- 846 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Geçerken Uğradım- Roman Denemesi
Bugün uyanmamı çalar saatim yada annem sağlamamıştı.Biraz tuhaf gelebilir ama ;ilk, okul günüm için gerçekten heyecanlıydım.
Yatağımdan kalkmamıştım, uykunun vermiş olduğu sersemliği atamamıştım çünkü üstümden. Bir yandan gerindim, diğer yandan
esnemekten dolayı açılan ağzımı örtbas etmeye çalıştım tek elimle. Merhaba yeni gün merhaba..
Bugün beni ne süprizler bekliyor acaba?Ah,neredeyse unutuyordum.Kendimi tanıtmadan olurmu.Ben Defne Bulut.
Sınıftakilerin deyimiyle alışveriş kolik.İndirim sezonları beni evde bulamazsınız...
Formamı giydim.Tamda hocaların istemediği gibi gömlek dışarda,kravat aşağılarda ve etek diz üstü.Hele bir bitsin bu okul,hocalar zil
takıp oynamazsa ben Defne değilim.Nerede kalmıştık,hehh.Okulun yolunu tuttum.Okula vardığımda en yakın arkadaşlarım yanıma iliştiler.
Sevda’nın sarı ve kıvırcık saçları vardı.Oldukça çilli bir yüzü, çimen yeşili bir çift gözü vardı.
Müge’nin koyu kahverengi ve dümdüz saçları; kahverengi,iri gözleri vardı.Konuştuğunda bu irilik artıyor,güldüğünde iri ve güzel
gözleri parıldıyordu.Ve imrenerek söylüyorum; vücudunda hiç bir fazlalık yoktu.
’’Mavide acayip indirim var kızlar.’’diye söze girişti Sevda.
’’Okul çıkışında gitmeliyiz bu indirim kaçmaz.’’diyerek sözünü sürdürdü.
’’Kızlar siz gidin benim biraz işim var.’’dedim.Hemen surat yaptılar.Ama haklı değilmiyim?Sevgilimle vakit geçirmek benim en doğal
hakkım.Bu arada ayıptır söylemesi okulun
en yakışıklı çocuğuyla beraberim.O sırada Yusuf’un hızlı adımlarla bana doğru geldiğini farkettim.’’Defne,seninle mühim bir şey konuşmam
lazım.’’dedi.’’Seni sırada bekliyoruz.’’deyip gittiler kızlar.Ayy,kesin bütün hafta sonunu benimle geçirmek istediğini söyleyecek.Bir
ev partisinde.Yok,yok.. bir barda.Yada ne bileyim gece kulübü... ’’Seni dinliyorum.’’dedim.’’Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.’’dedi
yutkunarak.Kaşlarımı hafifçe çattım.Pür dikkat izliyor ve dinliyordum.Elini ensesine doğru götürüp,kaşıdı.Söze başlamadan önce
derin bir nefes aldı.’’Ben ayrılmak istiyorum Defne.’’cümlesi dağılıverdi her tarafa.Benim hayallerimde bin bir güçlükle yerlerine
konulan taşlar içinde; tam ortasındaki taşı alıp,hepsinin dağılması gibi dağılıverdi hayallerim,umutlarım...
’’Ama biz...’’diye kekeliyordum sadece.’’Herşey için üzgünüm.Hoşçakal.’’deyip arkasına bakmadan gidiverdi.Hoş-çakal Yusuf...
Hayalmiydi bu?Beni,beni,beni...Terketti! Tekrar söylüyorum.Tırnak içinde,büyük harflerle.’’BENİ’’ terketti.Kendime çeki düzen
vermeliydim.Ben terkedilen kız olmadım hiç bir zaman, olamamda.Hızlı adımlarla gittim yanına.’’Beni büyük zahmetten kurtardın.
Bende ne zamandır ayrılmak istediğimi nasıl söyleyeceğim diye düşünüyordum.Çok sağol,senden ayrılıyorum pislik.Canın cehenneme!’’
dedim.(Sanırım yabancı film izlemeyi azaltmalıyım.) Hızlı adımlarla girdim sıraya.
