ŞİİRİ-Mİ-N Hikayesi
Şiir 1992 de yazıldı.
Hikayesi de şöyledir.
Şimdiye kadar hiç bir şiirimin hikayesini yazmadım.
Bazı arkadaşların yanlış yorumları üzerine,anlaşılmak maksadıyla yazıyorum.
Görev yaptığım okulda,laf lafı açtı. Her müminin bilmesi gereken bir konuyu söyledim diye,işin benim söylediğim şekilde olmadığı iddia edildi.
İçlerinde dindersi öğretmeni de vardı.Ona döndüm beni onaylamasını bekledim.
Ancak o da yanlış biliyordu.
Eve gittim; sahih-i buharinin ilgili cildini getirip, gösterdim.
Bu kitap sahtedir, dediler.
Daha önce hiç hadis kitabı okumadıkları anlaşılıyordu.
Diyanetin onayından geçmeden basılamayacağını söyleyerek mühürü gösterdiğimde;
Öyleyse mühür sahtedir, dediler.
Bu kadarına da dayanamazdım,sinirlendim.
Biraz sert bir ifade ile ;
Arkadaşlar; içinizde okuma yazma bilmeyen varmı, dedim.
Hani;
’arkadaşlar içinizde çikolatalı gofret sevmeyen var mı’, der gibi.
Ses çıkmadı.
Şaşırmışlardı.
Pekiyi, üniversiteyi bitirmeyen var mı,dedim.
Ses yoktu.
Hepsi de yüksek okul mezunu idi.
Kadın erkek on yedi kişiydiler.
Sessizlik devam etti.
Pekiyi, dedim;
Kuran-ı kerimin türkçesini bir kere olsun okuyan var mı?
Ses yok...
Bekledim...
Hepsinin gözlerinde, gözlerimi tek tek dolaştırdım.
Donup kalmışlardı.
Din dersi öğretmeni dahil hiç kimseden ses yoktu.
Şoke olmuşlardı.
Hepsi de müslümandı,hemen tamamı otuz yaşın üzerindeydi.
Üstelik öğretmen idiler ve hiç biri kendi dininin kitabını bir kez olsun okumamıştı.
Halen o anın psikolojisine girmiş vaziyetteyim.
O zaman da, şu anda olduğu gibi, içim yanmıştı.
Hayretler içinde;
Doğaçlama olarak;
Yüksek diplomalı okur yazar,
Allahla konuşmaz cahil gezer.
dedim.
Beyit gayri ihtiyari ağzımdan çıktı.
Bir iki dakika suskunluk devam etti.
İçlerinden en muzibi:
Hemen herşeyden bir espri payı çıkaranı:Biraz espiri biraz merakla;
Ne yani, sen, Allahla da mı konoşuyorsun, dedi.
Herkes bir kere daha sarsıldı.
Gerçekten görülmeye değer bir sahneydi.
Oğlum, dedim:
Yaşıtım öğretmenime;
Biraz öfke biraz küçümseme,biraz da acıma vardı şöyleyiş tarzımda.
Ama en çok şefkat vardı.
Öğretmenlik vardı.Fırsat eğitimi zamanıydı.
Kuran okumak Allahla konuşmaktır,
Hakk dilinden hakikatla tanışmaktır.
Dedim. Ve;
Hepsini, şaşkın bir halde, öğretmenler odasında bırakarak, sınıfıma gittim.
Bu iki beyiti plan defterime kaydettim.Beyitlerin öneminin farkına varmıştım.
Hem birilerini kırmaktan kurtuldum,hem de bu beyitlerin unutulmasını engellemiş oldum.
YORUMLAR
Hislerinizde haklısınız, ama şiirde kurunun yanında yaşda yanmış göründü, hepsi bu elbette niyetiniz öyle anlaşılmak değildi, bende şu an aynı duyguları yaşıyorum hocam bir yazım nerelere alınıp götürüldü.
düşünmeden o anki duygularımızla, o an hisettiklerimizi yorumluyoruz.
keşke aklı selim olabilsek. Yüreğinize sağlık müslümanım demekle olmuyor evet Kuran_ı kerimi anlayarak okumak gerekiyor. Orda bizlerden istenenleri bilmek gerekir sadece huşu içinde dinlemek biliyorm demek yalnış, çok haklısınız.
Şükürki ben bunları bilerek konuşuyorum Rabbimle..
Saygılarımla...
ceynan tarafından 3/1/2008 12:52:56 PM zamanında düzenlenmiştir.