- 873 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KURBANA EVET!..
Kurbana Evet.
Kurbana Evet
HAYVAN KATLİAMINA HAYIR.
Sevgili Dostlar.
Hepinizi sevgi ve saygı ile selamlar,
Allah’ın Rahmet, Bereket ve Mağfiretinin üzerinize olmasını dilerim.
Bu gün siz sevgili dostlarımı yaklaşan KURBAN konusunda dünyanın değişen şartları karşısında yeni bir bakış açısı ile kurban bayramını nasıl anlamalı kılar, kurbanlarımızı kurban ibadetine layık maksadına uygun bir şekilde eda edebiliriz mütalaam üzerinde düşünmeye davet ediyorum.
Kurbanda dikkat etmemiz gereken hususların sırası çok önemli olmasa da aşağıdaki şeklide sıralamayı uygun buldum.
Birincisi, Kurban nedir?
İkincisi, Kurbandan maksat nedir?
Üçüncüsü, Kestiğimiz kurbanların sevaplarını vasatın üstüne çıkarıp nasıl artırabiliriz?
Dördüncüsü, Kurban kesme imkanı olmayanlar, dostlarının kurban kesmelerini teşvik ve verecekleri yerler hakkında isabetli tavsiyelerle o dostlarının hayru hasenatlarından istifade edebilirler mi?
Kurban,
Fıkıh açısından KEVSER sure-i celilesinin “ Faselli lirebbike vanhar ” ayeti kerimesi ile Hanefi mezhepli Müslümanlar için vacip, Şafi-ül mezhep olanlara da sünnet hükmünde bir ibadettir.
Kurban ibadetinin başlangıcına baktığımızda arzi veya semavi tüm dinlerde yaratıcıya karşı saygı ve sevginin ifadesi olarak, adından da anlaşılacağı üzere yaklaştırıcı mahiyette bir iletişim yoludur.
Adem’in (as.) oğulları olan, Habil ile Kabil, mal ve mahsullerinden Allaha hediye edilmek üzere ilk kurban ile emrolunmuşlardır.
Kurban İbrahim (as.) ile itaatin, sadakatin ve feragatin doruk noktasına ulaşılmış bir ibadettir.
Söz buraya gelmişken Peygamberlerin babası diye adlandırılan
Hz. İbrahim’e (as.) değinmeden konuya geçemeyeceğim.
Çoğumuzun bildiği gibi!
İbrahim (as.) ilerlemiş yaşına rağmen çocuk sahibi olamamış.
Baba olamamanın hasreti ile ömrünün son günlerini yaşarken,
Allah (cc) tarafından erkek bir evlat ile müjdelenmiş.
İsmail (as.) gibi insanların en itaatlisi ve teslimiyette bir ufuk olan,
peygamber adayı evlada sahip olmuş.
Bence İbrahim (as.) mın sadakati,
İsmail (as.) mın çocuk yaşına rağmen itaati,
insanlık tarihinin sadakat, itaat ve teslimiyet adına takdire şayan,
taklidi mümkün olmayan en büyük örneğini oluşturmaktadır.
Siz bir insanı,
hele bir ömür hasretini çektiğiniz,
ciğer pareniz cıvıl cıvıl evladınızı yatıracak
kendi ellerinizle bir hayvan gibi boğazlayıp keseceksiniz.
Ve siz çocuk yaşınıza rağmen! ..
Sırf gördüğü bir rüya ile hareket eden babanızın bıçağı altına yatacaksınız! ..
Babacığım,
Gözlerimi bir şeyle kapat,
Olur ki beni kurban ederken göz göze geliriz de babalık şefkatin Allah’a karşı vazifeni yerine getirmene engel olur.
Allaha isyan edenlerden oluruz endişesini taşıyacak kadar itaatli ve sadakatli olabilir misiniz?
Bu soruyu size sorarken ben kendime de soruyor,
Fakat maalesef evet diyebileceğime ihtimal veremiyorum.
