- 772 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KOMŞU OLMAK
“ Komşusu olanın derdi az, komşusu olmayanın başından dert eksik olmaz “.
Toplum olarak kanayan yaralarımızın başında gelen komşuluk bağımız, aynen akrabalık bağlarımız gibi zayıflamaya başlamıştır. Büyük bir toplum olmanın en önemli unsurlarından birisini oluşturan da komşuluk bağıdır. İslam dininde komşuluk güven ve bağlılığın simgesidir. Bizleri bu bağdan uzaklaştırmak, bizlere oynanan oyunların parçası haline gelmiştir.
Komşuluk, hayatım boyunca özlediğim en önemli şeylerden birisi haline dönüştü. Komşuluk denince aklıma eskilerimizin anlattıkları ve çocukluğumda yaşadıklarım gelir aklıma. Ben bir Karadeniz çocuğu olarak bir çok imeceyi, yardımlaşmayı, paylaşmayı, sohbetleri, türkülü atışmaları gördüm. Komşuların akşam oturmalarında ki fındık mısır ayıklamaları, kestane, ekmek, pasta börek pişirmeleri, fıkraları gülüşleri ve sohbetleri ne kadar doğal, ne kadar içten ve ne kadar samimi olduğudur. Bizim oralarda kimsenin kapısı kilitli durmazdı, kimsenin malında mülkünde kimsenin gözü olmazdı, gözü tok insanlardı komşularımız, komşuluğun vazifelerini herkes bilirdi, çünkü Allah korkusu vardı.
Şimdi bakıyorum da, şehirlerde beton yığınları yükseldikçe, değişik insanların doluştuğu bir köyün iki katı olan sitelerde, kimse kimsenin yüzüne bakmıyor. Komşuluktan bir haber olmalarının sebebi, kendilerini birazda dev aynalarında görmeleri ve birazda güvensizlik olsa gerek. Oysa komşu olmamak, komşu olmaktan daha büyük bir dert olduğunun bilincine varmalıyız. Bu durumda söylenebilecek en güzel sözün, “ ev alma komşu al ” , sözünün olmasıdır.
Nazım UZUN