- 2447 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
'Anne çocukları küçük kurşunla mı öldürürler'
’Anne çocukları küçük kurşunla mı öldürürler’
mostar/ neretva
I.
vakit şimdi
bir üveyik sürüsünün kanatlarında yolcu
filistinden arakana
bir kelebek endamıyla süzülür
şahikalar üstünde
ha kayboldu ufuk çizgisinde ha kaybolacak
kıyamında zikre durmuş yürekler susta
diller tutulu
dillerde aynı terane
aynı dilemma
geçmişine rahmet okur
II.
gün solmaya namzet
gurubunda bir yakamoz silueti
asumana göz kırpar
renkler pembeye küs, gri siyah bir tonda
f/ecrin afakında tutu(k)lu tebessüm
kah bir deccalın türküsünü fısıldar
kah bir doğum muştusu b/ekler
belli belirsiz bir eşkâlin peşinde
III.
İpi kopmuş doru taylar misali
meçhule sürülür z/aman
hoyrat
rüzgârında kesif bir barut kokusu
def(n)edilmiş, şehrin mezarlığında
ölülerin ölümsüzlük sırlarını fısıldar
gecenin efkârı sarmış gündüzün terennümünü
yürekler aynı kanarken
gözlerde aynı yaşlar…
IV.
kelebeklerin kanadında şimdi renkler solmuş
bebeklerin çıkmayan avazında soluksuz
uçurtmalar vurulmuş delik deşik
çocukların sevdiği şekerler de
baharın matemi düşmüş gündüzün eteklerine
bosna yasta, insanlık kodeste mahkum
V.
avrupa uyuyor
sus bosna sus
neretva kan kızılı akıyor sessiz
bir kelebek kadar çaresiz
ayakları çözülüyor mostarın
hava puslu, sırp cellatlar av peşinde
tarihinden utanıyor insanlık
talihine küs
neretva yükselt sesini
vur, mostar’ın ayaklarında aksetsin sesin
kıyılarını d/öven dalgalardan utanma
oluk oluk akan kanından arın
yırt kefenini gecenin
gündüze ulaşsın sesin
neretva!
huyun kurusun, huyun
b/ak, asi nehrine karışmakta suyun
bir deccal daha doğurdu medeniyet
musasını arayan firavunlar peydahlarken istila
Mevlüt GÖZDE
11 temmuz 1995 gününde 12000 kadın çocuk Bosna’da (Srebrenitsa) dört yüz sırp asker tarafından Hollandalı askerlerin gözleri önünde katledilmiştir Srebrenitsa’da 1991-1995 Yugoslavya İç Savaşı (Hırvatistan Savaşı ve Bosna Savaşı)’nda Srpska Cumhuriyeti Ordusu’nun Srebrenitsa’ya karşı giriştiği Krivaya ’95 Harekâtı esnasında Temmuz 1995’te en az 8,372, Boşnak’ın Bosna-Hersek’in Srebrenitsa kentinde general Ratko Mladiç komutasindaki ağır silahlarla donatılmış Bosna Sırp ordusu tarafından öldürülmüşlerdir. Katliamda bir kısım kadın ve küçük yaşta çocuğun da öldürüldüğü, belgelerle kanıtlanmıştır. Bosna Sırp ordusunun dışında katliama "Akrepler" olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçleri de katılmıştır. Birleşmiş Milletler Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına] karşın 400 silahlı Hollanda barışgücü askerinin varlığı katliamı önlememiştir.
Srebrenitsa katliami II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı olması ve Avrupa’daki hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş soykırım olması açısından da önem taşır.