Bizlerden evladımızı kesmemiz istenmiyor.
Bizler Allah’a yaklaştırıcı iman ve itaatimizin ispatı adına ibadet maksatlı,
yine onun vermiş olduğu mallardan ve nimetlerden Onun için kurban kesmekle emrolunmuşuz.
Bunun yanı sıra,
kurbanın insan ruhuna verdiği huzur ve mutluluk,
Kaza ve belaların def-i adına emniyet ve güvenlik,
Fakirleri sevindirme adına toplum hayatında sevgi ve kardeşlik bağlarının temin ve tesisi,
İslami olduğu kadar İNSANİ bir vecibedir.
Yukarıda az da olsa temas etmemize rağmen,
Kurbanın maksadını biraz da ha genişletmek istiyorum.
Kurban;
Fakir bir aile veya her hangi bir kimseye,
Miktarı ne olursa olsun et yedirilerek birkaç günlüğüne karnının doyurulmasını sağlama işinden ibaret basit bir ibadet değildir.
Kurban;
İslam ve İnsanlığın geleceğine yatırım yaparak,
kalpleri kazanma, küskünlükleri giderme, kardeşliği temin ve tesis etme, insanlara unutulmadıklarını bildirme, öfkeyi dindirme, isyanı sindirme harekâtıdır.
“ ALLAHIN KULLARI KARDEŞ OLUNUZ “
emri ilahisinin hayata geçirilmesinin yolunu açan bir öncüdür.
Bu konu üzerinde daha çok yazmak isterdim.
Fakat siz değerli okuyucularımı daha fazla sıkmamak için kısa keserek, keseceğimiz kurbanların sevabını nasıl artırabiliriz?
Sorusunun cevabını bulmaya çalışacağız.
Sevgili Dostlar!
Bir kurbandan kurbanımızın tüyleri adedince kurbanlar kesmiş gibi sevap kazanmanın yolu vardır sanıyorum.
Bu konuyu namaz ile örnekleyecek olursak.
Kıldığımız herhangi bir namazı evimizde kıldığımızda mesuliyetinden kurtulur haşirde hesabına muhatap olmayız.
Aynı namazı,
Her hangi bir camide kılacak olsak,
camiye gidiş, gelişimiz esnasında kat ettiğimiz yol, çektiğimiz meşakkat, oranında sevabımızı artırıp, cemaat ile kıldığımızda ise sahih hadislerle bir rivayete göre yirmi beş, diğer bir rivayete göre yirmi yedi kat daha fazla sevap kazanacağımız müjdelenerek birlik ve beraberlik, sevgi ve kardeşliğin temin ve tesisi adına namazlarımızı mescitlerde ve cemaatle kılmamız tavsiye edilmiştir.
BUNLAR İSLAM DİNİNİN TOPLUMSAL HAYATTAKİ SOSYALLEŞMEYE BİRLİK VE BERABERLİĞE VERMİŞ OLDUĞU ÖNEMİ GÖSTEREN ÇOK ÖNEMLİ PRATİK HASSASİYETLERDENDİR.
Konuyu daha fazla dağıtmadan kurbanımızın sevabını nasıl artırabiliriz sorumuza cevap aramaya çalışalım.
Sevgili Dostlar.
Kurbanınızı halk tabiri ile kanı dışarı eti içeri
veya Allah için kurban, küp için et mantığı ile de kesip, hiç bir kimseye vermeden afiyetle yiyebilirsiniz.
Fakat bu şekilde eda edilen kurban ibadeti,
Sizi sadece kurban kesme sorumluluğundan kurtarmış olup,
yarın haşir gününde neden kurban kesmedin sualine muhatap olmaktan kurtarabilir.
Fakat bu kurban günahlarınıza kefaret olacak bir referans olamayacağı gibi,
sizi sırtına alıp Sırat köprüsünden Cennete taşımada istediğiniz performansı gösteremeyecektir.
