- 688 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Fantastik edebiyat-1-
02,06,1987
-"İyice baktın mı oğlum ?
Yok anne , yok işte,kazanamadım,Didemin adı var listede benim yok"
-Baban belki amcanın yanına göndermek için Konyayı tercih etmiştir,orayada bak
"orya da iki kere baktım yok
"En iyisi sırayla tüm illere bakın"deyip küçümseme ile karışık bir kahkaha attı Didem.On iki yaşına girdiği gün sınavı kaybettiğini öğrenmek zor gelmişti Necip’e,üst katta oturan kuzeni Osman ve didem kazanmış olmasına rağmen Anadolu lisesine gidemeyecekti.Bir hafta sonra sabahın ilk ışıkları ile dayısı kapıdan seslendi
"Necip altı yıllık öğretmen okulunu kazanmış.."
Kazanmaktan çok daha önemli olan kuzenleri ile aynı okula gidememekti,hiç sevinmedi Necip.Osman gri pantolonu almış terziye vermişti bile,üzerinde Atatürk resmi olan lacivert kravatını ve G.A.L amblemli lacivert ceketi de hazırdı.En son atari aldığında yine Necip’i eve çağırmış,bir kartuşta üç yüz tane oyun olduğunu böbürlenerek göstermişti,şimdi de amblemli ceketini gösterdikten sonra,
-"Biliyormusun Anadolu lisesine giden çocuklar ingilizce kitapları sanki Türkçeymiş giibi okuyormuş"Necip ağlamamak için zor tuttu kendini,altı yıllık öğretmen okulunda pansiyonda kalacak yabancı dil öğrenemeyecekti.Bir mucize olmasını istiyordu,Didem ve Osman gibi o da her sabah kasabanın çalışkan çocuklarını toplayıp vilayete götüren kırmızı boyalı 002 numaralı belediye otobüsünde yerini almak istiyordu ama yeteri kadar çalışmamıştı belki,bilgi yarışması sınavında sözcü seçilmişti ama neden kazanamadığını düşünmeye başladı,beslenme saatinde bile soru çözmüştü,annesinin arkadaşının oğlu Murat "Matematik öğretmeni " adındaki kalın kırmızı kitaptan çalışmıştı ve geçen sene Diyarbakır anadolu lisesini kazanmıştı,üzerinde 40*40 =1600 soru yazan kocaman harflerle soru bankası yazan bu kitabın kendisine uğurlu geleceğini düşünmüüştü,Murat’ın karalamalarından yararlanmaya çalışmış son bir hafta dersaneye bile gitmişti,dersanede son günlerde soruların çözümünü televizyon ekranınıda gösteren kartuşlu atarilrden farklı olan Sinclair ZX-Spectrum bilgisayar ile çözümleri incelemişlerdi.Sınav yaklaştığı için babasının okuldan arkadaşı olan dersane müdürü sık sık taksitleri yatırmayan öğerncilerin ismini sayardı,listede adı okunmazdı ,babsının ricası ile ücretsiz olarak bir haftalığına kaydı yapılmıştı.Osman son iki yıldır kayıtlıydı dersaneye,hatta kasabanın belediye başkanının kızı ile aynı sınıfa düşmüş ve sırılsıklam aşık olmuştu bile ...
