- 1702 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
CUMHURİYET BAYRAMI YAKLAŞIRKEN.
Lise Yıllarımda bir gün Edebiyat öğretmenimiz Şevki Bey bir kompozisyon yazılısı yaptı. Konu ‘’ Atatürk’ü niçin severiz? ‘’
O yıllarda edebiyat dersim oldukça iyiydi..Kompozisyonu da çok güzel yazıp hep 9- 10 gibi notlar alırdım. Hatta öyle ki matematik ve fizik dahisi olan sıra arkadaşım İhsan iş kompozisyon dersine gelince çuvalladığı için ben kırk dakikalık o derste bir tane kendim için, bir tane de İhsan için yazardım. Neyse…Başladım Atatürk’ü niçin sevdiğimizi yazmaya…Kendimce harika bir kompozisyon yazmıştım. Kesinlikle 10 alacaktım.
Bir hafta sonra Şevki Bey yazılıları okumaya başladı. Sıra benim adıma geldiğinde adam Sami der demez ben ‘’on ‘’ diye bağırdım. Şevki Bey çok sert ama kibar bir adamdı. ‘ Naahhh sana on ‘’ demedi...Kibarca ‘’ maalesef üç ‘’ dedi.
Beynimden vurulmuşa döndüm..Olamaz…Hem de konusu Atatürk olan bir kompozisyondan ben üç alamazdım. Hemen itiraz ettim tabii ki.
-Hocam niçin üç? Oldukça güzel yazmıştım.
-Güzel bir kompozisyon olabilirdi…Eğer ukalalık yapmasaydın.
-Anlamadım? Nasıl yani?
-Efendim neymiş..Kurtuluş Savaşından önce Atatürk Namık Kemal’in mezarına gitmiş miş de..Orada mezar taşı üzerinde ‘’ Dayamış vatanın bağrına düşman hançerini/ Yok mudur kurtaracak bahtı kara madenini’’ yazısını görmüş müş de..Onun hemen altına ‘’ Dayasın vatanın bağrına düşman hançerini/ Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara madenini ‘’ yazmış mış da…Nereden uydurursun bunları bilmem ki.
Evet Hocamın söyledikleri benim kompozisyonumda aynen var olan cümlelerdi.
-Hocam böyle bir şey duymuştum ama…
-Duymuş olabilirsin ama yanlış kalmış hafızanda…Öyle mezar başına gidip mezar taşına yazma olayı yok…Hem sorun o değil...Asıl sorun...’’Bahtı kara maden’’…Bahtı kara maden ne demek madem söyle de biz de öğrenelim.
-Şey..Hık…Mık…
-Yaaaa..Öyle hık mık edersin…Neden? Çünkü bahtı kara maden değil o ..Bahtı kara mâderdir.
-Bahtı kara mâder ne peki hocam?
-Kara bahtlı anne…
Bir daha unutmak mümkün müdür mâderin ne olduğunu?
Şimdi öğrencilerim soruyordu Rahm-ı mâderin ne olduğunu. Önlerinde eski bir marş: ‘’DÜŞTÜ VAKTA Kİ RAHM-I MÂDERDEN OSMAN ÂŞİKAR/ TAŞTI RAHMET DEVLET-İ OSMANİYEYANA GİRDİGAR…’’
Mâder kelimesi şimdi yine karşımdaydı...Bu sefer roller değişmiş ve ben öğretmendim . İyi de Rahm-ı mâderi öğrenci milletine nasıl anlatırsın? Hele de bizim azgınlara… Çünkü rahm-ı mâder anne rahmi anlamına geliyor…
Anlattık dilimiz döndüğünce…Kikirdemeler arasında…
Hani soru böyle makul ve mantıklı olunca cevabı müşkül de olsa anlatıyorsun bir şeyler de soru şöyle olunca ne cevap vereceğini bilemiyorsun.
-Baba…Sana bir şey soracağım.
-Buyur sor oğlum.