Müdür yine kulak tırmalamaktan başka bir şey yapmıyordu.Ben tabii ki tedbirli geldim.Yanıma Mp3 çalarımı aldım.
Neyse ki bilim adamlarından biri, okul müdürlerinin geveze olabileceğini düşünüp icaat etmiş bu doğa harikasını.Yoksa Katy Perry’in
Last Friday Night şarkısı dururken müdürün her zaman ki okul övgülerini ve çok çalışmamız gerektiğini duyacaktım.Annem zaten bunu
her zaman hatırlatıyor.Bir kelime,beş heceli,on harfli.ÜNİVERSİTE!
Bir yandan Mp3’ümden şarkı seçiyor bir yandan kulaklığın gözükmemesi için saçlarımla kulaklarımı örtmeye çalışıyordum.O sırada
Müge kolumu çimdikledi.’’Ahh,ne yaptığını sanıyorsun sen!’’diye çıkıştım.’’Deminden beri bağırıyorum duymuyorsun,müdürün konuşması
bitmek üzere.O Mp3’ü görürse affetmez,alır elinden.’’dedi sırıtarak.Hemen kulağımdan çıkarıp,koydum çantama.Müdürün konuşması
bitmemişti ve biteceğe benzemiyordu.Bu yeni okul yılının herkese başarı getirmesini dilerim...Bla bla bla...Başka söz bilmezler mi
bu müdürler?Ohh,hele şükür bitirdi konuşmasını.Bir an hiç susmayacak sandım.Ben direkt sınıfa girdim ve planlar kurmaya başladım.
Yusuftan daha yakışıklı biriyle çıkacaktım.Ama kim?Ben bunları düşünürken gözüme bir çocuk ilişti.Yeni çocuk...’’Gençler,sınav
yapıyorum.Bakalım yazın kimler ne kadar çalışmış.’’dedi hocamız bir solukta.Haydaaa,daha ilk günden sınav mı olur,insaf be hocam,
insaf! Sorular zora benzemiyordu ama odaklanmakta güçlük çektim.Beynimin her köşesi Yusuf’u düşünürken odaklanmam imkansızdı.
Neyse ki Sevda koluma vurdu ve kendime gelmemi sağladı.En son ben verdim test kağıdımı.’’Gençler,biraz bekleyin.Hemen okurum
herkesin kağıdını.’’dedi hoca.Ohhh,hocanın işi gücü yok,hemen okuyacakmış.Hoca beyy,hoca beyyy! Her ne kadar seni dinleyenlerin
sayısı bir elin parmaklarını geçmesede sen bir şeyler öğretmek için para alıyorsun.İşlerini evde değilde dersin tam ortasında yapasın
diye değil! On beş dakika sonra hepsini bitirmişti ve okuyordu.’’Sevdaa! Yaz boyunca ne yaptın kızım sen?Bu not ne böyle?
Cık,cık,cık...15..’’dedi ve hışımla kağıdı Sevdaya fırlattı.’’Al da yanlışlarını gör... Mügee!Senin içinde geçerli bu sözlerim.45 aldın!’’
Anlaşılan iki yakın arkadaşımında durumu vahim.Dost dostun aynasıdır atasözüne göre benimde vahim olacağa benziyor halbu ki iyi
geçmişti sınavım.Acaba atalarımız bu seferlik yanılıyor olabilir mi?Bir kaç isimden sonra sıra bana geldi.’’Defne! Sınıfta en iyisi sensin
ama senden daha iyi bir not beklerdim.Pek iç açıcı sayılmaz notun.75 aldın.’’dedi.İç açıcı değil mi?Sayılarla bir probleminiz mi var
hocam?75=4 ve 4=İyi.İlla 5 olması mı lazım.Hocam 75 aldım,75...Boru değil..Okul çıkışı Müge ve Sevda Avm’e gideceklerini söylediler
ve son kez sordular gelip gelmeyeceğimi.Gelmek istediğimi söyledim ve yola koyulduk.İlk önce Mavi mağazasına girdik.Sevda’nın
dediği kadar indirim varmış gerçekten.Bir paltolon beğendim ve 28 bedenini alıp denedim.Tezgahtar hemen söze girişti.’’Bence bu
tam üstünüze oldu.Gayet güzel bir model zaten en çok satanlar arasında.’’dedi enime boyuma beni süzerek.Ama benden söylemesi,
bu tezgahtarlara pek güvenmeyin azizim,onlar satmak için her şeyi söyler.Benim içime sinmemişti ve bütün reyonları tek tek gezdim.
