- 1042 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SON KİMLİĞİM YOKLUĞUM OLSUN
Gece yağan yağmur hep ürkütürdü beni. Yağmur değil yalnızlığımdı pencereleri damla damla yalayan. Yıllarımı dolduran sensizlikti. Hep bir yanı yarımlık ,hep senden uzaktalık, hayattaki tek ‘kimse’mden yoksunluk; yani kimsesizlikti.
Bir kavuşma mucizesine inanma yolunda harcanmış bir hayatın ansızın sonuna gelme ve o mucizeyi yaşayamadan bir başına ölme korkusuydu yağmur. Yine yağmur yağıyor, yine gece…
Geriye dönüp bakıyorum da, sanki yıllar değil yüzyıllar geçmiş aramızdan…Aramızdan ayrılıklar, ihanetler, kayboluşlar, vazgeçişler, yeniden bulmalar, korkular, yalnızlıklar, savrulmalar geçmiş.Ve bu ilişki ne çok biçim değiştirmiş.
Seni yollarca, şehirlerce uzağından sevdim. Seni kelimelerce, şiirlerce yakınından sevdim.Seni dünya üzerinde sanki ilk kez benim için kalemi eline alıp da yazdığın mektuplarca sevdim.Seni umutsuzca, beklentisizce, hayallerce sevdim.
Dürüstlük kimi zaman yalanlardan daha çok acımasızmış. Gerçeğin buzdan ülkesinde yapayalnız kalan yürek, hayatta kalabilmek için yalanları bile özleyebilirmiş meğer. Bana aksini ispat etmek için elinden geleni yaptığın o yıllarda, buzlar ülkesinde biraz olsun ısınabilmek için, aslında beni sevdiğin yalanına inandırmıştım bende kendimi…
Aşkıma kapalı bir kapının önüne bırakılmış yaralı bir kuş gibiydim. İnanacak, ibadet gibi yaşayacak tek şeyimdi senin aşkın. Karşılıksız, güvensiz, sessizce yaşanan bir aşk…Nasılda hoyrattın bana karşı. Kalbinde değil miydim gerçekten? Neydik biz söylesene? Can yoldaşın mı? Yol arkadaşın mı? Dostun mu? Sevgilin mi?
Hayata karışmamak için tek kalkanım, tek sığınağımdı aşkın. Tek silahımı yitirdim ve hayata teslim oldum.
Korkuyu beklemenin telaşı, korkunun kendisinden daha ürkütücü biliyor musun? İşte bu yüzden sensizliğin karanlık kuyusuna kendi ellerimle bırakıyorum kaderimi. Korkuyu beklemekten vazgeçiyorum, ama asla seni sevmekten değil. Madem varlığım acı vermiyor sana, mademki ancak yokluğumda sevgimi hissedebiliyorsun, öyleyse yokluğumla kal. Mademki yokluğumla daha mutlusun, o halde yokluk; benim bu aşk için büründüğüm son kimlik olsun! ‘1998’