Tarih bir çok istilalara, savaşlara sahne olmuştur... Ancak sanmıyorum ki dünya tarihinde, "Srebrenitsa bölgesi tampon, güvenli bölge ilan edildi, silahlarınızı bırakmak zorundasınız" diyerek ellerinden silahları alınarak ve maiyetindeki 25 000 müslümanı elleriyle sırp katillere teslim eden- bir hollandalı generalin- birleşmiş milletler adına görev yaparken, insanlık adına temsil ettiği misyonun gereğine ihanet ederek gerçekleşmiş bu çapta bir katliam, soykırım yaşamış olsun... Acı olan budur bence... Ve daha sonra gerçekleri gören bosnalı müslümanların silahlarını tekrar istemeleri üzerine sadece iki adet f 16 savaş uçağı kaldırılarak insanların aldatılması da büyük bir utançtır insanlık ve adına görev yapılan birleşmiş milletler adına... Ya topluca katledildikleri yerlerden iş makineleriyle toplu halde o çukurdan bu çukura sürekli yerleri değiştirilerek kimliklerinin belirlenmesi engellenmeye çalışılması, ölüye bile işkence yapılmış, ne acı... Ancak uzun yıllardan sonra kelebek sürülerinin toplanması sonucu yerleri tespit edilebilmiş toplu mezarların, bu da çok ilginç bir tesadüftür. Sırp katilleri kelebekler ele vermiş... Ratko Mladic, Radovan Karadziç ve Kendisine teslim olan 25 bin müslümanı Sırplara teslim eden Hollandalı general Thom Karremans da en az sırp general (kasap ) bozuntusu Ratko Mladiç kadar bu soykırımdan birinci derecede sorumludur. Ancak on yıl sonra üstün hizmet madalyosuyla taltif edilmiştir Hollandalı askerler, ne utanç ve insanlığın yüz karası bir dalkavukluk ve aşşağılık bir tutum ve ahlaksızlıktır bu ihahı insani tümcelerle mümkün değildir.
Birleşmi,ş Milletlerin verdiği güvenli bölge garantisine güvenen müslümanlar bu nedenle silâhlarını teslim etmişlerdi.BM olmasaydı ve bu güvence verilmeseydi bu kadar katliamlar yaşanmazdı.
Daha sonra orataya çıkan bir video kasedinde Sırp generalin kenti boşaltan Hollandalı komutana bir hediye verirken görüntüleri çekilmiştir.
Mostar köprüsü dillere destan bir güzellik, ama yok etmek için her yolu denedi sırtlan sürüleri.Oniki yıl önce Srebrenitsa katliamında dört yaşındaki kız çocuğunun , ölmeden önce annesine söylediği son sözler hiç gitmez usumdan.’Anne çocukları küçük kurşunla mı öldürürler’
Deccal her yerde geziyor insanlık ölüyor dünyada.
İnsanlık çoktan kodeste.. Firavunlar o kadar çoğaldı ki Musa yok görünürde..Dünya uyuyor aslında.
"Üç buçuk yıl süren Bosna Savaşı’nda ülke genelinde her iki kişiden biri evini terketmek zorunda kaldı.Savaş sırasında 50.000 kadın tecavüze uğradı, bu durum ilk kez cinsel bir şiddetin başlı başına insanlık suçu sayılmasına yol açtı. Bosna’daki savaş, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupada’ki en ölümcül savaştı. 1995’ten sonra Bosna Hersek’te tedirgin bir barış ortamı hüküm sürdü. Hâlâ anlaşmazlıklar var ve uzlaştırma çabaları devam ediyor."
Savaştan uzun yıllar sonra yakalanan Ratko Miladiç ve Radovan Jaradziç canileri Lahey Adalet Divanı’nda yargılanarak, soykırım suçlarındam müebbet hapse mahkum edilirken, Sırbistan’ın suçsuz bulunması ve Ortodoks Rusya’nın vetolarına takılması da Lahey Adalet Divanı’nın, Birleşmiş Milletlerin, Avrupa Birliği’nin ve Nato’nun birer Hıristiyan kuruluşu olduğu ve amaçlarının da bunlara hizmet ettiği gerçeği tartışma götürmez bir gerçektir.
Haçlı seferleri’nin sebepleri de Müslümanları topluca yok etmek, Kudüs’ü ele geçirmekti.Batı dünyasının islâm dünyasına açtığı bu ölümcül savaşların ne ilki ne de sonuncusudur.
Anlaşılan şu ki, müslümanlar akıllarını kullanmak zorundadırlar.Bilime, fenne inanmalı ve bir takım vesveseleri terkederek yüce dinimiz islâmı da gelişmeye yasak koyan bir dinmiş gibi telakki etmekten ve ezilmekten birlik ve beraberlik ruhuyla kurtulmak zorundadırlar.Başımızı kaldırıp baktığımızda Doğu Türkistan’dan, Kıbrıs’a, Hocalı’ya, Mısır, Libya, Suriye, Somali ve Bosna olmak üzere hep ezilenler, soykırımlara uğrayanlar maalesef ki müslüman ülkelerin milletleridirler. Bm ve nato zamanında Bosna katliamlarını önleyebilseydi ve etkin yaptırımlar ortaya konabilseydi bu gün arap ülkelerinde yaşanan katliamlar acaba olur muydu.Bm, nato, avrupa birliği ve lahey adalet divanları birer hıristiyan kuruluşudurlar ve hedeflerinde de müslüman ülkeler vardır.İnandırıcılıkları kalmamıştır...Yunan ekonomisini kurtarmak için fonlarından ayırdıkları astronomik kredilerin binde birini somali, nijerya gibi aç ve susuz kalan afrika ülkelerine gönderebilselerdi bu gün açlıktan ve susuzluktan ölen o milyonlarca can belki de hayatta olacaklardı...