-Ya geçen gün benim kız arkadaşla tarihi bir filme gittik..Ondan sonra da İstanbul’da dolaştık biraz. Galata Köprüsüne geldiğimizde benim kız arkadaş ‘’ Fatih Sultan Mehmet bu köprüden kanat takıp uçmuş’’ dedi. Tarihte böyle bir olay var mı?
Çocuk bir şeyler hatırlamış besbelli ama karma karışık etmiş.
Hani bir Karadeniz fıkrası vardır:
Adamın biri odukça yüksek bir binanın çatısında bir şekilde mahsur kalmış. Bir türlü aşağıya indiremiyorlar…Adamda yükseklik korkusu da var İtfaiye merdivenine gelip de o şekilde inemiyor. Derken efendim yerdeki kalabalığa Temel de katılmış. Sormuş kalabalığın niye toplandığını. Sebebini öğrenince de gülmüş.
-Ula ondan kolay ne vardur? Baa bir halat verun. Halatun pir ucuni da adamun belune pağlayun. Pakun nasıl indireyrum.
Temel’in dediğini yapmışlar...Halatın bir ucu Temel’in elinde, öteki ucunu zavallı adamın beline bağlamışlar. Temel aşağıdan halatı çeker çekmez adam paatt diye yere yapışmış ve ölmüş tabii ki…Millet Temel’in üzerine yürümüş ‘’ yahu sen ne yaptın ‘’ diye…Temel şaşkın…
-Ula piz geçenlerde ha poyle bir adam kurtardıyduk ama kuyudan mı çıkarmıştuk damdan mi idirmiştuk ha oni hatırlayamadum.
Cevap verdim.
- Oğlum o uçan kişi Fatih Sultan Mehmet değil Hazerfen Ahmet Çelebidir. Uçtuğu yer de Galata Köprüsü değil, Galata Kulesidir.
Tabii ki her zaman soru sorulan insan değildir öğretmen milleti. Soru da sorarız biz.
Geçenlerde yine bir tanıdığın kolunda Che’nin resmini gördüm dövme olarak. Resmin kime ait olduğunu elbette ki biliyorum ama yine de sordum.
-Kim bu dövmedeki adam?
-Çe Gavara.
-Niçin onun resmini dövme olarak taşıyorsun?
-Bu adam bir Atatürk hayranı da ondan.
-Atatürk Hayranı olduğu için mi dövmesini taşıyorsun?
-Aynen öyle…
-Başka ne özelliği var peki bu herifin?
-O da Atatürk’ten ilham alarak emperyalistlere karşı mücadele etmiş. Hem biliyor musun bu adam öldüğünde çantasından Atatürk’ün Nutku çıkmış.
-Yaaa ne güzel…Ama ben yine de emperyalistlere karşı ülkesini savunan bir Türk’ün dövmesini taşımanı tercih ederdim.
-Kim mesela?
-Mesela Şeyh Şamil…Tanır mısın?
-Tanımam…
-Atatürk’le omuz omuza emperyalistlerle mücadeleye girmiş olan…Mesela Miralay Reşat Bey olabilirdi. Hani Atatürk’e söz verdiği halde Çiğiltepe’yi Yunandan almakta geç kaldığı için intihar eden kahraman…Hiç duymuş muydun adını?
-Yok duymamıştım.
-Peki onu da geçtim Yakup Satar’ın resmini taşısaydın bari.
-Yakup Satar mı? O da kim? Yahu bu saçma sapan isimleri nereden buluyorsun böyle?
-Saçma sapan isim ha? Şu anda karşımda özgür biri olarak yaşamanı sağlayan yüz binlerce isimden biri Yakup Satar.
-Tanımıyorum...Tanımak mecburiyetinde olduğumu da sanmıyorum. Ben gidiyorum..Byeee
-Eh o zaman sana diyecek bir sözüm yok. Mâderinin rahmine kadar yolun var.
-Anlamadım.
-Arapça bir söz...Yolun açık olsun manasında(!)
