- 719 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Acı / Tatlı Dünya Arasında Ben
Kendimle yaşadığım dünyayı senkronlamaya çalıştım hep. Çoğu zaman olmadı, oluncada görüntü kalitesi bozuldu pikselleri sayıyorum neyse..
Telefonum çoğu zaman kapalı olduğu için babamla temasım kesilmişti 2 ay boyunca. Geçenlerde gittim ofisine mutlu oldu babam bende tabi. Ama konuşacak pek bir şey bulamadım babamla. Ne bileyim eskiden çok şey bulurdum poker yapardık beraber espriler falan havada uçuşurdu. Sanırım en sevdiğim insandan bile uzaklaşmaya başladım. Belirli bir nedeni yok kime bulaşırsam dertlerimi ona da yansıtıyorum belki ondandır. Belki yeni aklım başıma geliyor.
Babam bu zamana kadar hep arkamı topladı ebeveyn görevi denilebilir ancak biraz hafifletmem gerekirdi yükünü, en azından biraz sorumluluk alabilirdim üzerime. Genelde olduğu üzere hatalarım çoktu ona karşıda. Belki en kötülerini de yaşatabilirdim büyüdüğüm ortam her olasılığa gebeydi çünkü. Ayyaş, uyuşturucu müptelası, satıcısı, hırsız vb aksiyonlara bulaşıp kara bir leke olabilirdim Birgi soyunda. Bunları düşününce epic fail bir tutumum oldu. Herkesin geçtiği yerlerden geçemedim, ama isteyerek ya da istemeyerek başarısız oldum çoğu zaman. İkili ilişkilerim iyi olsada dengesizliklerim olağandışı paranoyalarım çevreye etkimi nötralize etti. Bu büyük bir kayıptı benim için, benim olan her şeye tutkuyla bağlanmak ama çabuk vazgeçmek huyunu atlatamadım. İnsanları anladığımı sanırdım anlamıyor muşum meğer. Onlar beni anlıyor ben onları anlamıyorum. Çözüm sunan çok insan oldu bir şekilde çubuk uzattılar bana bataklıktan çekmek için. Ancak kabul etmedim bitmeyen gururum vardı benim..
Yardım istemiyorum çünkü bilerek ve isteyerek atladım bataklığa. İnsanların en çok kibirinden nefret ettim, kendi seviyesinin altındakilere bıyıkaltından gülmesi, pis pis sırıtması, kendini tanıtma saygı görme arzusuyla düşmüş insanlarla oynamalarından nefret ettim. Kimseye güvenmiyorum hiçbirimiz aziz değiliz. Bir iyilik yapıp illa bir gün başına kakarız o insanın. Yaptığın iyilik aslında borç vermek gibidir, sıkışınca hatırlatacaksındır bu borcu, yoksa bu düşüncelerde isen sevap değeri olmaz dini açıdanda..
Kendi çukurumda debelenirim ben süslü, terbiyeli insan siliüetine bürünmüş şeytanlara elimi uzatmam. Kişi kendi kurallarını belirlemişse ve taviz vermemişse hiç bir güç onu sindiremez bunu anlamalı. Benim kurallarım var ama sindirilmemiş değilim şu ana kadar bir çok kez fedakarlık yapıp taviz verdiysemde sonuçlar hep felaketim oldu. Düşünce anlıyorsun gerçeği..
Modernleşmiş toplumlar, lüks yaşantılar, sınırı olmayan imkanlar. Herşey o kadar basit o kadar para endeksli ki duygusal düşünmene fırsat kalmıyor. Önemli günlerde pahalı bir teknolojik alet sözcüklerden daha etkili olabiliyor. Öyle bilgisayar oyunları çıkıyor ki hem oyunu alıp hem sistemini yeniletmen gerekiyor çünkü hastalığı kapmışsın çoktan. Öyle arabalar çıkıyor ki onlarca taksidin altına girip alabiliyorsun, peşin alanlar nedenini bilir zaten. Havadan düşmüştür milyonlar. Şanslı dölün oluşturduğu ceninlerdir onlar..
Anlatmak istediğim mesele yozlaşmışlıktı. Kitabı bile başkaları sorsunda cevaplayayım karizmam güçlensin edasıyla okuyanlar var hem de bir hayli fazlaca. Diş ağrısı gibi bu yozlaşma tek bir yeri ağrıtmıyor. Çıldırtıyor seni, görünen yerleri istiyor insanlar. Onlara tapıyor, para harcıyor; oraların sahibi olabilmek, oralarda takılabilmek için. Arka mahalleler boş. Küçücük çocuklara sigara içiriyorlar, kumar öğretiyorlar, dilendiriyorlar kimin umurunda. Herkes ipimle kuşağım ...... ........ derdinde. Normal dünya diye aksettirmişler artık. Hem o zengin züppeleri alışmış, hem iskelete dönmüş çocuklar alışmış..
Öyle bir dünya oluşturmuşlar ki kendi stresini, çöküntünü yenip başkalarına koşamıyorsun. Çünkü senin problemlerin hiç bitmiyor öncelik hep senin. Bu yüzden tükendik, tükete tükete. Ben tükendim, ben yozlaştım sadece bu dünyaya alışamadım. Bu bir tecrübe değil soytarılık. Hepimiz maskemizi düşürüp öleceğiz sonuçta. Dünya cenneti, cehennemi, "bin üzerine vur kırbacı" dönemleri geçecek elbet. Hesaplar yapılmalı, yüzleşilmeli. Aslında kimsindir sen, iki kolu iki bacağı bir burnu olan klasik bir insan mısın? Yoksa yapay bir tanrı mı, o kibir de altın tacın mı?
Dökecek çok şey var ama bu malum dünya yüzünden kendi derdimi aşamııyorum. Kendi içimde bir savaş var acı çekmeyi seviyor iki taraf yoksa sadece bombalıyorlar, siperlerini terkedip karşı bölgeye girmiyorlar bile. Olan sinir sistemime oluyor. Yıkık, dökük, harap olmuş bir ruhla nasıl baş edebilirim ki?
Ben tedavi edemiyorsam kimse edemez, ettirmem. Ben kendi belamı seçtim diğer insanlar gibi..
Bıksamda, yozlaşsamda, tükensemde...