Bir saat oldu ve bütün paltolonları denedim desem yalan olmaz.Arkadaşlarımda aynı şekilde tabii.Avm’den çıktıktan sonra
bir taksi çağırdık.Müge ve Sevda bindi.’’Defne binsene sende.’’dedi Sevda.’’Benim biraz işlerim var,siz gidin.’’dedim.’’Öyleyse ver
poşetlerini ben götürürüm evine.Zaten evlerimiz dip dibe sayılır.’’dedi elimdeki poşetleri çekiştirirken.Biraz dolaşmak,temiz hava
almak istiyordum.Bir anda yanımdan bir araba geçti ve yerdeki bütün pis sular giysilerimi ıslatmaya yetti.’’Yuhh lan yuhh!İnsan var
burda.Kör müsün kardeşim?Ehliyetini Facebook sayfasından mı aldın?’’sözleri çıktı ağzımdan,ahh çıkmaz olaydı.
Arabadan kim indi tahmin edin.Evet,tam düşündüğünüz gibi.Oklar yeni çocuğa çevrilsin.O kişi yeni çocukkk...
’’Gerçekten çok özür dilerim.Çok sakarım değil mi?’’dedi hafif bir gülümsemeyle.
’’Asıl ben özür dilerim.Demin sana neler dedim.Bir an kendimi kaybettim.Normalde böyle biri değilimdir yani.’’
’’Ne dedin ki az önce?’’dedi sağ elinin baş parmağı ve işaret parmağıyla çenesini kaşıyıp.
’’Ne yani,az önce dediklerimi duymadın mı?’’dedim bataklığa yarım olarak batmış ve tam batmak için çabalayan insanlar gibi.
’’Yoo duymadım,ne söyledin?’’
’’Aslında önemli bir şey söylemedim.Hani insanlar der ya ehliyetini kasaptan mı aldın diye.Bende Facebook’ta beğendiğin sayfadan mı
aldın.100 arkadaşını önerme karşılığında ehliyet mi hediye ettiler dedim.Espiri olsun diye.’’
’’Çok tuhaf birisin.’’dedi gülümseyerek.’’Seni eve bırakmamı ister misin?’’
’’Gerek yok.’’dedim.Orda da saçmalamaya devam ederim falan.İyice batarım dibe.Arabanın camını yarıya kadar açıp,el salladı ve
uzaklaştı.Bu aptallıklarımdan sonra bir daha yüzüme bile bakmaz heralde.
YORUMLAR
Sevgili Nida Kardeşim,
Bir kere bu metin, " roman denemesi" değil, olsa olsa küçük bir öykü denemesi olur.
Yaşınızın genç olduğu metindeki acil aktivitelerden belli oluyor.
Bu anlattıklarınız, herhangi bir lise öğrencisinin günlüğüne karaladığı sıcak bir anıyı andırıyor.
"Hiç mi iyi bir şey yok?" diyeceksiniz.
Var elbette: Öncelikle cesaretinizi kutluyorum.Yaşıtlarınız sağda solda manitalarıyla gönül
eğlendirirken, sizin oturup bir şeyler yazmaya çalışmanız bile takdire şayan bir durum.
Çok okumak gerekiyor çok...
Unutmayınız ki bir bardak dolmadan taşmaz.
Önce dolmak gerekir.
Önünüzde uzun yıllar var inşallah, yazmaya devam ederken bunun bin katı okumalısınız.
Nasıl olsa bu birikimler su yüzüne çıkacaktır.Başarılarınızın devamını diliyorum.
Hoşça kalın:))
Deniz Pınar
:)