- 745 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ZIRLAK ZİHNİYET
Rab olarak Cenab-ı Allah’ı, peygamber olarak Hazret-i Muhammed’i, din olarak İslam’ı yeterli bulmayanlar, onlarca mezhep ve de ilave olarak yüzlerce tarikat türettiler.
Onlar yüce bir dinin ısrarla vurguladığı; insanlığa BARIŞ ve esenlik öz mesajını saptıranlardır.
Onlar ayrıntılarda, hurafelerde, uydurmalarda boğulanlardır.
Onlar kendilerine boyun eğmeyenlere zulmeden, tanrı/din/kitap/peygamber hilafına, tanrılığa soyunanlardır.
Onlar doymak bilmez egolarının, dolmak bilmez keselerinin esiri olanlardır.
Herkese Sünni itikadına göre yaşam dayatırsan, diğer inanç/din ve mezhepleri yok saymış olursun, yok etmek istemiş olursun.
Diğer din ve mezhepler de kendilerini sen gibi tek ve kati sayarlar ve herkesi kendi mezheplerine göre yaşamaya zorlarlarsa (-ki sen yaparsan onların da aynısını yapacağını kabul edeceksin) faşizm hortlar, kaos olur, dünya birbirine girer.
İnsanların Allah’a hangi yoldan ulaşacağını tayin etmek kimin haddine.
Kendi mezheplerine, kendi inanışlarına, düşünce ve çıkarlarına önce kibarca davet etmek, yok olmadı kandırmaya çalışmak, yok olmadı zorlamak, yok olmadı öldürmek/yok etmek, tanrılığa soyunan firavunların, yezitlerin işidir.
Muaviye ve veledi Yezid’den beri süregelen düşmanlık; (bir Hıristiyan, bir Musevi veya herhangi bir dine bağlanmayan, inancını özgürce yaşayabildiği halde) Alevilere tahammül gösterilmemesine yol açmıştır.
Neden..?
---Apap kabilelerinin geçimsiz karakteri etkilemiş olabilir.
---Büyük oranda menfaatler, hükmetme sevdası etkili olabilir.
---İslamiyetin yayılma dönemindeki sürtüşmelerden doğan kinler neden olabilir.
---İnatlaşma, istediğine ulaşamama, hırs/kin oluşturur.
---Yanlış öğretiler masum insanları kine sevk edebilir.
Hala bir yerlerde alevi evlerinin kapıları işaretleniyor, evleri taşlanıyor ise; bu, Yezidin din kisvesi altında kendi algısını, kendi yaşam biçimini, kendi inancını, kendi kimliğini diğerlerine dayatmanın uygulaması değil de nedir.
‘’Müslümanlığı; ya benim algıladığım şekilde yapacaksın, ya da susacaksın, yoksa canını yakarım, icabına bakarım’’ denmek isteniyor. ‘’Çorum’da, Maraş’ta, Sivas’ta yaptığımı yine yaparım” denmek isteniyor.
Hala önlem almayan, seyirci kalan devlete ne demeli.
Seçim mitinginde muhalefet partisi lideri için "o alevidir" diyen ve miting alanındakilere Alevileri yuhalatan devlet yöneticisi olunca, devletin aynı zamanda bu düşmanlığı körüklediği de anlaşılıyor.
Ahlaklı faziletli demiyor da dindar nesil yetiştiriyoruz diyorlar.
Dindar nesil lafının nereye vardığını düşünemeyenler tarafından mı yönetiliyoruz demek geliyor insanın aklına.
Türkçe özürlüler bilsinler ki; “dindar nesil yetiştirmek cinayetlere çanak tutmaktır, faşizmin taa kendisidir.
Hangi dini, hangi mezhebi, hangi söylentileri koyacaksın okul kitaplarına.
Diğerlerine (mesela Alevilere) zorla, kılıçla mı uygulatacaksın müfredatını.
Ötekileri yok mu edeceksin, yok mu sayacaksın.
Neden taraf olacağız. Kime taraf olacağız. Taraflar birbiriyle kapışmak için vardır.Senden taraf olmazsak bertaraf yani yok mu olacağız.
Ey yurttaş Abuzettin, senin ağzının içi virüs kaynıyor. Önce format at da öyle gel.
Aleviler insancı, çağdaş ve ilericidirler.
Okumayanları bile kendilerini yeterince geliştirmiştir.
Kincilik ve bölücülük gibi taşkınlıkları yoktur.
Her şeye rağmen sönmeyen bir vatan sevgileri vardır.
Camiye gitmedikleri için daha öz, ama fanatik dincilerin de iftiralarına maruz kalmışlardır.
Yakan elleri, küfürler yağdıran dilleri Allah’a havale ederek, kötüyle kötü olmadılar.
Alevilerin neyin iyi, neyin kötü olduğuna karar verebilecek iradeleri vardır. Dayatmaları irdelemeden boyun eğmeyerek özgün kişiliklerini daha çok korudular.
