- 774 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Karınca Ve Horoz
Her zaman ki gibi gün ışığıyla yola koyulmaya hazırlanıyordu karınca. Yine uzun yolculuğun ardından kışa köprü kurmayı amaçlamıştı. Ama bu sabah ters giden bir şeyler vardı. Alışık olduğu o güzel sesten mahrum uyanmıştı bugün. Horoz, bu sabah nedense ötmemişti. Bu durumdan şüphelenen karınca, horozun evinin yolunu tuttu. Kapıyı çaldı, biraz bekledi ama ortalıkta ses seda yoktu. Biraz sonra karşı mahalleden; ibiklerini dikmiş, garip bir gözlük takmış, kulağında kulaklıkla horozun geldiğini gördü. Karınca şaşkınlıkla: "Horoz kardeş, neredesin sen; ne bu halin, bu saatlerde o güzel sesinle uyandırırdın bizi." dedi. Horoz: " Gece eğlenmekten uyuyamadım ki, sabah sizi de uyandırayım." dedi. Ve yorgun bir halde evine girdi. Ertesi sabah yine aynı saatlerde olanlar oldu. Karınca, korkuyla yuvasından fırladı. Çok garip bir müzik sesi geliyordu. Karınca, sesin horozun evinden geldiğini fark edince, hemen horoza gitti. Kapıyı birkaçkez çaldı ama horoz müzik eşliğinde dans etmekten kapının sesini duymuyordu. Karınca, ısrarla kapıyı çalınca horoz durumu fark etti. Karınca: " Horoz kardeş, ne yapıyorsun sen, delirdin mi?" Horoz:" Her gün aynı ötüş tarzından bıktım, biraz hareketlenmek zamanı geldi diye düşündüm." dedi. Karınca, tek kelime etmeden oradan ayrıldı. İçinden: " Hey gidi horoz kardeş, seni de değiştirdi ya bu Avrupa, şu gençler neylesin." dedi.
Ağacın üstünde yeni olgunlaşmış elmalar dururken, ağacın altına düşenleri toplamak niye?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.