Zamanında Bende Sevdim
Ben 2009 un Eylülünde ayın yirmidokuzunda birini sevmiştim. Duygularımız karşılıklıymış, kabul etti beni ve bir adım attık. Dünyanın en mutlu adamıydım o zamanlar, ilk sevgilimdi çünkü.
Bana ” aşkım ” dememesine üzülürdüm, bir ay boyunca diyemedi çünkü geçmişi kötüymüş öyle derdi, güvenmekte çekinirdi. İlk buluşmamızda elini tutamadım, izin vermedi ama gözlerine baktım uzun uzun, öyle konuştum. Çok etkilenmiştim ondan, o da benden. Onunla buluşma mesafemiz iki otobüs kadardı, öğrenciydik ikimizde her hafta sonu yanına giderdim cumartesi günleri.
Okulda, evde hergün onsuz olan hafta içindeki günlerimin nasıl geçtiğini yazardım boş bir dosya kağıdına ve her hafta sonu yanına o kağıtlarla giderdim, okurdu ağlardı öperdi sonra sarılırdı sımsıkı. İyi ki varsın derdi hep ve hepsini sakladığını söylerdi. Bazı haftalarda sadece şiir yazar götürürdüm, ona olan aşkımı anlatırdım genelde akrostiş yazardım çok severdi o akrostişi.
Yedi ay geçti aradan, aramızda bir yüzük taktık. Ben o yüzüğü almak için bir hafta işe girdim, zengin değiliz; babama yüzük alacağım desem vermezdi, babam bir liranın lafını yapar bana. Canı sağolsun. Neyse, biz hep Beş Telsiz Camii’nin önünde buluşurduk, orada caminin cemaatinden bir dede vardı o takmıştı yüzüklerimizi. Mutluluktan ölebilirdik.
Bazen ” Sana yakışıyor muyum? Çok güzelsin ” derdim, dudaklarını büzerdi, çikolatam derdi. Ellerini yanaklarımda ısıtırdı hava soğukken. O anki bakışlarını unutamıyorum. Yıl dönümümüz yaklaşmıştı ve ben tekrar işe girdim, kırmızı bir saat aldım ona. Harika birşeydi, buluştuk yine aynı yerde. Gözlerimin içine baktı, saat elimdeydi arkamda saklıyordum kutusuyla. ” Bitti ” dedi. Saati arka cebime sığdırdım.
Şaşkın şaşkın baktım, ” Bir sorun mu var? ” dedim. Ailem istemiyor dedi, hastaydı; derslerini etkilediğimi söyledi. Ben ağlamaya başladım, bir sokak arasına çektim kolundan tutup. “Ne demek bitti?” dedim, ” Kolumu bırakır mısın, canımı acıtıyorsun ” dedi gözleri doldu, kıyamadım; bıraktım. Hüngür hüngür ağlamaya başladım. O da ağlamaya başladı, sırtını döndü bana hızlı adımlarla ilerledi. Peşinden gidemedim, donmuştum sanki.
Gece eve gittim, evde de ağladım; saati baş ucuma koydum, her sabah saate bakardım uyanınca. Birgün uyandığımda saat durmuştu, delirdim. Evin kapısını kırdım tekme atıp, tırnaklarımı çektim. Sigara içtim, alkol içtim. Saati yengem almış, ona bağırdım. Doktora götürdüler beni Bakırköy Ruh ve Sinir Hastanesine. İlaçlar verdi doktor, kullandım. Bir zaman sonra iyi oldum, kalbimde hala kırıntıları var ama eskisi gibi değil. Hatırladıkça üzülüyorum sadece. Tırnaklarımdaki izleri duruyor, kalbimi göremiyorum bile.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.