- 938 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BAĞLANMADAN YAŞAMAK MÜMKÜN MÜ?
“Bağlanmayacaksın hiçbir şeye
Öyle körü körüne…
O olmadan yaşayamam demeyeceksin
Demeyeceksin işte
Yaşarsın çünkü
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki…”
demiş Can Yücel… Bir şeylere bağlanmadan yaşamak kuru bir ağaç dalına benzemez mi? İnsanoğlu mutlaka bağlanacak bir şeyler arar hayatında. Bu bir insan olabilir, bir hayvan ya da bir eşya… Uğurlu saydığımız bazı inançlarımız vardır hatta. Bazen bir rakamın uğuruna inanırız ya da uğursuzluğuna… Annemizin okuyup üflediği bir taşı ya da şekeri eksik etmeyiz çantamızdan. Biz bağlanacak şeyler ararız daima…
Yalnız nasıl geçsin hayat? Bir anne için evlat “can” dır. Onun uğruna gözünü kırpmadan canını feda etmeye hazırdır. Bir kitap can yoldaşıdır bilgenin ve küçük bir çocuk için pembe giysili, sarı saçlı bebeği onun en kadim dostudur elinden düşürmediği…
Uzun zamandır oğlumuza hayvan sevgisini aşılamaya çalışıyorduk ve bir kuş almaya karar verdik. Rengarenk bir kuş bulduk sonunda, kocaman gözleri olan şirin mi şirin bir kuş:“Cennet Papağanı”. “Cingöz” koyduk adını, cin gibi bakışları kendi ismini koymuştu sanki…
Oğlum için de bizim içinde onun cıvıltılarıyla güne “merhaba” demek, günlerce konuşması için dil dökmek, elimizle onu beslemek öyle keyifliydi ki! Evimizin bir köşesinde, en renkli dekordu ve neşe kattı, renk kattı, bir bireyi oldu üç kişilik ocağımızın…
Ve “Cingöz” bir gün esaretine karşı koydu, özgürlüğüne kavuşmak için uçup gitti yuvadan, bir anlık boşluğumuzu fırsat bilip doğanın kucağına salıverdi kendisini. “Cingöz” gitti ve bir kuşa ne kadar bağlandığımızı fark ettik hepimiz. Dil konuşmaz oldu, bakışlar derin, gamla doldu… Gözyaşları bile sel oldu… Belki geri döner diye kafesi çıkardık balkona, bekledik, bekledik…
Gelmedi…
O zaman anladım ki yaşamını sevgiyle renklendiren insanlar mutluluklarını küçük şeylerde de bulabilirler… Bir kuşa bile bağlanabilirler mesela, şartsız, koşulsuz ve karşılık beklemeden…
"İnsanın ne kadar büyük ruhu olursa maneviyatı da o kadar derin bir şekilde gösterir kendisini."Bir çiçekle bile mutlu olur, farklıdır hayata bakış açısı. Başkalarının görmediğini görür, duymadığını duyar. Ve en önemlisi yaşama sıkı sıkı sarılır bağlanırcasına…
YORUMLAR
yazının başlığı dikkatimi çekti..siz bir sultan papağanı demişsiniz..benim de vardı bi tane ama hiç alışamadım,sonra verdik başkasına..bu bağlandıklarımız bir hayvan da oluyor,kimi zaman bir insan, kimi zaman cansız nesneler bile...bağlanmadan kesinlikle yaşanılmaz,yaşarım diyene de inanılmaz :)
saygılar...