Vergilerini verdikleri, ülkelerine sadık, mudi ve hizmetkar oldukları devlet; aldığı vergilerden cami, kilise gibi ibadet yerlerine kaynak aktarılırken ve hatta cemaatler ve tarikatlar gizli/örtülüce desteklenirken, cem evlerine beş kuruş vermemekte, hatta onları yok etmeye çalışmaktadır.
Alevilerin hala mezhepleri tartışılıyorsa, ‘’Müslüman değil’’ gözüyle baskı devam ediliyorsa, Müslümanlıkları tartışılıyorsa; yüzyıllar geçse de insanlık bu topraklara uğramayacak demektir.
Alevi kimliğini sunni söylemleriyle tanımlamaya zorlamak yanlıştır. İslam’ın bir mezhebi olması veya kendine has bir inanç olması neyi değiştirir. Birilerini neden bu denli ırgalar.
Burada yapılan; bir inanç sistemindekilerin diğerine müdahalesi ve hatta onu yok etmeye çalışması değil midir.
Bilinmelidir ki:
Alevilerin onca baskıya sessiz kalışlarının ve aradaki nifakı körüklemeyişlerinin sebebi, korkuları değil, inançlarının gereği ve iyi niyetli oluşlarıdır.
Bazı Müslüman geçinenler, Müslümanlığın anlamı olan BARIŞ ve esenlikle yakından uzaktan alakası olmayan gafiller, Cumhuriyetin tepesinde sallandırdıkları şeriat bayrağını, ülkenin her kalesine dikme sevdasıyla yanıp tutuşuyorlar.
Bilmezler ki; yapmak istediklerinin sonucu kendi zürriyetlerini de mutsuz edicidir.
Bilinmelidir ki; bu ülkenin dört bir yanı doğrulara ve gerçeklere sevdalı evlatlarla doludur ve onların gözleri hep aydınlık ufuklarda olur.
Dokuz yüz değil dokuz bin yılda geçse kimse insanlıktan yana olanların ufkunu karartamayacaktır.
*Müsadenizle*
YORUMLAR
hangi bir yerden yaklaşsam konu elimde kalacak gibi görünüyor...
yani istirham ediyorum yazımı tekrar okuyun. ne demeye çalışıyorum, nasıl anlaşılıyorum...
size "bir kez daha düşünün" diyen bir şahıs nasıl düşünmeden bir zihniyete sapık diyebilir ki ? demek ki ; gücümüzden üstün güçler var...
bilimsel sunuş ?...
beni daha da çok merakta bıraktınız şimdi...
onu konuşmuyorum diyorsunuz ama onun adına her şeyi konuşuyorsunuz...
şurda yazdığınız yorumda bile onlarca anlam çelişki hatası gösterebilirim...
ez-cümle , ilmi konularda isterseniz hiçbir şey söylemeyin, siz sadece yaşadıkarınızı anlatın, böylece benim gibi haddini bilmez sapık bir kimseyi sizin fikirlerinize reddiye sunarken bulmazsınız...
niçin bu denli yıpratıcı yazılarla iştigal ediyorsunuz kendinizi gerçekten merak ediyorum Hanımefendi...
mezhep ve tarikat türetenlere bir reddiyeniz var ise şayet, bunu en evvela masumaneliğini masumca (!) iddia ettiğiniz Aleviler için yapmalı değil misiniz ? zira o da bir mezheptir ve dahi hak mezhepler arasında değildir...
tabi ben sizinle dini mevzularda münazaraya girecek değilim. neylersiniz ki ; bu hususta yeteri kadar mutmain bir fikri elde edebileceğinizi düşünmüyorum...
sizin fikrinizin ne önemi var derseniz bence de yoktur derim... mamafih sizin bütün bu yazılarınıza reddiye sunmamak için ne kadar çabalasam da elimden ancak bu kadarı gelir vaziyetteyim...
lütfen bir hususu ele alacağınız vakitte, o mevzu hakkında yeterli bir ilmi olgunluğu elde ettikten sonra insanlara beyan ediniz. hele ki bu mevzu şer'i bir hususu teşkil ediyorsa iki kez hatta sabaha değin oturup düşündükten sonra harekete geçiniz...
gördüğünüz gibi size İslamda ilk ayrılık harekatını alevilerin başlattığını ve nasıl sapık bir mezhep olduğunu izah edeceğim yerde durmuş size ifadelerin nasıl yapılması gerektiğini yazıyorum...
bu halle ne sizden bir fayda görülür, ne de bizden...
saygılarımla...
Müsadenizle
Didaktik/bilimsel sunuş yapma sevdasında değiliz. Kimseye ders verecek durumda da değiliz.
Yaşadıklarımızdan süzülenleri açık yüreklilikle özel bir çıkar hesabı olmadan denemeler şeklinde ortaya koymaya çalışıyoruz. Yazdıklarımız hayal değil, hayatın taa kendisidir.
Edebiyle inancını içinde yaşayanlara ve şeriatı savunanlara veya alevi inancına sapık diyenlere sapık diyemeyecek kadar ahlaklı ve onurluyuz Elhamdülillah.