YENİ BİR YAŞA GİRERKEN
İşte yine bir yaş daha gitti ömürden bugün benim için. Yine merdiven basamaklarından biri daha eksildi. Daha kaç basamak kaldı acaba bilinmez ki çıkılmayı bekleyen. Hayat daha neler hazırlıyor bu basamakları çıkarken, neler tasarlıyor bilinse daha mı iyi olurdu acaba. Hayır, bence iyi olmazdı. Sonunu bildiğin bir filmi izler gibi yavan ve sıkıcı bir durum oluşurdu muhakkak.
Arkama bakıyorum da ne çok şey görüyorum yaşanmışlıkların arasından. Neler yaşandı ve bitti ve daha neler var yaşanacak kim bilir? Bazen tekdüze, bazen coşkulu, bazen tragedya, bazen komedya. Ama hepsi anlamlı, hepsi yaşama katma değer katan yaşanmışlıklar bunlar. Birbirinden değerli anılar ve insanlar biriktirmişim hayatımda ve tüm bunlar yaşanırken yüzümde oluşan her çizgi bu anılardan bir iz çağrıştırıyor. Her bir çizgiye derin anlamlar yükledim.
Arkamda bıraktığım onca yaşanmışlık varken penceremden dışarı bakıyorum da dışarıda daha ne çok yaşanacak hikâye var diyorum. Ne çok yazılacak yazı var, okunacak şiir, dinlenecek şarkı, gülünecek anlar, zevkler, memnuniyetler ve ne çok hayat. İnsanoğlu doymuyor velhasıl. Hep daha istiyor.
İşte diyorum çocukluğumun koşturduğu iki yanı bahçelerle kaplı sokaklar, işte üzerine çıkıp oturduğum, dallarına uzanıp meyvesini yediğim ağaçlar, işte oyuncaklarım, kör bebeğim, birlikte koşturduğumuz oyunlar oynadığımız çocukluk arkadaşlarım, işte su birikintisine ayağım takılıp düştüğüm toprak yollar, uzanıp kaldığım çimenlerim, gelinciklerim, evimizin yanındaki derede dokunmaktan tiksinmediğim kurbağa yavruları, evcilik oyunlarım, yakar toplarım, sek seklerim.
İşte gençliğimin yağmurlarında ıslandığım okul yolları, kucağımdaki ders kitaplarım, ilk gençliğimin duygusallığı, şiirlerim, romanlarım. İşte yazlık sinemalarım, kır kahvelerim, kantin sohbetlerim, pastane heyecanlarım.
Neredesiniz, nerelerde kaldınız. Hepiniz aklımdasınız, gidenlere üzülsem de kalanlarla yetinmeye çalışıyorum artık.
Yeni bir yaşa girerken arkada bırakılanlara bakmaksızın kalbimi hafifletmek, ağırlıkları affedebilmeyi ve geride bırakmayı başarmak, daha çok dinleyip daha anlamlı konuşmayı, bakmayı öğrenmek istiyorum. Bir yaş daha büyürken bu yaşın gerektirdiği gibi bakmalıyım hayata, daha olgun olmalı düşüncelerim. Aynalara bakıp değişenlere gülmeliyim, çehremdeki değişikliği sindirmeliyim içime, gözlerim daha olgun bakmalı hayata.
Sular yine akacak, ışıklar yine yanacak, yıldızlar parlayacak, güneş her akşam batarken sabah yine doğacak ve hayat devam edecek.
Anladığım bir tek şey var. Kendimle olan yolculuğumda bana eşlik eden ailemin, dostlarımın sıcak gülümsemeleri, sevgileri ve kırk yıllık hatırı olan kahvenin değeri. Ve sevgiden başka önemli hiçbir şeyin olmadığı.
Şükran Demirtaş