Yıkılan Mostar Köprüsünü yeniden inşa eden Bosna Halkı, belki acılarını zamanla unutacak ve yaralarını saracaktır.Ama, insanlığa ve insanlık tarihine kara bir leke olarak düşen bu soykırımların yüreklerde ve vicdanlarda açtığı onulmaz yaraları sarmaya ve unutturmaya kimsenin gücü yetmiyecektir.
Ve Bosnalı dört yaşındaki küçük kız çocuğunun ölmeden önce annesine söylediği söz akıllardan çıkmayacaktır :
’Anne çocukları küçük kurşunla mı öldürürler’
YORUMLAR
şiir ve yazı bilinmeyen bilgiler ulaşmamızı sağladı.kaleminiz daim olsun.
Maalesef dost,her müslüman ülkenin başında batı güdümlü insanlar var.
uzun yıllar el altından kendilerine yandaş ürettiler ve bu ürettiklerini kullandılar.
Müslümanlar hala fitme içinde sen ben kavgasında.
aslında şöyle uzaydan bir bakacak olursak müslümanların ne kadar dar düşünen bir yapıda oldukları ülkelerindeki gelişmelerden belli olmakta.
kimileri bunu dine bağlıyor.Ne çok aptal insan var azizim.
İslamı anlamak,tanımak bilgiye ulaşmak zaten bu dinin özünde var fakat insanlar hala şekilcilikle boğuşmakta.
tekrar teşekkür ederim.
sözün sonu gelmez,acımız büyüktür dost.
Mevlüt GÖZDE
Ölenler müslümanlar olunca dünyanın gözleri kör ve kulakları nedense hep sağır olmaktadır. Osmanlıyı sırtından vuran arap ülkeleri acaba arap baharını mı bu kaosları mı hakediyorlar...
Tekraren teşekkür ediyor, selâm ve saygılarımı bırakıyorum güzel yüreğinize...
Tarihin acı varakaları... Bir de duygularını, yüreğini katan bir kalemden okuyunca yazıyı daha da etkiliyor kariyi...
Her harfinde yürek titreyerek yazmış adeta...
Sevgi ve hürmetle...
Mevlüt GÖZDE
Sevgim ve teşekkürlerimle...
Mevlüt GÖZDE
ini beklerlerken sözde indanhakları savunuculuğu adı altında yine hamaset nutukları atıp tutmakta, daimi üylerimiz Rusya ve Çin'in insafında, kalan son günlerini yaşamaktadır szavunmasız insanlar...
Deccaller, firavunlar cirit atmakta ortada Değerli Yazın Dostum...
Vakit, Galileo gibi vakur ve inançla giyotine baş koyma vaktidir acıların sona ermesi için... Yoksa kaybedenler sadece müslümanlar olmayacaktır ki tarih bunu ispat edecek kadar şahittir yaşananlara...
Selâm ve saygılarımla...
SÖZÜN BİTTİĞİ YER DOSTUM ŞU AN GÖZYAŞLARIM YÜREĞİMLE BİRLİKTE AĞLAMAKTA...BU DENLİ VURUCU YAZILMIŞ YÜREĞİNİZDEN YAZINIZ....İNSANIN İNSANA ETTİĞİNİ AYRATAN BİLE YAPMIYOR NE YAZIK Kİ..SEVGİ VE SELAMLAR YOLLADIM....VE KÜÇK IKIZN DEDİKLERİ BENİMDE KULAKLARIM DA KALDI..:((EMA
KARDELEN''NİNİM tarafından 11/8/2012 12:04:02 PM zamanında düzenlenmiştir.
Mevlüt GÖZDE
Duyarlı yüreğine sevgim, saygım ve teşekkürlerimle Can Ema...