- 379 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kolaycılık Kopyacılık
Kolaycılık Kopyacılık
Öğrencilik zamanlarında kopya çekmek ya da kopya çekmeyi düşünmek hepimizin bildiği, yaşadığı bir hal.
Kendini yetiştirmemiş, niteliksiz yetişkinlerin; kendi cehalet ve bilgisizliklerini gizlemek için yaptıkları kopyacılk nasıl oluyor?
Orta Çağ öğretileri; bunlar o zamanın felsefeci ve din adamlarıdır...
Eski zaman öğretilerini ezber etmiş, kendini geliştirmemiş, malumat sahibi olmuş ama "Olmamış" öğretici makamındaki kişileri göklere çıkarıp onlardan yalan, yanlış, eksik bilgileri kopyalayarak kendilerini gerçekleştirme peşinde olanların içselleştirmeden başkalarına öğretmeye, nakletmeye kalkışması felaketin asıl kaynağıdır.
Bazısı diyor ki; "Falanca filozof ya da alim hepimizden üstün!". İnsan birini üstün görecekse kendinden üstün görmeye hakkı vardır. Ama başkasını diğerinden üstün görse de bunu kabul ettirme noktasında dayatamaz. Bir insanı başkasından üstün görmek kişiseldir. Üstün gördüğü kişiyi diğerine kabul ettirmek gibi bir saçmalığa girmesi kişinin eksikliğini gösterir. Bu noktada kendi ideolojik, dinsel ve toplumsal liderini başkasından üstün görme hakkı vardır ama bunu üstün gördüğü kişiye kabul ettirme hakkına sahip değildir. Yani "Benim önderim senden üstün, bunu sen kabul etmek zorundasın!" deme hakkı yoktur. Kendi adına tespitler yapabilir!
Kendini geliştirmemiş, bilgi sahibi olmak için çabalamamış, okumamış, öğrenmemiş ama toplumda da taraf olduğu görüşe destek vermek istiyor! Bu durumda ezberlediği şeyleri nakledecek, yerli-yersiz "Doğru" ları söyleyecektir. Bu da sırıtacak ve hoş olmayan durumlara sebep olacaktır. Çok görülen de şu; toplumda yerel yada genel olarak sosyal alanda "Lider" olarak kabul edilmiş, ettirilmiş olanlar (köy ağası, imam, cemaat yetkilisi, tarikat lideri, eski zaman önderleri, tanınmış kişiler, devlet adamları) üzerinden onların öğretileri ve söyledikleri sözlerle kendi kişiliğini oluşturmaya çabalayanlar kopya bilgilerle geçici bir kazanım elde edebilir ama hayat hızlı akıyor, değişim var; eski bilgiler hazmedilip, yenilenmezse güncel ihtiyacı karşılanmıyor.
Son tahlilde; papağanlar ezber kusar! insanın ezber kapasitesi sınırlıdır ve ezber edilen de ezberlendiğinde zaten eskimeye başlamıştır! Hayat o kadar hızlı ki bazı bilgiler gazetelerde çıkmadan eskiyor. Kitap yazılırken, ilk yazılanlar güncelliğini yitiriyor. Bu bakımdan ezber yerine, bilgi üreten bir süreci kendi alanımızda özümüzde oluşturmalıyız.
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.