Asr-ı saadetten bir örnek ile konuyu dikkatinize arz edeceğim.
Kurbanların kesilip dağıtılmasını müteakip Allah’ın Resulü (sav.) .
Hz. Aişe (ra.) validemize,
Ya Aişe kurbandan bize ne kaldı sorusuna,
Ya Resulallallah kurbanın budu dışında gerisini dağıttık demesine karşılık;
“ALLAHA ŞÜKÜRLER OLSUN KURBANIN BUDU HARİÇ HEPSİ BİZİM OLDU” diyerek, kurbandan kurban sahibine ulaşan sevabın, etin dağıtılan kısmı olduğunu gösteren hükmünü gözler önüne sermiştir.
İşte o günün yokluklar içindeki dayanışma ruhu ve dar dairede toplum arasındaki kurban taksimi.
Şimdi biz Anadolu Müslümanları olarak;
Cennet Anadolu’muzun nimet ve imkânların bolluğundan dolayı çoğunluğumuzun açlıktan değil,
Çok yeme ve dengesiz beslenmeden dolayı obezite tehdidi altındayken,
Kurban kesebilecek imkanlara sahip olan ailelerin et yemeye muhtaç olduğu söylenebilirmi?
Allah’a sonsuz şükürler olsun.
Halkımızın çoğunluğu; evine ayda bir iki kilo et götürecek imkânlara sahiptir.
Fakat memleketimizin il veya ilçelerinde anne ve babasından uzak kontrolsüz kalmış GELECEĞİMİZİN TEMİNATI OLAN ORTA VE YÜKSEK ÖĞRENİM TAHSİLİ YAPAN GENÇLERİ ve kenar semtlerde, (varoş veya getto diye adlandırılan bölgelerde) ülkemizin özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde, unutulduklarını düşünen, küskün, dargın, kırgın, KIZGIN, fakir, fakat izzetli kardeşlerimiz,
BİRİLERİ TARAFINDAN DİNE, DEVLETE VE MİLLETE KARŞI KIŞKIRTILIYOR.
Kanun, nizam ihlal ettirilerek vatana millete düşman ettirilip emniyet ve asayişin ihlalinde maşa olarak kullanılıyorlar.
Ülkemizi bölme adına bileniyorlar.
Bayramı ve kurbanı vesile kılarak,
bu kırgınlığı, bu dargınlığı, ortadan kaldırıp öğrencilerimizle ve o bölgelerdeki kardeşlerimizle kucaklaşmak onlardan farklı inanmadığımızı, onlardan farklı düşünmediğimizi, onlardan farklı yaşamadığımızı, onları sevdiğimizi onları unutmadığımızı onlara anlata biliriz sanıyorum.
Kurbanımızdan Allah için vereceğimiz bir parça etin,
Sadece et olarak kursaklara gitmeyeceğini,
Muhabbet olup gönüllerdeki kini, nefreti, düşmanlığı, kırgınlığı ve KIZGINLIĞI ortadan kaldıracağını düşünüyorum.
Hepimizin de böyle düşünmemiz gerektiğine inanıyorum.
İşte böyle milli mutabakatı sağlamada vesile kılınan kurban sevabının bir kurban olarak kalamayacağına inanıyor,
KESİLEN HER KURBANIN TÜYLERİ ADEDİNCE KURBAN KESMİŞ GİBİ SEVAP KAZANADIRABİLECEĞİNİ UMUYORUM.
Hele açlığın pençesinde kıvranan, Filistin, Afganistan, Somali, Sudan, Kenya, Kongo, Arakan, Açe vb. ülkelerde yaşanan insanlık dramı,
Sizin göndereceğiniz birkaç kilo et ile tatlı bir sevince dönüşecek,
Milletler arası bir mutabakat ve muhabbet diyaloguna imza atacak,
İslam’ın hoşgörü ve kardeşlik ruhunu evrensel boyutta insanlığa anlatma imkânı sağlayacaksa!