-Gericisin oğlum sen…Arap emperyalizminin uşağı olmuşsun.
Böyleleri ile tartışmanın anlamı yok…Ne demişler: ‘’ Cam ile taharet alma yırttırırsın, cahil ile tartışma fırttırırsın.’’
Her mâderin rahminden bir insan çıkmıyor maalesef.
İşte bu ve benzer kafada olanlar da 29 Ekimde Cumhuriyet yürüyüşüne katılacaklar Cumhuriyetin C sini bile özümsememiş olarak…Öte taraftan bir başka kafa da ‘’ Bu gün benim en önemli bayramım ‘’ diyenlere -Anayasanın toplantı ve gösteri yapma hürriyeti ile ilgili maddelerini çiğneyerek- ‘’ Hayır yapamazsınız ‘’ diyecek…Her iki kafaya da ‘’ Mâderinizin rahmine kadar yolunuz var’’ diyorum.
Yakup Satar’a gelince:
Kurtuluş Savaşımızın en son gazisi… 2008 de 110 yaşında Hakkın Rahmetine kavuştu…Makamı cennet olsun.
YORUMLAR
ben yıllar sonra hocamla karşılaştığımda kendilerine o çocuk yaşta geçen bir olay hakkında bir sual sordum,(tabi yüz yüze bir görüşme değildi,sanal ortam sohbeti)o gün bugün soruma cevap alamadım.Kendileri sırra kadem bastılar.kafa aynı kafa sadece makyaj yapmakla beyinler düzelmiyor.Tebrikler Saygılar.
sami biberoğulları
Hocanıza sorduğunuz ve cevabı hâla verilmemiş soru nedir bilmediğim için yaptığınız yoruma bir cevap veremiyorum. Özür dilerim. Fakat bir noktada çok haklısınız. Rengi siyah bir duvara ne kadar beyaz badana vurursanız vurun altından o siyah hep sıırıtıp durur.
İlgi gösterip yazımı okuduğunuz ve yorum yazdığınız için çok teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun.
çok anlamlı bir yazı hiç kimse tamamen herşeyi bilirim diyemez öğrenmek araştırmak lazım
kaleminizi gönülden kutluyorum
NOT BEN ONUNCU YIL MARŞINI ÇOK ÇOK SEVERİM İLERDE ATATÜRK LE İLGİLİ YAZIMDA BUNUN NASIL BESTELENDİĞİNİ ANLATACAĞIM
SEVGİ VE SAYGILARIMLA KURBAN VE CUMHURİYET BAYRAMINIZI TÜM İÇTENLİĞİMLE KUTLUYORUM
sami biberoğulları
Atatürk'ü anlatmaya yönelik çabalarınızı takdirle karşılıyorum. Onuncu Yıl Marşının hikayesini bir de sizin kaleminizden okumak zevk olacak benim için.
Allah nasip eder de bir 11 yıl saha yaşarsam on bir yıl sonra bakacağım şöyle doğru düzgün bir yüzüncü yıl marşı yapılacak mı? Yoksa biz yine onuncu yıl marşı ile mi kutlayacağız Cumhuriyeti...Tüm dünya uzayı parsellerken biz hâla ülkeyi demir ağlarla ördüğümüz için mi gururlanacağız...Nasip..Yaşarsak göreceğiz.
Selam ve sevgilerimle.
Ne yazık ki sizin görüşünüze katılmıyorum, Cumhuriyet yürüyüşüne katılanları destekliyorum.
En azından bu vatan sizin babanızın çiftliği değil, biz de varız, Cumhuriyeti yaşatacak olanlar da
bizleriz diyecekler.
