlı “Biz şöyle yaparız, biz böyle düşünürüz“ diye konuşuyordu. Ben de sordum bu "Biz"i açar mısın bir grup ya da görüş mü? Dedi; “Hayır nezaket olsun diye”? Ben de dedim ki "Biz" kuranda nezaket maksatlı değil. Azamet ve güç maksatlı. "Siz" zamiri de zaman içinde nezaket sayılmış ama zamirler yerli yerinde kullanılmalı. Bir insan “Ben” diye hitap ederse kişi kendinden bahsediyordur, öyle anlaşılır; “Biz” dediğinde ise bir grup ya da parti adına konuştuğu anlaşılır. Kişisel ifadeleri “Biz” üzerinden aktaranlar da yeterli özeni göstermemiş olur. Çözülecek bu açmaz. Süreç var. İnsanlar ”Biz” deyince karşısındakini güya çoğul olarak gizli etkiye aldığını düşünüyor. Mafya ağzı gibi.
Mevlana; “Bugün Ahmet Benim” derken “Ben”liğe “Ahmet” ismiyle işaret ediyor, Yunus gibi “Bir ben var benden içeri”
BEN BENDE DEĞİL
Ben bende değil, sende de hem sen, hem ben,
Ben hem benimim, hem de senin, sen de benim,
Bir öyle garip hale bugün geldim ki
Sen ben misin, bilmiyorum, ben mi senim.
BUGÜN AHMET BENİM
Bugün ahmet benim,
ama dünkü Ahmet değil.
Bugün anka benim,
ama yemle beslenen kuşcağız değil.
Enelhak kadehiyle
bir yudum içen sızdı
Tarılık şarabından.
Şişelerle, küplerle içtim ben, sızmadım,
ben, sultanların aradığı sultan.
Ben hâcetler kıblesiyim.
Gönlün kıblesiyim ben.
Ben cuma mescidi değilim,
insanlık mescidiyim ben.
Ben saf aynayım,
sırım dökülmemiş, paslanmamışım.
Ben kin dolu bir gönül değilim,
Sinâ dağının gönlüyüm ben.
Üzüm sarhoşluğu değil benim sarhoşluğum,
benim sarhoşluğumun sonu yok.
Tarhana çorbası içmem ben,
can yemeği yerim,
içerim can şerbeti.
İşte sarttı seni
bir gümüş bedenlinin özlemi.
Altın haline geldin artık.
Sen altına âşıksın,
altın benim rengime âşık.
Gönlü saf sûfiyim ben,
benim tekkem âlem,
medresem dünya benim.
Değilim abalı sûfilerden.
İster yakarış eri ol sen,
meyhane eri istersen,
bundan sanki ne çıkar?
Yok cumartesiymiş, yok cumaymış,
bence ne farkı var?
Gerçeğin tadını alan er
ne altına aldırış eder,
ne kalendar tacına bakar.
Ne tasası vardır, ne kini.
Ey Tebriz’li hak Şems’i,
yüzünü göstermediysen sen,
yoksul çaresiz kalırdı kulun;
ne gönlü olurdu, ne dini.
Mevlana
“Beni bende demen bende degilem…” Yunus
Sen seni bil, sen seni.
Bilmek istersen seni,
Cân içinde ara cânı.
Geç cânından bul ânı,
Sen seni bil, sen seni.
Kim bildi ef’âlini,
Ol bildi sıfâtını,
Anda gördü zâtını,
Sen seni bil, sen seni.
Görünen sıfâtındır,
O’nu gören zâtındır,
Gayri ne hâcetindir,
Sen seni bil, sen seni.
Kim ki hayrete vardı,
Nûra müstagrak oldu,
Tevhîd-i zâtı buldu,
Sen seni bil, sen seni.
Bayram özünü bildi,
Bileni anda buldu,
Bulan ol kendi oldu,
Sen seni bil, sen seni.
Hacı Bayram-ı Veli
Son tahlilde; “Ben”liği “Biz” derelerinde kaybedenlerden olmamak için ve kendi öz benliğimizle “Biz” olmak için kendimizi bilelim. Sadece tevazu zannıyla toplumda kabul görmek adına “Biz” demenin içi doldurulmadıkça yani “Ben” demedikçe faydası olmaz! Bu konuda çok yazmanında faydası olmaz. Çünkü yüzyılların verdiği bir alışkanlık var. Kolay olmaz ve “Biz” üzerinden biriken etki süreç içinde anlaşılabilir! Çünkü “Ben” demenin günah sanılması “Biz” demenin de her durumda doğru algılanması bu çıkmazın devamını sağlar. Oysa kuru söz ile olmaz biz ve ben ayrımı! Kuranda “Biz” derken azamete işaret var. “Biz” demek kuranda tevazu değil ki…
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
of ki of hocam......
Yorum yapamam su an sadece okuyorum.teşekkür ederım.yuregınıze selam...