Ben bu kurbanın kazandıracağı sevabın değerini ifade edecek kelime bulamıyorum.
Onu da siz sevgili Dostlarımın üstün ferasetine havale ediyorum.
Kurban kesmeye imkânı olmayan kardeşlerimizin de kurban kesmiş gibi sevap kazanma imkânları var mı? Sorumuza gelince!
Buna da evet diyorum. “ DELİLU HAYRİ KE FAİLİHİ” hadisinden hareketle, her hangi bir hayra sebep olan o hayrı işlemiş gibidir müjdesi,
sahip olduğu imkânlardan dolayı kurban kesmekle sorumlu olduğu halde,
yanlış bilgilendirilip kesme heyecanını kaybetmiş kardeşlerimizi, teşvik, ikna ve verecekleri yerlerin İmana, İslam’a, Kur-ana, insanlığa gerçek manada hizmet veren kurum ve kuruluşlar olmasını sağlamakla o büyük sevaplardan hissedar olma imkânları vardır.
Sevgili Dostlar.
Herkes bilsin ki! ..
Hak sahibine verilmeyen,
Kardeşlik bağları kurulmasına vesile kılınmayan,
Kin fırtınalarını dindirmeyen,
Düşmanlık ateşini söndürmeyen,
Fitnecilerin oyunlarını bozmayan,
SADECE BİR HAFTA VEYA BİR AY BOYUNCA DOYMAK BİLMEYEN AZGIN NEFİSLERİMİZİ DAHA DA AZGINLAŞTIRACAK, MANGAL KEBAP YEMEMİZ, ALLAHIN EMRETMİŞ OLDUĞU, MURADI İLAHİYE MUVAFIK VE MUTABIK OLAN KURBAN DEĞİLDİR.
Burada haddimi aşarak,
OLSA OLSA MİLLİ DEĞER İSRAFI VE HAYVAN KATLİAMINDAN BAŞKA BİR ADI OLAMAZ diyorum.
Sevgili Dostlar yazımın uzun olduğunun farkındayım.
İnanın daha çok şeyler yazmayı düşünmeme rağmen eninden kesip boyundan kısaltarak ancak bu kadar ifade edebildim.
Hakkınızı helal ediniz.
Değerli zamanınızı aldım.
Allah yaptığınız ve yapacağınız tüm ibadetlerinizi,
hayr-u hasenatlarınızı ahseni kabul ile makbul eylesin.
Allaha emanet olunuz.
Necdet Erem
YORUMLAR
Necdet EREM
Aynı yazıma Antoloji sitesinde yorum yazan bir dostun yorumu ile O kardeşimize yazmış olduğum yazıyı da Siz değerli Kardeşim ile burana paylaşmayı istedim.
Hakkınızı helal ediniz.
Selam ve dua ile.
“
Saygı değer hocam...
Ben bu mesajınızın başını ve sonunu okudum...
Malum gözlerim rahatsız...
Allahüekber hocamız ne diyor böyle diye düşündüm...
Öncelikle bir an da olsa hakkınızda yanlış düşündüğüm için af buyurun...
Sonra çeyrek gören gözlerime inanamadım ve sabırla mesajınızı baştan sona tekrar okudum...
Düşüncelerinizde mutabıkız hocam...
Bu değerli uyarılarınız için bizlere zamanınızı ayırıp paylaşımda bulunduğunuz için sonsuz saygılarımı gönderiyorum...
Muhabbetle..”
Antoloji şiir ve edebiyat paylaşım sitesi.
Değerli Kardeşim.
Evvela gözlerinizden rahatsız olduğunuza üzüldüm.
Allah'tan acil şifalar dilerim.
Amma Allah adildir.