Onlar bölücülük değil birliği savunacaklar..Bu bölücülük sözü size ait değil, televizyonda Hükümet
sözcüsü biri ve her konuda susan ama bu konuda bülbül gibi şakıyan MHP başkanı söyledi.
selâmlarımla,
iyi bayramlar..
sami biberoğulları
Yazımdan benim Cumhuriyet yürüyüşüne karşı olduğum gibi bir mana çıkatmışsınız sanırım. Tam aksine ben Cumhuriyet Yürüyüşlerine hiç bir zaman karşı olmadım. Hatta Cumhuriyet bayramlarında yaptığım konuşmalarda bu bayramın da dini bayramlarımız gibi büyük bir çoşku ve katılımla kutlanması gerektiğini ifade etmişimdir hep. Çünkü ben Atatürk'ün de ifade ettiği gibi Cumhuriyetin fazilet olduğuna inanırım. Cumhuriyetin kimsesizlerin kimsesi olduğuna inanırım. Cumhuriyetin bizim için her şey olduğuna inanırım.
Cumhuriyetin ideolojilerimize paravan olmasınadır benim tepkim. Cumhuriyet bayramı bir lal lay lom bayramı değildir. Bayramın bu havaya sokulmasınadır benim tepkim. 89. Yıldönümünü Kutlayacağımız Cumhuriyetimizi hâla onuncu yıl marşı ile kutlamayadır tepkim. Cumhuriyetri kendi babasının tapulu malı sayıp ülke insanının bir kısmını dışlayanlaradır tepkim. Bu güne Kadar ''Atatürk Milliyetçiliği'' dediğimiz zaman..''Yok öyle bir milliyetçilik..Türk Milliyetçiliği vardır'' diyenleredir tepkim. Kafasında Lenin, Mao, Che, castro, Enver Hoca hayali olduğu halde dilinde Atatürk olanlaradır tepkim. Bu ülkede padişahlar ve padişahlık kurumunu ihdas etmeye çalışanlaradır tepkim.
Kemal çok güzel bir noktasya işaret etmiş Amasya Genelgesinin üç maddesini yazarak...Evet vatanın bütünlüğünü, milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır....Kurtarmasına kurtaracaktır ama Kuvay-i Milliyeyi tanıması lazım önce..Bu şekilde hiç bir halt kurtaramaz. Havanda su döver o kadar. Çünkü o ruh yok.
Umarım ne demek istediğimi ifade edebilmişimdir.
Selam ve sevgilerimle mutlu bayramlar dilerim.
Ve bu arada
glenay
Çevre ve yönetim etkisiyle bu insanların kimlikleri belirleniyor.Sözgelimi
oğlum ve kızımın görüşü bir değil, benim de öyle.Çevreleri etkiliyor,her ne
kadar ben görüşlerimi haykırarak söylesem de onları özgür bıraktım.
Ben yürüyüşe gerçekten karşı olduğunuzu çıkardım yazıdan. Cumhuriyet her düşüncede başka yorumlanabilir.Tamamen yok edilmekten iyidir.
Cumhuriyeti yok edenlere karşı yeninden yaratma çabası bu yürüyüş. İçinde her tür görüş olbilir. Tıpkı Atatürk zamanında olduğu gibi. Ülkenin,
bu karanlık durumdan kurtulması için her görüşün bir bayrak altında ve
Cumhuriyette birleşmesi gerekir.
Elimizden alınanlar vatanımız için hayati önem taşıyorsa kanunlar neden ihlâl edilmesin. Annemin bir sözü var Allah yapımı değil ya kul yapımı der.
Bu düsturla yönümü belirlerim. Kanunları yeniden düzenlemek elimizde.
Cumhuriyet kutlaması yasaklanan bir ülkede halk gönlünce kutlar bayramı
hem de daha büyük bir coşkuyla. Bu yasaklar tepkiyle daha büyük katılıma
neden olur.
Cumhuriyetin onuncu yıl marşı maalesef cumhuriyet yıkıcıları nedeniyle aşılamadı. Halkta bu marşa sonuna kadar sahip çıktı. Bizim evde annem de, babam da bu marşı söylerlerdi, ben de onlardan öğrendim.Çok severim.
