- 784 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Hasta Ziyareti
HASTA ZİYARETİ
Taslama’nın Mısdafa (Mustafa Kalkan)’nın eşi Fatma Yaccebnili (Yazıçepni).Yaccebni’den gelin gelmiş bizim köye.Taslama’nın Mısdafa’yla iyi anlaşıyorlar.Görücü usulü evlenmelerine karşın bir sorun çıkmamış.Nikahta keramet vardır.Mutlular.Gül gibi geçinip gidiyorlar.
Fatma Abla’nın babası öldü.Anası Fidan Bacı âhir ömründe dul kaldı.Ele geniş olan dünya başına dar kadıncağızın.Yaccebni’de yeni hayatına alışmaya çalışıyor.Oğlu uşağı var yanında.Ama ne fayda?..Eşinin yerini tutabilir mi?
Fidan Bacı’nın oğlu Hüseyin uyanık mı,uyanık.Yeri gelince tekeden teleme çıkarır.Cin göz...Lakabı Malatyalı. Neden Malatyalı diyorlar? Malatya’yla bir ilişkisi var mı? Bilmiyorum.
Bizim köyde de Duran Usta’nın karısı ölmüş.Adamcağız, aynı Fidan Bacı gibi tek başına kalmış dâr-ı dünyada.Kadın yine idare eder.Erkek ne yapacak? Ev işinden ne anlar Duran Usta? O duvar ustasıdır.Köyde O’nun yaptığı binaların birçoğu ayaktadır hâlâ...
Sözü uzatıp sabrınızı taşırmayayım. Duran Usta Yaccebnili Hüseyin’den anasını ister.Hüseyin dünden razı.Razı da anası ne diyecek? Daha önce de dünür gelenler olmuş.Ama Fidan Bacı:
“Atın yerine eşşek bağlayamam.” demiş.Dünürcülerin yüzüne bile bakmamış.Hüseyin anasına konuyu açsa alacağı cevabı biliyor.Duran Usta da başlık konusunda kesenin ağzını açmış. Anlaşıyorlar Duran Usta’yla.Fidan Bacı’nın birşeyden haberi yok.
Hüseyin geliyor anasının yanına:
“Ana,diyor.Oğulcuk’ta Fatma Bacı hastaymış.Hadi seninle Oğulcuk’a gidek.Bacımı bi yoklayak.” Fidan Bacı telaşlanıyor:
“Gurban oluyum Fatma’m.Nesi var acep gozel gızımın?”diyor.Hemen at arabasına binip bizim köyün yolunu tutuyorlar.Geliyorlar Oğulcuk’a.Evi biliyorlar zaten.Fatma Abla annesiyle kardeşini karşısında görünce çok seviniyor.Hoş beş...Fatma Abla turp gibi.Yüzünde güller açıyor.Bir süre sonra müsaade isteyip kalkıyorlar.Köyün içinden yukarı doğru çıkarken Fidan Bacı soruyor:
“Hani Fatma hastaydı? Hasta masta değil.Yine ne dolap çeviriyon del’oğlan?”
“Vallaha ben bir hafta önce duymuştum.Demek ki iyileşmiş.”diyor Hüseyin.
Okulun orda Hüseyin bir ağıt tutturuyor.İki gözü iki çeşme:
“N’oldu Hüseyin? Niye ağlıyon?” diyor Fidan Bacı.Hüseyin hıçkırıyor:
“Ana! Benim can ciğer bir arkadaşım var.Ağır hastaymış.Gelmişken onu dünya gözüyle bir daha göreyim.” Razı oluyor kadıncağız.Hüseyin sürüyor arabayı Duran Usta’nın evine.Kendisi anasını arabada bırakıp eve giriyor.Duran Usta evde.Biraz sonra Hüseyin, Fidan Bacı’nın yanına geliyor:
“Ana sen de gel...”diyor.Fidan Bacı düşüyor Hüseyin’in yanına.Eve geliyor.Biraz sonra Hüseyin diyor ki:
“Arabaya varıp bir bakayım.Atlar parlar marlar.”
Hüseyin biniyor arabaya.Çala kamçı Yaccebni’yi boyluyor.Fidan Bacı oyuna geldiğini anlıyor.Ama iş işten geçmiştir.Bu zoraki evlilik uzun sürmüyor nitekim...Fidan Bacı,boşanıp tutuyor Yaccebni’nin yolunu.