Birisine noksan verilmiş gibi gördüğümüz nimet ve imkanların yerine öyle büyük ve daha değerlilerini görmesek bile vermiş ve ötede verir ki akıllar almaz. Yeter ki sabredip hikmetini görebilelim.
Bir gün kardeşlerimizden bir ekip hizmet amaçlı Karadeniz bölgesine çay toplamaya gitmiş idi.
Trafik kazası geçirdiler,
Xxxx isimli bir kardeşimiz bir gözünü kaybetti.
Ona geçmiş olsuna gittiğimde teselli edecek söz bulamıyordum.
Söze başlayınca Rabbim öyle güzel şeyler söyletti ki bende şaşırdım.
Ömrüm boyunca da etkisinden kurtulabileceğimi sanmıyorum.
Ona geçmiş olsun klasik sözler sonrası dedim.
Xxxx bu söyleyeceklerimin söylemesi kolay amma kabullenilmesi zor olsa da yarın Allah huzuruna gidildiğinde sen Allah’ım senin rızan için çıktığım seferde gözümü kaybettim deme şansını kazandın.
Ben ve benim gibi sadece laf üretenler,
Allah için dünya savaş meydanında neyimizi bıraktık?
Senin hesap yerindeki vakur duruşun gözümde canlandıkça
gözsüz yaşamaktan korkmama bedel, İNAN BU VAKUR HALİNE GIPTAKARANE HASET ETMEMEKTEN DE KENDİMİ ALAMIYORUM.
Bir de şu haramlarla dolu dünyaya bakmak için İNAN BİR GÖZ BİLE FAZLA iken ÇOĞUMUZ iki göz ile bakıyor bizi cehenneme götürecek olan şeylerin seyrine doyamıyor,
Yüce Allah tarafından men edilmemize rağmen,
Dönüp, dönüp bir daha, bir daha bakıyoruz.
Gerçekten de nefsin değersiz isteklerini tahrik eden ve insanı değersizleştiren şeylerle dolu dünyaya bakmak için bir göz bile fazla iken,
gönül gözlerinin kör olduğunun farkında olmayanlar gözüm var demeye utanmalı diyorum.
Sizin inşallah göz rahatsızlığınız geçicidir diye düşünüyor, bu geçici süre içinde gönül gözünüzün görüş açısını genişletmeniz dilek ve temennilerimle yazıma göstermiş olduğunuz ilgi ve değerli yorumunuzdan dolayı çok teşekkür ederim.
Allah’a emanet olunuz.
Selam ve dua ile.
Yeganem
Sayın Necdet Bey;
KURBAN BAYRAMINA yaklaşan günlerde benim içim kan ağlar.
Satış alanlarında gördüğüm o melul melul bakan gözlerine kendimi kurban edesim gelir.
Şu üstteki resim peni perişan etti.
Evet, benim ailem de son nefeslerine kadar bu farzı yerine getirdiler...
Allah kabul eylesin.
24 dairelik apartmanda yıllardır bir parça kurban etti gelmez. Artık hemen herkes ya hayır kurumlarına verip sonra da bayram tatiline gidiyor. YA da bir yıllık et ihtiyaçlarını dolabın buzluğunda kendileri için saklıyorlar.
Yoksul kesim dedikleri bölgeler yoksul değil aslında.Varlıklı gibi görünen semtlerde oturanlar çok yoksul ve muhtaç durumdalar inanın. Onurlu yaşamak maharet ister.
Ama artık kurban giderini para olarak veya başka şekilde yerine getirmek de caiz sanırım.
İşte buna çoook seviniyorum
Ömrünüze bereket
.
Necdet EREM
Kurban muhabbet ve yakınlığı ile kalplerin atacağı kurbanarda buluşmak dileği ile.
Sağlık huzur ve mutluluklar dilerim.
Hoşça kalınız.
Necdet EREM
Sağlık, huzur ve mutluluk dolu nice bayramlar dilerim.