Yazınızı yanlış yorumladıysam özür dilerim. Cumhuriyetin fazilet olduğunu söylemeniz yeter.
Sevgil Kemal bey size de desteğinizden dolayı çok teşekkür ederim.
selâm ve saygılar,
şimdiden Cumhuriyet bayramınızı kutluyorum..
Sayın Müdürüm (Sana böyle demek hoşuma gidiyor)
Biz Türklerin (bazılarının) dışarıya özentiliği vardır özelliklede batıya.
Kendi kahramanlarımızı bu ülke için canlarını kanlarını dökenleri bilmeyiz ama batıda biri küçücük bir şey yapsa kendi halkından daha çok sever ve sahip çıkarız. Kendi kahramanlarımızı kendi insanımızıda söyleyincede gerici oluruz
Bizde yapılan yada yapılacak şeyin ne olduğundan yararlımı zararlımı bakmadan bilmeden önce kim yapıyor deriz ve hemen ''aaa o yaptıysa kötüdür. Kaka kötü yalnış'' deriz.İyi birşeyi desteklemeyiz yada kötü birşeysede kendi bünyemizdeki insanlar yapsada bu kötü demeyiz. Onun için bir arpa boyu yolgidemiyoruz işte
Çok güzel bir yazıydı yine
selam ve sevgiler
sami biberoğulları
Çok doğru bir şey söylemişsin. Bizde maalesef fanatik taraftarlık denilen bir ruh var. Birisi için '' Bizden '' demişsek o kişi ne haly yerse yesin doğru kabul ediyoruz..Birisine de '' Bu bizden değil '' demişsek adam/ kadın ağzınla kuş tutsa onun doğrularını desteklemiyoruz.
Not: Bana müdürüm demek senin hoşuna gitse de benim çok da hoşuma gitmiyor..Kendimi makamımda bir öğrenci velisi ile konuşuyormuşum gibi hissediyorum.
Selam ve sevgilerimle.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Bu vatanı bize kanları ve canları pahasına bırakan şehit ve gazilerimizin makamları cennet,
kabirleri pür nur olsun inşallah.
Diğer atasını bilmezlerinse "‘’ Mâderinlerin rahmine kadar yolları var’’
Selam ve saygımla...
sami biberoğulları
Aynen öyle...Atasını bilmezlere başka ne denir ki..
Tekrar bayramın kutlu olsun.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
" Gericisin oğlum sen…Arap emperyalizminin uşağı olmuşsun."
Değerli Sami hocam, yazını merak ve ilgiyle okudum. Gerçekten bilmediğimiz konular hakkında ne çok ahkam kesiyoruz değil mi? yukarıda aldığım cümle gibi... Hem konuyu anlamayız hem her lafa maydanoz olmak da üstümüze yoktur. Güzel, düşündüren bir yazı.
Tebrik eder, bayramını kutlarım.
Selam ve saygımla.
sami biberoğulları
Atalarımızı9n güzel bir sözü vardır. '' Kör ölür badem gözlü olur. '' Yakın zamana kadar Atatürk dediğin zaman tüyleri diken diken olanlar şimdi başımıza Aatatürkçü, Cumhuriyet savunucusu kesildi. Ama biz herkesin cemaziyel evvelini biliyoruz çok şükür... Beyinlerindeki Sosyalist, hatta komünist rejimler birer birer yıkıldıkça, Kafalarındaki totaliter idareler birer birer iflas ettikçe hepsi çark edip Atatürk limanına sığındılar. Ama yanlış anlaşılmasın. Tövbekar filan oldukları yok. Kafa aynı kafa. Değişen sadece çehre..Ona biraz makyaj yaptılar. Ama ne kadar makyaj yaparlarsa yapsınlar asıl renkleri altından sırıtıyor.
Bana hep bir şarkıyı hatırlatır bunlar '' Daha önceleri neredeydiniz?''
Selam ve sevgilerimle tekrar bayramınız, bayramlarınız kutlu ve mutlu olsun.