- 562 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
okumak üzerine
[ itaBir hafta sonu sabahı.Evde yalnızsınız.Tek başınıza kahvaltı yapıp odanıza gidiyorsunuz.Üzerinizi değiştirip çarşıda dolaşmak için dolabınızdan elbiselerinizi alıyorsunuz.Giyinirken odada ki kitaplığın üst rafındaki üzeri bir parmak tozla kaplanmış kitabı fark ediyorsunuz.Her gün gördüğünüz bu kitap bugün sizin ilginizi çekiyor ve giyindikten sonra üzeri bir parmak tozla kaplanmış kitabı alıyorsunuz.Masanın üzerinde ki kutudan bir peçete çekerek kitabın dış yüzeyini siliyorsunuz.Bu defa simsiyah kaplı kitap gözünüze daha cazip geliyor ve masaya oturup sayfaları çevirmeye başlıyorsunuz.
Çarşıda sizi bekleyen arkadaşlarınızı unutarak dakikalarını bir bir, dolu dolu tüketmeye başlıyorsunuz.Her birkaç sayfada bambaşka bir hikaye sizi içine çekiyor.Siz ise her hikayede başka bir karaktere bürünüyor, farklı şehirlere gidiyorsunuz.New York’ta Albert, Paris’te Elise, İran’da Anahita, Türkiye’de de Aslı,Avustralya’da başka bir insan oluyor, farklı kişiliklerde deli dolu maceralar, buruk hüzünler, çocuksu sevinçler yaşıyorsunuz.Kitap almış götürüyor sizi dünyanın her köşesine.Bazen dudağınızda bir tebessüm beliriyor, bazen yüzünüzde bir kırıklık yayılıyor, bazen ise aklınızda sizi okumaya sevk eden sabırsız soru işaretleri oluşuyor.
Bir bakıyorsunuz zengin bir bilgesiniz, bir de akıyorsunuz ki, kimsesiz küçük bir kızsınız.Bir an bakışlarınızı gün bela kitaptan ayırarak kolunuzdaki saate yönlendiriyorsunuz.Dakikalar saat olmuş, saatlerde akıp gitmiş meğer.
İşaret parmağınızı, kaldırdığınız sayfanın arasına koyarak kitabı elinize alıyorsunuz, oturup kalmanın verdiği uyuşuklukla, ayağa kalkarak pencereye yöneliyorsunuz.Pencereyi, odanın havalanması için açarak tekrar masanıza kuruluyorsunuz.”Bir sayfa, bir sayfa daha, beş dakika daha…” diyerek yeniden kayboluyorsunuz kitapta.
Sayfalar sayfaları kovalıyor ve hikayeler hikayeleri anlatıyor.Bir anda onlarca senaryo çiziliyor gözünüzün önünde.Bazen başrole koyarsınız kendinizi, bazen kamera sessizliğiyle seyredersiniz olayları.Bazen de bu kara kaplı kitap, hikayeler topluluğundan veyahut romandan çok bilgilendirici olur sizin için.Öğütler verir, doğruyu gösterir, daima doğruyu söyler.Satırlar devamlı konuşmaktadır ama aynı anda dinler sizi.Ayrıca sözünüzü de kesmez.Romanların, hikayelerin, denemelerin en büyük amacı; sizin kelime ve düşünce dağarcığınızı geliştirmek, genişletmektir.Bazen dertleşir, bazen tanıtır, bazen öğretir ve bazen de sizi dünyanın sıkıntılarını unutturarak başka bir diyara götürür, başka kişilerle kaygısız tasasız konuşmanızı sağlar.Ve böylece bir dostunuz olur her zaman.
Bir işiniz çıktığında yada olan bir işiniz aklınıza geldiğinde kitabın kapağını kapatmak zor gelir ve son cümlelerinizi okursunuz.
Masadan kalkarken ise uzak diyarlara gidip gezmenin ve farklı kültürlerle tanışmanın verdiği şaşkınlık ve yorgunluk olur içinizde.
Ve tatlı bir heyecan hakimdir vücudunuza.Aklınızı kitaba; yada kitabınızı aklınıza kilitledikten sonra odanızdan çıkıyorsunuz.Okuduğunuz hikayeler ise hatırınızda özlenen bir anı olarak kalıyor.
lik ]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.