Yokluk Denizinde Egolar Şişme Bot ….Kumruzen
hayrettin taylan
Bırakılmış damlalar sağanaklarına dayanmadı bağrım.Sensizliğin kayası eridi. Erişilmez benliğinin mumyası yüreğimde sürüklendi, acıların okyanusuna sürüklendin.
-Yoksul yunusun komşusu oldum.Balinalara karşı sevi sözcüklerimi teslim ettim kabarcıklara.
Bir damla hasretin sıcağında , aşk ıslatmaya gayret ettim.
-Alabora olduğum yokluk denizinde egolar şişme bot olarak sunuldu. Yenildim haklı ya da haksız olarak.Haz, kutsal kitapların bahsettiği, içeriksiz dünya yüküdür. Nedensizliğin ilacı ben değil miyim.
*Yılgın bir hayatın sınırında , sınır ötesi operasyonları katılan varlıklarım vardı. Mayınlarına bastım, sen öldün, ben dirildim.
Vizesiz kalmış yarınlarım var yar ülkesine gitmek için.İçindeki Çin’i çok merak ettim.Gezmek istedi duyusal dünyam.
-İçindeki çocuğun aklını ölçmek istedim. Kaç ben var sende.
Sana ölümsüz kalakalışlar biriktirdim,içsel mevzine gelmek için.
Ruhunun hazinelerinde çoktan saklı, çoktan haklı, çoktan seçmeli, aşka dengeli, gitmelere benekli yarınlar vardı.
-Yarınların gözünü gördüm.Gözbebeklerine aşkın bebeklerini gösteriyordu.
Benli demler çoğaltıyordu yeniden varlığıma.Zengin kayıplarım vardı, ayıplarım arasında.
-Ben de bir insan seyriyim. Seyrüseferim bitmez hayaller üstüne.
Üstsüz kaldığım senli hayallerin kıyısında, kıyıları genişleten dalgaların derbederiyim.
Tutunuşla kaldığım hayaller sayrısında kaldım kendime.An’lar, saklar bizi. Ben’ler bir duruş hatırlatır. Kimsesiz özlemleri biriktim gelemeyeceğin ilgilere.
Kanayan yaranın dili mecruhlarında gezdirdim ruhumu. Açık bir kapı gördüm. Kör değildin ona sevindim.Beni görüyordun, ben’leri göremiyordun.
Yara kabuğunun örselendiği derin sızılar meclisine saki olmuşsun.
Beni sarhoş etmeye geldin.Oysa ben zaten senin ya da sensizliğin serkeşiyim.
-Sözlerin , gözlerin, ilgin, gelişin en çok da gelmeyişin sarhoş eder. Salına salına en istendim yanımdan geçip bir yabancı gibi mey sunup ney çalıp ruhumun kamışlarını inletme Kumruzen.
-Nefesine hasbileri komşu kılmışsın. Gururun giyotin ağzında cümleler kurup kesiyorsun hayallerimin cümlesini
-Kanayışımı çok görme .Kendimi görme uzaklığındayım.
Yollar çizdim elimin diliyle.Rüzgârlı yakınlar estirdim saçlarının arasına
-Saçını okşadığım gerçeğin hayaline film oldum, izledim kendimi öylece.
Başın omzumda, ellerim saçlarında, içimi hiç sorma kaç volkan devşirip, fay kırıklarını nasıl senli depreme teslim ettiğini, öylece derbeder kalışımı sorma.
*Sorma Kumruzen.İçindeki kumrular uyumuşken, beni bülbüllere öğretmen yapsan ne fayda.
-Her ses aynı, her söz aynı, her bakış, uçuş, kalakalış aynı bilmeliydin.
-Girdaplar kendi bilinmezliklerini gamlarıma teslim ettiler.Müslifin sahipsiz varlığına meftun oldun.
-Sen varsın diye bütün varlara vaveylalarımı teslim ettim. Nemli bulutun dilinde ıslandı içsel buhranlarım. Buhurlarımı istedi buhranların.
-Bir yağış, bir algılayış, isteyiş, kaybediş işinde üşüdüm sensizliğe.
-Bekleyiş sığınaklarında kendimi bekledim. Bir türlü gelemedim kendime.
-Kendimle tanışmaya az kaldı.Seni tanımak orada biliyorum.
Can kırığı bir mazinin oyunudur terk edilişler. Senin terkinin terkibinde
Uzar umudum.
-Bir sen var, bin seneye sığmaz. Bu sığışların kadimiyim bilesin Kumruzen
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.