Necip ise birinci sınıfta kırmızı pantolonun üstüne siyah önlüğü ile ve dantelli beyaz yakası ile en ön sırada oturan Özleme aşıktı,her sabah beyaz murat 124 okulun kapısına yanaşır,babasının yanağına kondurduğu başarılar öpücüğününden sonra sınıfına giden Özlem düz siyah saçlı esmer bir kızdı,Necip aşkını ilan etmek için neler yapmamıştı ki ,saçına sakız yapıştırmış,bir kaç kere sınıfta çelme takmış,minik kağıtlara "pis" şımarık" gibi kelimeler yazıp masasına bırakmıştı,ama faydasız Özlem onu görmüyordu,her çelme takmma girişiminden sonra öğreetmenden bol bol tokat yiyip kırmızı yanakları daha da alevlenlenirdi,berberde üç numara traş olunca bu tür ilan-ı aşk yöntemlerinden uzak dururdu Necip,aslında okula gelmeyi dahi istemezdi,Özlemin kel kafası ıle kendisini görüp dalga geçmesinden korkardı yanlız iyi geçinip arkadaş oldukları zamanlar da olurdu,böyle zamanlarda plastik renkli çubukları sıraya birlikte dizerlerdi,NEcip renkli fasulyelerden şekiller yapardı.Sınıfta herkes Necip’in Özleme aşık olduğunu bilirdi,düğmeleri tüm erkeklerin aksine arkadan iliklenen böylece eteği anımasatan önlüğü olan uzun boylu Davut bile...beslenme saatinde yufka ekmeğini kırmızı pul biberle doldurup,çekirdekli domateslerin suları kırmızıya dönen,parmaklarından damlayan damlalarla kısa bir sürede koca yufka ekmeğini bitiren Davut bile farkındaydı"Aşıksın len dimi ?,sölesen len NEcip,Özleme aşıksın,ondan kızı itip düşürdün.."sonra gülmeye başladı koca ağzıyla,Bekir de onayladı,elinde kovaçeviçin sarı kırmızı formalı resminin olduğu kartı göstererek
-"Davut haklı dedi,hem ben sana bir şey diym len NEcip salli - barikleri ezberledim,sen hala ezberlemedin okuyayım da dinle "çok hızlı bir şekilde okudu BEkir en sonda "Mecit"kelimesini söylerken öyle bir vurgu yaptıki mavi küçük gözleri büyüdü,bahsi kazanmıştı yarın ki simit ile sade şehir gazozunu Necip ısmarlayacaktı,herkes bu büyük başarıyı alkışlarken zil çaldı.Öğretmen elinde mızıka ile karsıladı herkesi,seksenli yıllarda sopa siparişi veren öğretmenlerden oldukça farklıydı Ali öğreetmen iri yeşil gözleri sevimlli ve gülen yüzüyle okulu sevdiren gerçek bir öğretmendi,ancak ilk aşkım gibi ikinci sınıfta o da gitmişti yeni öğretmenimiz Zeynel bey ağarmış saçları ile orta yaşlardaydı ancak sadece görevini yapıp bir an evvel eve gitmeyi istermiş gibi tavırları olduğunu hissederdim.cumhuriyet ilkokulunun uzuzn koridorlarında küçük ablamın elimden tutup benı kendi sınıfına götürdüğü gün Barış Manço şarkısını söyleyip öğretmenlerini gülümsetmeyi başarmıştım.Özlemın ilgisini çekmek için tahtada arkadaşım eşek şarkısını ayaklarımı yere vurup ritm tutarak söylerdım.Burhan melihaya olan aşkını anlatmak ıcın sık sık benı evden alıp motosıkleti ile kucuk kasabada defalarca tur atardık.Burhanın en büyük hayali melihanın babasının fabrikasında bir gece kalması ve korktuğu için kendisine sıkı sıkı sarılmasıydı,sık sık melihaların evinde motorsikleti arızalanmış numarası yapardı,bu anlarda benım gorevım balkona bakmaktı belkı balkona cıkar dıye uzun sure beklerdık,okulda olanları anlatır fabrıkada süs havuzunda yüzmeye çalışırdık.Kasabada motosiklet kullanmak nerdeyse bir zorunluluktu,yeni yetmelik günlerimde patronum bana mutlaka öğrenmem gerektiğini söyleyince sık sık düşerek öğrenmeyi başarmıştım.Akşamları gizlice iş arkadsımı alıp ters yola gırıp gezdıgımız geceler virajı alamayıp lokantanın camlarını yere ındırmemle sona erdi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.